Bugün eksik sigorta hakkında uzun bir yazı hazırladım size. Yaşanan bunca kayba rağmen, eksik sigorta konusunun bir türlü aşılamaması çok can sıkıcı.
Sigortada ekonomik olarak faydalı olan sigorta miktarı ile fiilen alınan teminat miktarı arasındaki fark olarak tanımladığımız Protection Gap denilen bir terim var. Protection Gap için, muafiyetler, eksik sigorta, eksik teminat veya limit ile, öngörülen limit ya da bedelin üzerinde gerçekleşen ancak sigorta edilemeyen tutarlar diyebiliriz.
Muafiyetlerle, sigorta edilemeyen zararlar sigortalının kontrol ve inisiyatifinde olmayabilir, ancak sigorta bedeline veya piyasada mevcut olan sigorta limiti / teminata karar vermek sigortalının kontrolünde.
Sigortanın temel prensiplerinden biri olan Tazminat Prensibinde , hasar tazminatı hesaplanırken dikkate alınan unsurlardan biri sigorta bedeli.
Biraz Terminoloji başlıklı yazımda belirtmiştim;
Sigorta Bedeli- Sigortalı kıymetin poliçe üzerinde yazan tutarıdır.
Sigorta Değeri - Sigortalı kıymetin hasar anındaki piyasadaki yeni veya rayiç bedelidir.
Rayiç (Market Value) Bir malın kendi piyasasındaki ikinci el veya kullanılmış değeridir.
Yeni değer (New Value)- Hasar gören kıymetin tazminat ödemesinin piyasada "sıfır değeri" ya da yenisi baz alınarak yapılması anlamına gelir.
Bu tanımlar bir zarar oluştuğunda hasar tazminatının nasıl hesaplanacağını belirliyor. Şubat ayındaki depremlerde eksik sigorta konusu o kadar çok karşımıza çıktı ki, sigortalılar deyim yerindeyse tazminatlardaki kesintilere kazan kaldırdılar, şikayet ettiler, mutsuzluk ve hayal kırıklığı had safhadaydı.
Eksik sigorta, en basit tanımıyla, zarar gören kıymetin poliçe üzerinde yazan sigorta bedelinin piyasadaki değerinden düşük olmasıdır. Hasar tazminatı hesaplanırken eksik sigorta Nispet Kuralına (NK) göre hesaplanır.
NK : Sigorta bedeli/ Sigorta değeri = % xx
Diyelim ki bu hesaba göre sigorta poliçenizde %30 eksik sigorta var, bu durumda hasar tazminatınızdan da %30 kesinti yapılır.
Peki neden eksik sigorta oluyor?
Bunun piyasayı takip etmemek, bilmemek, defter değeri kullanmak, çok prim ödememek için bedeli bilerek düşük tutmak, önemsememek, unutmak gibi çeşitli sebepleri var. Sonuçta sigortada beyan esastır.
2019 yılının sonunda tüm dünyayı etkisi altına alan ve 2021 sonuna kadar hayatı neredeyse durduran pandemi, işletmelere çok zarar verdi. Üretim yavaşladı, yatırım ve bakım onarım maliyetleri yükseldi, lojistik maliyetleri fırladı. Ardından tüm dünyada ciddi ekonomik kriz baş gösterdi, hala da devam ediyor. İşletmeler bir taraftan yeni konjonktürde ayakta kalmaya çalışırken, diğer taraftan maliyetlerini baskılamak zorunda kaldılar. Sadece 1 yıl içinde asgari ücrete gelen zamlar, yakıt, lojistik, hammadde maliyetlerindeki artışlar düşünüldüğünde, işletmelerin birden fazla cephede savaştıkları bir dönem olduğunu söyleyebiliriz. Ne yazık ki sigorta kolaylıkla vazgeçilebilen, ya da olsun ama şu kadar para olsun, denilebilen maliyetlerden biri.
Şubat ayındaki depremlerde ortaya çıkan eksik sigorta durumları ise bilgisizlik, talihsizlik, bir şey olmaz düşüncesi ,ama bana göre en çok eksik ya da hatalı danışmanlıktan kaynaklandı.
İşletmeler zor koşullar altında faaliyetlerine devam ederken, kış şartlarında korkunç bir felaketle sarsıldılar. Deprem bölgesinde çalışan eksperler ve sigorta şirketlerinin dile getirdiği en büyük sorun , zaten sigortalılık oranının düşük olduğu bölgede, yetmezmiş gibi, sigortalı olan tesislerdeki eksik sigorta ve eksik teminatlar oldu.
Peki sigorta bedeli nasıl belirlenmeli?
Bina bedellerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın her yıl yayınladığı ve güncellediği m2 yapım maliyetleri var. En son tebliği geçen Ağustos ayında duyuruldu. Elbette burada belirtilen maliyetlere enflasyon ve satın alma artışlarının yansıtılması gerekli.
Konutlardan bahsedelim. Depremde DASK'ın ZDS sigortasından faydalanmak isteyenlerin poliçelerinde iki önemli sorun ortaya çıktı: İlki primi düşük tutmak için (konutun düşük m2 olarak gösterildiği poliçeler , diğeri de 25 Kasım'daki yeni tarifeye göre zeyilleri yapılmamış ZDS poliçeleri. İkinci sorun yargıda.
ZDS deki sigorta bedeli, hasar sonucunda alınabilecek maksimum bedeli belirler. Sigorta bedeli m2 x tarifede belirtilen inşa maliyeti olduğu ve ZDS bir ilk ateş sigortası olduğu için m2 ne kadar düşük gösterilirse, alınacak tazminat da o oranda azalır. ZDS de yaşanan durum bir eksik sigorta değil, maliyeti düşürmek amacıyla yapılmış yanlış sigorta diyebiliriz. Eve elektrik, su bağlatmak için, bilerek düşük gösterilen ya da acentelerin bir şey olmaz yeter ki işin görülsün deyip düzenlediği ZDS poliçelerinden alınan düşük tazminatlar nedeniyle DASK hasarları eksik ödüyor şikayetleri çoktu.
Yanlış m2 de yaşananları örnekle anlatmaya çalışayım:
Yan yana iki daire, her ikisi de 100 m2, 1. derece deprem bölgesinde. Dairelerin biri ZDS de 100m2 yerine 50 m2 gösterilmiş. Deprem olduktan sonra ikisi de ağır hasarlı bu iki dairenin tazminat hesaplamaları kabaca şöyle:
A Dairesi - ZDS Sigorta bedeli 50m2 x 3.016 TL = 150.800 TL , aslında olması gereken Sigorta Değeri 301.600 TL
B Dairesi - ZDS Sigorta bedeli 100 m2 x 3.016 TL = 301.600
A Dairesi ağır hasar deprem tazminatı hesaplaması
%50 eksik gösterilen m2 nedeniyle tazminat bedeli 150.800 TL Buradan da muafiyeti düşüldükten sonra tazminat 147.784 TL
B Dairesi- Sadece muafiyet olan 6.032 TL düşülüyor ve ödenecek tazminat tutarı 295.568 TL
Peki 50m2 ile 100 m2 nin prim farkı ne kadar ?
m2 si doğru bildirilmiş olsaydı, kaba hesapla net primi 708 TL olacaktı, ama 50 m2 bildirilince 354 TL prim hesaplanmış. 354 TL tasarruf, ama günün sonunda cepten çıkan 156.832 TL. Halbuki doğru yapılsaydı cepten sadece 6.032 TL çıkacaktı.
DASK prim hesaplama sayfasından priminizi hesaplayabilirsiniz,
Konut sigortaları iki aşamalı biliyorsunuz: İlki DASK'ın sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS-sadece bina kısmı için), ikincisi ise ZDS'nin aşan kısmını kapsıyor; bina deprem ile, bina ve konuttaki eşyaların tamamı için yangın, hırsızlık, ekler, deprem gibi teminat paketleri ile yaptırılan isteğe bağlı olan sigorta. Eğer böyle bir poliçeniz varsa , bina zararlarının ZDS üstünde kalan kısmı ve eşyalardaki zararları bu sigortadan talep edilebilir. Konuttaki eşya bedeli belirlenirken temel eşyalara ek olarak, halı, perde, mutfak eşyaları, kıyafetler gibi hayatın ayrılmaz parçası olan eşyaları unutmayın. Hatırlarsınız Terzi Söküğünü Dikemez başlıklı yazımdaki ilk anımda kendi konut sigortamdaki yanlışımı paylaşmıştım.
Ticari risklerde eksik sigortanın sonuçları çok ağır olabiliyor. Yine bir örnekle anlatayım:
Poliçe üzerinde bina 20 M TL ve makine 80 M TL olmak üzere toplam bedeli 100 M TL olan bir üretim tesisinde, deprem sonucunda binada yangın çıkıyor, yıkılan yerlere ek olarak yangın makinalara da zarar veriyor ve 30M TL lik zarar oluşuyor. Bu zararın 6 M TL'si binada, 24 M TL'si ise makinelerde. Eksper incelemesinde binada ve makine ekipman bedellerin düşük olduğunu tespit ediliyor ve binanın aslında 23M TL, makine ekipmanın ise 112 M TL den sigortalanmış olması gerektiğini belirtiyor. Bu binada %13, makine bedelinde ise %29 eksik sigorta anlamına geliyor.
Poliçede deprem ve deprem neticesi oluşan tüm zararlar, her hasarın %20'si sigortalı tarafından karşılanmak üzere ve toplam sigorta bedelinin %80'inin (%2'si minimum muafiyet şartıyla) teminatta.
Hasarın hesaplanmasında eksperden yardım aldım. Oldukça uzun ve detaylı bir tabloda yapılan eksik sigorta, muafiyet ve koasürans kesintilerinden sonra 30 Milyon TL lik hasar karşılığı sigortalının alacağı tazminat 16,2 Milyon TL sına düştü. Sigorta yapılırken, düşük bedeller sayesinde primde 150.000 TL kadar tasarruf edilirken, hasar sonrası cepten karşılanacak tutar çok yüksek.
Ticari risklerde bina ve muhteviyat (makine tesisat dekorasyon) bedelini tespit edebilmek için genellikle demirbaş listeleri kullanılıyor, ancak burada yapılan önemli hatalar var.
Bina bedeli (arsa bedeli hariç): Burada binanın yeniden yapım bedeli baz alınmalı. Mevzuatta yıllık amortismanlar var, ama defter değeri baz alınırsa sigorta bedeli hatalı oluyor. Bu nedenle bina bedeli belirlenirken, temeller dahil, tesisi oluşturan bütün taşınmazlar, tesisat ve varsa özel yapılar, yeniden yapım maliyetleri ile dikkate alınmalı.
Makine ekipmanda ise durum biraz daha karmaşıklaşabilir. Öncelikle makine ve tesisatın yaşı, model, performansına göre piyasadaki ikinci el değerine (rayiç) veya yeni değerine (yeniye ikame) göre olup olmayacağına karar vermek gerekiyor. Sabit kıymet poliçesinde rayiç bedel kullanılabilir ancak, makine kırılması ya da elektronik cihaz sigortası yaptırıyorsanız bedel mutlaka yeni değer olmalı.
Ayrıca bazı tesisatlar çok iyi performansla çalışmasına rağmen, yaşlı olabiliyor. Sigorta şirketlerinin mekanik ve elektronik varlıklar için yaş sınırlamaları ve yeni değer için de özel uygulamaları var. Poliçenizi yaptırırken bunlara dikkat etmelisiniz.
Eksik sigortanın önlenmesinde en önemli sorumluluk aracılık eden acente ve brokerlara düşüyor.
Sigortalı eksik sigortanın sonuçlarını bilmeyebilir. En büyük yanılgı 'zaten tesisin tamamına bir şey olmaz, olursa da poliçedeki bedel yeter' yanılgısı (kendilerince bir imit koyabilirler). Halbuki Yangın genel şartları sigortanın , sigortaya konu varlıkların toplam bedeli üzerinden yapılması gerektiğini belirtir. Bilgilendirmek ve bu yanlışı düzeltmek sigorta aracısının sorumluluğu.
Yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki hareketlilik sahip olduğumuz her şeyin maliyetini yükseltti. Gelecek yılın bütçeleri, satış hedefleri, yeni kurlar veya enflasyon tahminine göre yapılıyor ama gelin görün ki sabit varlıkların bedellerini güncellemek atlanabiliyor, hatta bazı poliçelerde bedeller yıllarca aynı kalıyor. Bina, tesisat ve sigorta edilecek ne varsa maliyetleri arttığına göre, bu artış poliçedeki sigorta bedeline de yansıtılmalı. Burada sorumluluk poliçe bedeline karar verenlerde. Sonuçta o cirolar, sahip olunan tesisler varsa gerçekleşebilecek. Muhasebe kayıtları bu tür hesaplamalarda sağlıklı bilgi veremiyor.
Özellikle poliçe dönemi içinde yapılan yatırımlar varsa durum daha da ilginçleşiyor. Tesise yeni bir üretim bandı yapılıyor, maliyetler çok güncel, bu maliyetler referans alınarak tesisin tamamının güncel bedeli öngörülebilir. Ama poliçelere 'yeni yatırım yüksek bedeller ekleniyor, diğerleri olduğu gibi kalıyor, halbuki taptaze bir maliyet bilgisi var ama yeni olan önemseniyor, eskilere dokunulmuyor . Ama hasar olursa da hangisine zarar gelirse gelsin sigorta yerine koysun diyoruz, nasıl olacak ?
Düşünün ki bir tesisi yıllardır sigorta eden acentesiniz, müşteriniz her yerde yeni yatırımlarını duyuruyor, bununla övünüyor. Müşterinize bu yatırımı sigortalayalım diyorsunuz ve poliçeye ekletiyorsunuz ama, mevcutta sigortalı olan bedelle ilgili bir değişiklik önermiyorsunuz.
Kendi tecrübemden örnek vereyim: Her tanışma toplantısı öncesi sigortalıyı çalışırım. Yine bir toplantı öncesi basında çıkan haberlere, ilk 500/1000 firma satış rakamlarına baktım, şirketin o yıl için yeni yatırım yaptığı , hatta yeni yatırımın açılış töreni gibi pek çok habere rastladım. Toplantı sonrasında inceleme için sigorta poliçelerini aldığımda, sigorta poliçelerindeki toplam bina ve tesisat bedelinin yeni yatırım bedelinden düşük olduğunu gördüm. Yıllardır tıkır tıkır işleyen onlarca bina, depo ve banttan oluşan tesislerin tamamı yeni yatırımdan daha düşük bedelle sigortalıydı. Böyle bir şey olabilir mi ?
TL poliçelerde yaşanan enflasyon ve varlıkları yerine koyarken alımların ithalat bazlı olması ciddi eksik sigorta sorunu yarattı. TL poliçelerdeki enflasyon korumaları hasarlarda ne yazık ki yetersiz kaldı.
Tedbiren poliçelere eksik sigorta için bir koruma klozu konmasında fayda var.
Sigortalı, bilgilendirmenize rağmen kendi beyanında ısrarlı olursa, bu durumda kendisini eksik sigorta ve sonuçları hakkında yazılı şekilde bilgilendirerek, yazılı hatta imzalı onayını almanızı tavsiye ederim. Sonuçta söz uçar, yazı kalır.
Peki eksik sigorta nasıl önlenebilir?
Hasar sonrası, eksik sigorta ezbere verilen bir takdir değil. Çünkü sigorta bedeli belirlenirken, her sigortalının maliyet dinamikleri birbirinden farklı olabilir. Bir sigortalı satınalma büyüklüğü ve rekabet gücüyle bir ekipmanı piyasa fiyatının altında mal edebiliyorsa, bedeli de bu doğrultuda belirleyebilir. Açıkçası sigorta bedelinin hesaplanması ve hasar anındaki bedel tespitlerinde karşılaşılan durumları konunun uzmanlarından dinlemekte her zaman fayda var. Burada gerçekten yüzeysel bilgi verebiliyorum, bence sigorta bedeli tespiti ve hasar bedel tespiti bir yazıya sığamayacak kadar çok detayı olan, tam bir teknik makale materyali.
Mutabakatlı Kıymet Raporları (MKT) doğru sigorta bedelini tespit etmek için en çok kullanılan yöntem. Bazen sigorta şirketleri maliyetleri kendileri karşılayabiliyor. Burada önemli olan, bedel tespit çalışmasının, konusunda yetkin taraflar - bence sigorta eksperleri - tarafından yapılması. Rapor hazırlanıp karşılıklı imza altına alındıktan sonra, bu tüm tarafları bağlar. Yeri gelmişken, Mutabakatlı Kıymet Raporu Risk Analizi Raporu değildir. Sigortalı kıymetlerin maruz kalacağı riskler ve önlemleri değil, sadece bedelleri içerir. Bazen sigortalılar raporumuzu var diyorlar, bahsettikleri aslında MKT.
Sigorta bedeli TL olacaksa, ithalat maliyetleri, enflasyon dikkate alınmalıdır. Döviz bazlı poliçelerde de piyasadaki güncel maliyetler takip edilmeli, çünkü bazen bir tesisatın bedeli zaman içinde düşebiliyor, bazen de artabiliyor.
Sigorta edilecek kıymetlerin bedellerini belirlemek için dışarıdan hizmet almak istemeniz durumunda , çalışmanın endüstriyel risklerde uzman bir eksper tarafından yapılması önemli. Gayrimenkul değerleme uzmanları endüstriyel tesislerin bedellerini belirlemede yetersiz kalabilirler. Makine parkı, üretim bantları, yardımcı tesisler, altyapı gibi tesisi oluşturan unsurların bedelleri ancak bu konuda tecrübeli, piyasa dinamiklerine hakim ve fiyat veri tabanına erişimi olan eksperler tarafından belirlenebilir.
Yeri gelmişken, sigorta bedelinin olması gerekenden yüksek gösterildiği durumlardaki Aşkın Sigortadan da bahsedelim. Eğer poliçe üzerindeki bedel, piyasa değerinin üzerindeyse , sigortacı yine zarar gören kıymetin piyasadaki değerini ödeyecektir (yoksa sebepsiz zenginleşmeye yol açar). Aşkın sigorta olması durumunda fazladan alınan primin iadesi ise kanunla belirlenmiştir.
TTK 6. Kitap Aşkın Sigorta hükümleri aşağıdaki gibidir;
b) Aşkın sigorta MADDE 1463- (1) Sigorta bedeli sigorta olunan menfaatin değerinin üstünde ise, aşan kısım geçersizdir. Bu sebeple, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilir ve tahsil edilmiş fazla prim geri verilir. (2) Sigorta ettirenin, mali çıkar sağlamak amacıyla kötü niyetle yaptığı aşkın sigorta sözleşmesi geçersizdir. Sözleşme yapılırken geçersizliği bilmeyen sigortacı, durumu öğrendiği sigorta döneminin sonuna kadar prime hak kazanır.
Bugünlerde kulağıma gelen bilgilerden biri de brokerlerin ihtiyari plasmanlardaki reasürörleri sigorta bedelleri konusunda ikna edemedikleri. Portföylerinde benzer tesisleri sigorta eden reasürörler, kıyaslama tablolarına bakarak aynı büyüklükte ve aynı faaliyetteki tesisin Avrupa'nın üçte biri bedelde olmasını kabul etmiyorlar ve bedellerin düzeltilmesinde ısrar ediyorlarmış.
Haklılar. Neden mi?
Eksik sigorta konusu eksik ödenen tazminatların yarattığı can sıkıntısının yanı sıra, itibara da çok zarar veren bir durum. Eksik sigortanın önlenmesinde sigorta şirketlerine ve sigorta aracılarına çok büyük sorumluluk düşüyor. Sigorta şirketi kanuna, kurallara ve genel şartlara göre hareket eder. Sigortalılar eksik sigortanın sonuçları hakkında bilgilendirilmezlerse, beyanlarının sonuçlarıyla tek başlarına uğraşmak zorunda kalıyorlar. Bu sektöre olan güveni zedeliyor ve bir imaj felaketine dönüşüyor. Çünkü zaten az ve genellikle de yanlış bilinen sigorta hakkında çıkan her olumsuz haber, sektörün itibarına darbe vuruyor. "Sigortacının tek derdi hasar ödememek" söylemi kendi kendini pekiştiriyor. Sektöre olan güveni korumak için sigorta piyasaları, son derece hassas bir yaklaşımla bu yanlış algının oluşmaması için işi baştan sıkı tutuyorlar.
Protection Gap konusuna ileride daha detaylı değineceğim. Bugün eksik sigorta konusundaki temel hatalar, sonuçlar ve çözümlerden bahsettim. Belirttiğim gibi, bedel tespiti yapmak 5 dakikalık bir işlem değil. Özenli çalışılmadığı takdirde sonuçları vahim olabilir. Sigorta bedellerinizin gerçeğe ne kadar yakın olduğunu kontrol etmeniz veya ettirmenizde fayda var.
Yenilemelerinizin öncesinde, sigorta bedellerinizin doğru ve gerçekçi olduğundan emin olun. Sigorta poliçenizin işletmenizle birlikte yaşadığını ve değişimlerin poliçelerinize de yansıtılması gerektiğini kendinize sık sık hatırlatın.
Sigorta bedelinin doğru belirlenmesi, risklerin ölçümü, sigorta poliçelerinin işletmelerin risklerine uygun kapsamda düzenlenmesi için önümüzde uzun bir yol var. Deprem sigorta poliçelerindeki pek çok eksikliği ve yanlışlığı ortaya çıkardı. Primden tasarruf edeyim ya da bir şey olmaz deyip, hiçbir şeyi değiştirmeden aynen devam etmek bile bile lades olur.
Herkese kolaylıklar.
#sigorta #eksiksigorta #deprem #ikame #rayiç #eksper #tazminat #bedel #deger #hasar #muafiyet #tenzilat #dask #zds
Comments