Son birkaç haftadır, neredeyse her gün yangın hadisesi duyuyoruz.
Havaların ısınmasıyla her yaz olduğu gibi üzücü orman yangını haberleri de başladı. Antalya, Marmaris, Kuşadası, Çanakkale orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Dünyanın her yerinde yanan ormanlar, tarım alanları var. Bunun ormanın kendisinden kaynaklanan ve önlenemeyen sebepleri olduğu gibi, ne yazık ki insan eliyle başlayan yangınlar da çok fazla.
Geçtiğimiz haftalarda Diyarbakır'da başlayıp Mardin'e kadar ulaşan ve başta anız yakılması sonucu başladığı ancak soruşturmalar sonrasında elektrik iletim hatlarından kaynaklandığı belirtilen yangının bilançosu korkunç. 15 vatandaşımızı hayatını kaybederken, hektarlarca tarım alanı, orman arazisi yandı. Pek çok hayvan ve orman canlıları yaşamını yitirdi. Sevdiklerini kaybedenlerin feryatları yürekleri dağladı, hepimizin boğazı düğümlendi. Yangının çıkış sebebi belirttiğim gibi , soruşturmalar neticesinde elektrik iletim hatlarındaki bir infilak olarak açıklandı. Haberde, bölgedeki elektrik dağıtım şirketinin daha önce de sebep olduğu yangın nedeniyle zarar gören köylülere tazminat ödediği bilgisi de vardı.
Kurban Bayramının ikinci gününde Tuzla da bir organize sanayi bölgesindeki fabrikada çıkan yangın tesisin tamamına yakınını etkiledi, rüzgarın etkisiyle komşu fabrikalara ve ormanlık alana sıçradı. Milyonlarca dolar zararın olduğu belirtilen yangının sonrasında sigorta eksperleri iş başında.
İstanbul' daki bir şantiyede inşaat malzemelerinin tutuşmasından kaynaklandığı belirtilen yangın Anadolu yakasını dumana boğdu.
6 Şubat depremleri sonrası deprem konuları şantiyelerinde yaşanan yangınlarda şantiye tesisleri, konut inşaatlarının bir kısmı yandı, zarar gördü.
Birkaç gün önce İzmir Torbalı'da bir restorandaki infilak nedeniyle 5 kişi yaşamını yitirdi.
En son Uludağ Üniversitesi kampüsü yangın tehdidi ile karşı karşıya kaldı , yurtlar boşaltıldı.
Geçenlerde internette dolaşırken sadece 2024 Haziran ayında, bir önceki yaz boyunca çıkan yangınların 5 katı arazinin yangında yok olduğu haberine rastladım. Bu korkunç bir durum. Doğal yangınların yanında insan eliyle oluşan yangınlar yüzlerce adet daha fazla.
Geçtiğimiz günlerde katıldığım bir toplantıda son birkaç ayda 10 dan fazla büyük endüstriyel tesiste büyük zararlar veren yangınlar çıktığı konuşuluyordu. Tesisler kısmen falan da değil neredeyse tamamen kullanılamaz hale gelmişler.
Hemen her yangın hadisesinden sonra önlemlerin yetersizliği, mevzuatla uyumsuz durumlar, müdahalenin gecikmesi, yangına anında müdahalede bireysel eğitim eksikliği gibi konular gündeme geliyor. Elimizde her defasında korkunç bilançolarla karşı karşıya kalıyoruz.
En büyük, önemli ve birinci öncelik tesislerde, konutlarda, plazalarda, inşaatlarda bulunan binlerce insanın can güvenliği .
Peki yangına karşı alınan önlemler, verilen eğitimler yeterli mi ? Ne kadarı gerçek anlamda yerine getiriliyor? Tatbikatlar ne kadar akılda kalıyor.
Çalıştığımız plazada yangın tatbikatları yapılırdı. Bir gün öncesinden haber verilir genellikle öğle tatiline denk getirilirdi. Tatbikata birkaç dakika kala sinir bozucu siren sesinin eşliğinde ayağımızda zaten bildiğimiz için hazır getirdiğimiz spor ayakkabılarımız, çantamızı kolumuza takıp sakin sakin merdivenlerden iner, öğle yemeğine giderdik. Bulunduğumuz binada, personeli ile birlikte aynı anda yaklaşık 2000 kişinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Alt katlardakiler şanslıydı, acele etmeden tıngır mıngır inerlerdi. 10. kattan sonrası için o merdiven in in bitmez. Şimdi de bu durumu gerçek bir yangın anında düşünün. İnsanların tepkilerini kontrol etmek mümkün değil. Allianz Teknik serisindeki videolardan hatırlarsınız, yangında alevler kadar korkutucu diğer etken duman. 30 katlı bir plazanın merdivenlerden korku içinde aynı anda inmeye çalışan 2000 kişi, üstüne duman ve paniği düşünün.
Farkındalığı yüksek endüstriyel tesisler yangın riskine dikkatle eğiliyor, eğitimlerini aksatmıyorlar. Kuralları titizlikle uyguluyorlar. Tesislerdeki makinelerdeki arıza ya da tıkanmalar, infilaklara yangına sebep olabiliyor, makine ile beraber makinenin içindeki yağ ile beraber yangın büyüyebiliyor. Yıllar önce bir kumaş üretim fabrikasındaki dokuma makinelerinden birinin infilak anının kaydedildiği videoyu seyretmiştim. Makine neredeyse 2 katlı bir bina kadar. Videoda makinenin başındaki işçinin makinenin altında işini bitirip çıkmasının hemen ardından, daha birkaç adım atmışken makine büyük bir gürültü ile infilak ediyor ve büyük bir yangın başlıyor, alevler metrelerce yüksekteki tavana kadar çıkıyor. Patlamayı takip eden saniyeler içinde birkaç işçi ellerinde büyük söndürücülerle yangına müdahale ediyorlar, birkaçı da kıl payı kurtulmuş ve infilakın etkisiyle yere kapanmış olan arkadaşlarını uzaklaştırıyordu. Bir film sahnesi gibi izlediklerim gerçekti. İşçi yara almadan kurtulurken infilak eden makine tamamen yandı, çatı da kısmen zarar gördü. Milyonlarca dolarlık tesisteki personelin eğitimli olması ve yangına hemen müdahale ederek yayılmasını önlemeleri sayesinde tesisin tamamını yanmaktan kurtaran, birkaç milyon dolarla atlatılmış bir yangındı.
Yangın, sabit kıymet sigortalarının ana teminatı, zaten sigorta sektöründe genel adı da "yangın sigortaları" Sigortacılar bir riske teminat verirken , sigorta edilen binaların/tesislerin bina yangın ve deprem yönetmeliklerine uygun olduğunu baştan kabul ederek başlıyorlar. Bu yönetmelikler, mevzuatların amacı başta can güvenliği, varlıkların korunması ve önlemlerin sürekliliğini sağlamak.
Daha birkaç ay önce Gayrettepe de bir gece kulübü tadilatında çıkan infilakta 29 kişi hayatını kaybetti. Şimdi de çok yeni İzmir Torba da yine benzer bir patlama oldu, 5 can gitti .Bu olayda akla gelen ilk sorulardan biri "tadilat var mı?" Belli ki bir önceki olay akıllarda kalmış ama asıl konu mevzuata uygunluk, önlemler, denetimler, izinler!
Sigorta risk gerçekleştikten sonra devreye giren bir mekanizma olarak düşünülse de , sigorta sektörü daha teklif aşamasında sorduğu ilettiği soru formları ve teftişlerle, soruları dikkatle inceleyen ve yanıtlayan kurumlarda ister istemez kendilerini bir kontrol etme ihtiyacı doğurarak risk farkındalığına katkıda bulunuyor.
Çok sık dile getirdiğim risk mühendisliği ve risk analizi raporlarında , tesisin faaliyeti ve özelliklerine göre farklı hasar senaryoları çalışılıyor biliyorsunuz ( EML, PML) . Buradan çıkan sonuçlar ve senaryolar tesisin sigorta edilmesinde dikkate alınan en önemli bilgi. Risk teftişi esnasında tesisler güvenlik önlemleri açısından bir skorlamaya tabi tutuluyor, UW fiyat ve koşulları belirlerken bu bilgileri dikkate alıyor.
Yangınlardan sonra en çok eksik teminatlar ( yangın mali sorumluluk, kar kaybı) ve eksik sigorta sorunları ortaya çıkıyor.
Yangın mali sorumluluk teminatı sigortalı tesislerde gerçekleşen yangın, yıldırım, infilak, duman, dahili su ve GLHHKNH-Terör olaylarının etrafa sirayet etmesi nedeniyle oluşan fiziksel zararlarda devreye giren bir teminat. Global reasürans piyasasında genel sorumluluk başlığında sigorta edilebilen bu risk (fire legal liability) ülkemizde sabit kıymet sigortaları altında ve sadece fiziksel zararlar için sigortalı tesisin toplam bedelinin bir kısmı oranında alt limitle sigorta kapsamına dahil edilebiliyor. Primleri de oldukça makul. Teklif alırken tesisin konumuna ve yükümlülüklere göre önerilen limitlerin yeterliliği kontrol edilmeli, azsa yükseltilmeli.
Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk sigortalarında ise yangından kaynaklı sorumluluklar ek bir sözleşme ile dahil edilebiliyor. Yani özellikle belirtilmezse kapsama dahil değil. Genellikle üzerine çok düşülmeyen bu teminat aslında işletmelerin sorumlu tutulabilecekleri pek çok durumda devreye girebiliyor.
Tesisteki yangın komşu işletmelere sıçrayabilir ve zarar verebilir. Dumanın etkisiyle komşularda kirlenme ya da depolarında ham madde ve mamullerde zarar oluşabilir, kullanılmaz hale gelebilir.
Örneğin kendi konut poliçemde yangın sorumluluk limitinin en az kendi dairemin bedeli kadar olması için sigorta şirketinin verdiği limiti yükseltip karşılığında ek prim ödüyorum. Sonuçta komşularım da benzer dairelerde yaşıyor ve benimle benzer şekilde zarar görebilirler.
Kar Kaybı konusunu detaylı olarak paylaşmıştım. Bu konudaki yazılarıma en sonda yer alan bağlantılardan ulaşabilirsiniz.
Eksik sigortaya gelince, gerçekten dilimizde tüy bitti demek istiyorum. Protection Gap (Koruma açığı) , nispet kuralı, eksik ödenen tazminatlar, sigorta bedeli nedir, sigorta değeri nedir gibi sigorta bedelinin doğru belirlenmesi için kullanılan her yöntemden bahsedildi.
Eksik sigorta, sadece zarar gören varlıkların yerine konmasında değil, enkaz kaldırma gibi sigorta bedeli üzerinden belirli bir oranla sağlanan teminatlarda da sorun. Genellikle sigorta bedelinin %4 ü gibi bir alt limitle verilen enkaz kaldırma masrafları , sigorta bedel düşük olduğunda sigortalı yandığı yetmemiş gibi bu masrafların karşılanmayan kısmını da ödemek zorunda kalıyor.
2023 yılında yayınlanan yayınlanan haberde Türkiye’de meydana gelen 795 endüstriyel yangının sebepleri incelenmiş ve yangınların yüzde 24’ü düzenek eksiliğinden, yüzde 41 ise prosedür takip eksikliğinden kaynaklandığından bahsediliyor. Adıyaman'da deprem evleri şantiyesinde işçilerin yatakhanelerinde çıkan, neyse ki can kaybının olmadığı yangının hemen ardından basında çıkan haberlerde yangından sonra şantiye personellerine yangın önlemleri ve yangın esnasında yapılması gerekenler hakkında teknik eğitimler verildiği, afet konut şantiyeleri için danışman firmanın iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ile irtibat kurularak gerekli istişarelerin yapıldığı haberleri var. İş işten geçtikten sonra. Bu tek değil ki, ne zaman bir yangın olsa- Bakınız İzmir Site Yangını, İnegöl Yangını, Gayrettepe Yangını, İzmir Torba Yangını, Tuzla Yangını, sonrasında önlemlerin eksikliğinden, eğitimsizlikten, ihmalden, denetimsizlikten bahsedildi.
İnegöl Yangınları serisine şu paragrafla başlamıştım;
"Sigorta şirketleri neden bu kadar çok soru soruyorlar? Bizi neden sigorta etmiyorlar? Primler neden bu kadar yüksek? Sigortacıların istediği önlemleri alırsak batarız! O kadar önlemi alırsam sigortaya gerek kalmaz! Bizim binamız yapıldığı zamanki yangın yönetmeliğine uygun!"
Amaç yıllarca emek, know-how ve yatırımla kurulmuş tesislerin doğru bedelle ve uygun kapsamla sigorta edilmesi olmalıyken, çok prim ödemeyelim kaygısı , bilgisizlik ağır basıyor.
Sigorta bir satın alma DEĞİL, bir risk transferi.
Bu kadar çok yangın ve tespit edilen eksikliklerden sonra "sigorta şirketleri çok soru soruyor, teminat vermiyor" diye şikayet edilebilir mi?
Herkese kolaylıklar
NOT- Hepimizin yüreklerini dağlayan Diyarbakır ve sonrasında çeşitli bölgelerimizde çıkan orman yangınları hakkında bilgiler çok yakında. Hepimize geçmiş olsun.
#yangin #sigorta #denetim #onlem #ISG #koruma #danismanlik #farkındalik #deprem #yonetmelik #yanginlamucadele #tatbikat #egitim #riskmuhendsiligi #sorumluluk #hasar #korumaacigi #fire #insurance #inspection #precaution#protection #workhealthandsafety #consultncy #awareness #regulation #firefighting #practise #riskengineering #liability #damage #protectiongap #eksiksigorta #underinsurance
İlgili blog yazıları
Kommentit