Bu pazar günü, uzun zamandır hepimizi etkisine alan hüzünlü ve gergin gündemden bir kaç dakika uzaklaşmak iyi gelir diye düşündüm.
Sigortalı hayatta başımıza çok olay gelir, hepsi kendine özel farklı bir sürü durumla karşılaşırız. Bugün kendi poliçelerimden bahsedeceğim.
Anı 1- Geçen yüzyıldan :)
Yıllar önce brokerde müşteri temsilcisi olarak yaptığım bir sigorta şirketi ziyaretinde yine sektörü çekiştiriyorduk. Hep yaparız :)
Sigorta şirketinin teknik müdürü, uzun yıllardır birbirimizi tanırız ve hala birbirimizi arar sorarız, broker satış temsilcisi, müşterimin sabit kıymet poliçesi hakkında konuşurken konu nasıl oldu tam hatırlamıyorum , döndü dolaştı konut sigortalarına geldi.
O zaman DASK daha yeni , çok bilinmiyor, özel konut sigortaları daha çok biliniyor. O zamanlar kiracıyım, tabi ki sigortacı olarak çok bilinçliyim ve eşya sigortası yaptırmışım, içim çok rahat.
Teknik müdür arkadaşım, oldukça varlıklı birinin sigorta poliçesinde karşılaştıkları bir durumu anlatırken ben de bilmiş bilmiş, yani o da bilmiyor muymuş ne kadar eşyası var diye eleştirdim ve hemen soru geldi. Senin eşya bedelin ne kadar?
Bedeli söylediğimde aldığım cevapla mahcup oldum açıkçası. Arkadaşım bana döndü ve "seni uzun zamandır tanırım, bizi ziyarete geldiğinde seni bir kez bile aynı kıyafet ya da aynı çantayla görmedim (beni yakından tanıyanlar bilir, biraz kokoş biraz süslü olduğum doğrudur). Evinde de eminim temel beyaz eşya, koltuk, kanepe, perde vs. vardır ( Var tabi ki), şimdi düşün bakalım sen eşyalarının bedelini biliyor musun?"
Hesapladığımda gerçekten eşya bedelim o kadar eksikti ki, farkındalığı yüksek biri sandığım kendime kızdım açıkçası, bir hasar olsa, ne bileyim eve hırsız girse, ev yansa, su bassa, hem eksik sigorta ile uğraş, yetmezmiş gibi bir de skandal bir durum.
Anı 2-
Oğlum biraz büyüyünce odasını yeniden dekore etmeye karar verdim, artık delikanlı, imkan da varken işe giriştik. 1 ay içinde keyifli ve uzun yıllar rahatça kullanabileceği bir tasarımla odasını değiştirdik. Odasına bir de küçük ekran bir televizyon koyduk. Bir akşam işten eve döndüğümde oğlum kem küm ederek televizyonun ekranında bir sorun olduğunu söyledi, görünürde bir çatlak çizik görünmüyor ama açınca gördük ki, ekran pembe mor acayip renklerde, görüntü yok. Meğer bizimkisi oyun oynarken kumandayı ekrana bir güzel vurmuş, ekran içeride kelimenin tam anlamıyla dağılmış. Her ebeveyn gibi önce homurdandım tabi ki, daha yeniydi, canım da sıkıldı. Garantiye girmez, yenisini alacaktım mecburen.
Ertesi gün ofise gittim, internetten aynı boyutlarda yeni televizyonlar ne kadar diye söylenerek bakınırken bir ekip arkadaşım hatırımı sormaya geldi, oğlumla maceralarımız meşhur anlattım ona.
"Sizin konut poliçeniz yok mu?" diye sordu. Vardı tabi, hani artık çok farkındayım ya. Konut poliçesindeki elektronik cihaz teminatından bahsetti. A öyle bir şey mi var? Var tabi!
Hem de elektronik cihaz genel şartlarıyla. Sigorta şirketini aradım, hasar dosyasını açtılar, teknik servisten arıza raporunu alıp iletmemi istediler. Servis raporu hazırladı, tamirat bedelini bildirdi, sigorta şirketine gönderdim. Ben daha televizyonu tamirden almadan, muafiyet düştükten sonra hesabıma para yatmıştı bile.
Yıllardır çok riskli endüstrilerin, hem lokal hem de uluslararası tüm risklerinde her maddeyi didik didik eder, okur, sorgularım. Poliçeleri ile kalmam, sözleşmeleri, tedarikçi anlaşmaları, finansörlerden gelen yüzlerce sayfalık dokumanlar, teknik bilgiler, hepsini tararım. Bu titizlikle yaklaşırken kendi poliçelerimle ilgili cehaletime şaşırmıştım açıkçası. "En azından sigorta yaptırmışım" diye kendime kızdım.
Bunları neden mi paylaştım? Sigorta ve risk danışmanı olarak, en iyi danışmanlığı vermek için uzun saatler çalışmak, sigortalı ile görüşmek, detaylı ve titiz bir çalışma yürütmek ve bilgilerimizi harmanlamak bizleri ayıran özelliklerimiz. Kendi sigorta poliçelerime gelince, gereken ilgiyi göstermemekle kalmamış, bir de ihmalkar davranmıştım. Bu işi bilen ve yıllardır sektörde dirsek çürütmüş biri olarak kazasız belasız atlattığım bu iki durumun iş yapışıma çok olumlu yönde etkisi oldu
Bir- Karmaşık ya da basit, hakim olduğumuz bir duruma aslında sandığımız kadar hakim olmayabiliriz. Bu durum bir konut sigortasından çok daha fazla detay ve çok daha yüksek meblağlarda varlıklara sahip olan sigortalılar için de geçerli olabilir.
İki- Bu riski en aza indirmenin yolu soru sormaktır. Sorarak sigortalımızın doğruya en yakın bilgiyi vermesini sağlamak, ezber yerine karşılıklı kontrol etmek bizlerin sorumluluğundadır. Bence poliçeyi yaptırırken doğru bir danışmanlık almamıştım. Sorular sorulmuştu elbet ama, bilinen sorulardı, adres, eşya bedeliniz ne kadar? vs vs. Beyana göre de sigorta edilmişti. Ezbere bilgiler ve bildiğim varsayımıyla düzenlenmiş poliçelerdi.
Üç- Televizyon zararı benim eksikliğimdi, poliçemi okumalıydım.
Dört- Bir yönetici olarak benzer durumların sigortalarımızda yaşanması ihtimalini azaltmak için düzenli teknik eğitimlere başladım, bununla kalmayıp sigortalılar içinde temel sigorta prensipleri ve dikkat etmeleri gereken konularla ilgili eğitim serileri düzenledim.
Beş- Farkındalık - Hasar olduktan sonra gelen farkındalığın pahalı bir öğrenme olması dışında kimseye faydası yok. Üstelik neye mal olacağını da asla bilemeyiz. Farkındalık yaratmak için sigortalıyı iyi tanımak, gündemi hakkında bilgi sahibi olmak ve güncel gelişmeleri takip etmek gerekir. Aksi halde sorular veya aldığımız bilgiler yetersiz kalır ve ihtiyaçlarını yeteri kadar karşılamayan bir sigorta poliçesine aracılık etmiş oluruz.
Altı- Yazılı beyan- her zaman bir e-posta ile yazılı teyit almak herhangi bir anlaşmazlıkta sorunun büyümesini engeller. Bir sigortalının "Makine kırılması hariç onay verilmiştir" şeklinde yazılı beyanından sonra makine kırılması hasarını alamadığı için brokeri dava ettiği, bir yük sahibinin kendi yazılı yükleme talimatı uygulandığı için taşıyıcıdan zararını talep ettiği, bir sanat koleksiyonerinin evindeki milyonluk sanat eserleri dahil toplam eşya bedelinin mütevazi bir konuttaki eşya bedeli kadar olduğu durumlara şahit oldum. Burada amaç "beyanınız böyle" diye sigortalının itirazını reddedip sorumluluktan kurtulmak değil , bu beyanı vermeden önce konuyu tekrar düşünmesini, sorularını sormasını ve poliçesini okuyarak kontrol etmesini sağlamak.
Mevcut konut poliçelerimi sorarsanız eğer, bence ihtiyaca uygun ve gerçekçiler :)
İyi pazarlar.
Komentáře