top of page

"2025" REGÜLASYONUN RİTMİNİN SEKTÖRÜN NABZINI BELİRLEDİĞİ YIL


ree

2025 Sigorta sektörümüz açısında oldukça hareketli geçti. Sigorta sektörü, 2024’ten devraldığı enflasyon yükü ve hasar maliyetlerindeki öngörülemez artışla girdiği 2025 yılını, adeta bir "toparlama ve çeki düzen" yılı olarak tamamlıyor.


Bu süreçte SEDDK tarafından arka arkaya getirilen düzenlemeler, sektörde farklı yankılar bulsa da, resmin bütününe baktığımızda kurumun teknik standartları koruma kararlılığı ile sektörel sürdürülebilirliği gözeten uygulamaları gündemdeydi. Deyim yerindeyse mevzuat koştu, sektör ise bu yeni kuralları sadece takip etmekle kalmadı; onları tüm birimleriyle en hızlı şekilde hayata geçirmek için var gücüyle sahaya yüklendi.


Önce sektörün 2025 performansına bakalım;

Sigorta sektörü 2024 yılını hayat+hayat dışı branşlarda 838,5 Milyar TL prim üretimiyle kapatmıştı. 2025 yılı Kasım sonu itibariyle %47,7 lik artışla 1 Trilyonu geçen üretimin Aralık ayı performansıyla birlikte 2025 de 1,2 Trilyon TL olacağı öngörülüyor.


2024 sonunda BES fon büyüklüğü, devlet katkısı dahil yaklaşık 1,2 trilyon TL civarındayken,

Kasım 2025 itibarıyla BES katılımcı fon tutarı yaklaşık 1,65 trilyon TL seviyelerinde. Aralık 2025 verilerine göre BES’in toplam fon büyüklüğü devlet katkısı dahil yaklaşık 1,9 trilyon – 2,0 trilyon TL civarında olacak.


Özetle 2025 yılı boyunca sigorta talebindeki büyüme ve ekonomik dinamikler sayesinde sektör prim üretimini hem nominal hem reel bazda %48 artırırken BES fon büyüklüğü de 2025’te %60–70’in üzerinde büyüme gösterdi.


2025 boyunca prim üretimi hem enflasyon hem de teknik fiyatlamalardaki güncellemeler nedeniyle yüksek artış gösterse de bu artış sigortalı kişi sayısına aynı ölçüde yansımadı. Enflasyon etkisinden arındırıldığında sektör büyümesi net %12 . 2025 in 6 aylık raporunda, poliçe adetlerinin bir önceki döneme göre %6 artış gösterdiği görülüyor. Büyümenin lokomotifi ise %122 rekor artışla "Tamamlayıcı Sağlık" ve geçmişteki kadar olmasa da hala talep gören "Kasko" olmuş, Hayat sigortaları ise adet bazında daralan ( %10) tek ana branş olarak görünüyor.


28 Milyar dolar prim büyüklüğü ile ülkemiz Sigma’nın son global raporlarına göre toplam prim üretiminde 20–25. sırada, hayat dışı büyüme hızında 5–10 arasında yer alıyor.


Özetle 2025’te prim üretimi büyüdü, sektör hacmi büyüdü, sigortalılık nominal olarak yükselse de aynı hızda büyümedi.


2025 deki "mevzuat yoğunluğu” sektörün odağını, düzenlemelerin acenteden hasar birimine kadar her noktada yerine getirilmesi için ciddi operasyonlara, fiyat artışından çok sigortalı tabanını genişletmeye, ürün çeşitliliği ve erişilebilirliğin hızlandırılmasına, dijitalleşme ile mikro ürünlerle, risk farkındalığı kampanyalarına yöneltti.


2025 yılı, SEDDK’nın sigorta sektöründe finansal sağlamlık, sermaye yeterliliği ve sürdürülebilirliği önceliklendirdiği; mali dayanıklılığı ise sermaye yapısı, üretim disiplini, hasar yönetimi ve dağıtım kanallarını kapsayan bütüncül bir düzenleme ve denetim yaklaşımıyla ele aldığı bir dönem oldu.


SEDDK - PROAKTIF SÜREÇ


2025 yılında SEDDK, şirketlerin finansal güçlerini erken uyarı mekanizmalarıyla koruma altına almayı ve sigorta sektöründe mali zafiyetleri oluşmadan engellemeyi hedefleyen proaktif bir dönemi başlattı. Bu kapsamda önleyici denetim, erken müdahale ve piyasa disiplininin güçlendirilmesi yaklaşımıyla çok sayıda düzenleme ve idari uygulama hayata geçirildi.


Düzenleyici adımların odağında; enflasyonist baskının teknik karşılıklara etkisi, trafik ve sağlık branşlarındaki yüksek hasar frekansı, şirketlerin öz sermaye yeterlilikleri, agresif fiyatlama davranışları ve reasürans politikaları yer alıyor.


Sermaye Yeterlilik Oranları- Kademeli bir denetim sistemine bağlandı; %100-115 arası raporlamaya, %70-100 arası zorunlu sermaye planına tabi tutulurken, %70’in altı için sert tedbirler devreye sokuldu. Belirlenen üçlü eşik sistemi zayıflıkların kriz boyutuna ulaşmadan tespit edilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Sermaye Tutarları Güncellemesi- Branş bazlı asgari öz sermaye eşikleri yükseltilerek şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gereken mali zemin netleştirildi.


SEDDK'nın mali dayanıklılık yaklaşımı, yalnızca sigorta şirketleri değil; broker ve acentelere yönelik uygunluk–sermaye denetimlerini ve artırılan asgari sermaye şartlarıyla sektör genelinde dayanıklılık hedefi olarak kendini gösteriyor. Mesafeli satış yapan acenteler için de özel sermaye gerekliliği konuldu. Acentelerdeki sermaye artışı doğrudan şirket sermayesi olmasa da tahsilat, operasyonel ve itibar riskleri üzerinden şirketleri etkilediğinden SEDDK'nın zincirin her halkasını güçlendirmeye yönelik adımlar attığı anlaşılıyor.


Kalite Kriterleri-Sermaye hesaplamasında sadece miktara odaklanmak yerine, sermayeyi oluşturan kalemlerin likidite, sürdürülebilirlik ve nitelik yönünden belirli standartlara uygunluğu zorunlu kılınarak sermaye kalitesi artırıldı.

 

SEDDK bu düzenlemelerle, sermaye zayıflığına karşı şirket battıktan sonra değil, "erken teşhis ve hızlı müdahale" imkânı sağlayan disiplinli bir finansal çerçeveyi oluşturmuş oldu.

 

İdari Tedbirler

2025’te SEDDK, sermaye yeterliliğini koruma hedefiyle bazı sigorta şirketlerine yeni poliçe düzenleme yetkisinin kaldırılması ve faaliyetlerin sınırlandırılması gibi idari tedbirler uyguladı. Sistemin bütününe yayılabilecek sistemik risklerin izole edilmesi stratejisi olan idari tedbirler sigorta endüstrisinin en temel sermayesi olan 'güven' unsurunun korunması adına atılan zorunlu adımlar. Temel amacın şirketlerin mali dayanıklılığının yalnızca raporlarda değil, gerçekte de sürdürülebilir olmasını sağlamak olan bu kararlar mali yeterlilik, yükümlülüklerin karşılanabilirliği ve sigortalı haklarının korunması gerekçeleriyle kamuoyuyla paylaşıldı.


Motor Branşları -  2025 yılında motor branşları, sektörün mali dengesini doğrudan etkileyen alanlardan biri olarak yakın izlemeye alındı. Bu kapsamda trafik ve kasko sigortalarını bağlama yasağı ( Trafik yaptırmazsan kasko yapmam- Kasko alırsan trafik yaparım)

devam ederken, teknik dışı fiyatlama ve sürdürülemez kampanyalar gözetim altına alınarak, kaskonun trafik zararlarını kapatan bir araç olarak kullanılmasının önüne geçmek amacıyla, agresif kasko büyümesi, riskli davranış olarak değerlendirilerek sınırlandırıldı. Özellikle kasko branşında öz sermayenin 3 katından fazla prim üretimine sınır getirilerek, şirketlerin kapasitelerinin üzerinde risk almasının önüne geçmek hedeflendi. Sonuçta bu kasko yazmayın anlamına gelmiyor, ancak motor branşlarında sağlıklı, sürdürülebilir ve sigortalı odaklı bir piyasayı korumak amacıyla sermaye yapısını ve teknik dengeyi zorlayan üretim modellerini kesin şekilde kısıtlıyor.


Değer Kaybı- Son birkaç yıldır sigorta şirketlerinin zaten oldukça yoğun mesaisini alan trafik sigortalarında giderek büyüyen bir gedik haline gelen değer kaybında, beklenen adım geldi. 2025/25 sayılı Genelge ile SEDDK, 21 Nisan 2022 tarihli değer kaybı ekspertiz süreçlerine ilişkin düzenlemeyi güncelleyerek ekspertiz raporlarında kullanılacak standart şablonu yeniledi. SEDDK'nin trafik sigortasında değer kaybına ilişkin ekspertiz raporlarını standartlaştıran, uyuşmazlıkları azaltarak süreçleri şeffaflaştırmayı ve hasar maliyetlerini öngörülebilir hale getirmeyi hedefleyen genelge değişikliği, sorunların tümünü masadan kaldırmış olmasa da , kaosu yönetilebilir kılan ve sektörün mali sürdürülebilirliği ile güven temelini destekleyen stratejik bir "orta yol" niteliği taşıyor.


Özel Sağlık Sigortaları Yönetmeliği kapsamlı biçimde yenilendi. Bu düzenleme sektör için önemli bir geçiş dönemini başlatırken, basında da geniş yer buldu. Ömür boyu yenileme garantisinin netleştirilmesi, şirketler arası geçiş hakları, bekleme süreleri ve teminat sürekliliği, ayrıca veri paylaşımı ve sigortalı bilgilendirme yükümlülükleri gibi kritik başlıklara açıklık getiren düzenlemedeki yeni hükümler 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek.


Sermaye zayıflığına karşı erken teşhis ve hızlı müdahale imkânı sağlayan düzenlemeler, sermayelerin artırılması, yazılı ve öngörülebilir bir müdahale zincirinin işletilmesi, sigorta piyasasını daha şeffaf, denetlenebilir ve şoklara karşı dirençli bir yapıya kavuşturma gayesini taşıyor. Çünkü çok güçlü ve çok önemli bir hedef var "Sağlam bilanço ve Dayanıklılık"


Şirketlerin eşik değerleri korumak adına nakit sermayelerini güçlendirip kârlı alanlara odaklanması, sadece finansal bir iyileşme değil; aynı zamanda toplumun her kesiminde sigorta endüstrisine duyulan güveni artıracak bir adım aynı zamanda. Günün sonunda, düzenleyici otoriteden sahadaki en son halkaya kadar tümünün hizmet ettiği tek bir odak var: "Toplum yani biz ". Çünkü biliyoruz ki, sigortalılık oranlarını artırmanın yolu sadece poliçelerden değil, toplumla kurduğumuz 'güven' bağından geçiyor.


SEDDK’nın yıl genelindeki iletişimi, denetleyici rolü ile sektör paydaşlarıyla olan diyalogda bir denge kurmaya odaklı ilerledi. Kurum, düzenleme ve denetim alanında ödün vermeyen kararlı duruşunu korurken; gelişim süreçlerinde sektörü dinlemeye açık bir tutum sergiledi. Trafik sigortasındaki sürücü odaklı yeni sistemin kamuoyuyla önceden paylaşılması veya Sigorta Tahkim Sistemi üzerine farklı branşlardan görüş alınmasını, "birlikte hareket etme" niyetinin bir yansıması olarak okuyorum. SASDER ile yapılan sağlık çalıştayı gibi etkinlikler de otoritenin bu yıl, hem kural koyucu gücünü hissettiren hem de çözüm odaklılığı ihmal etmeyen daha bütünsel bir yaklaşımı tercih ettiğine işaret ediyor.


SEEDK DÜZENLEMELERİNİN YANSIMALARI


SEDDK’nın disiplin artıran düzenlemeleri sektörde tek bir sesle değil, branş ve şirket yapısına göre değişen farklı tonlarda karşılık buldu. Sektör “olmasın değil, nasıl olsun” ekseninde cevap verdi.


İdari tedbirlerin sertleşmesi ve bazı şirketlerin faaliyetlerinin durdurulması, sektörün bir kısmında 'fazla müdahaleci' bir tutum olarak algılanırken; bu adımları 'haksız rekabeti bitirdiği' gerekçesiyle olumlu karşılayan diğerleri arasında, denetimin nerede bitip piyasa serbestliğinin nerede başlaması gerektiği noktasında, kurumsal yapılara göre değişen ince ama belirgin bir yaklaşım farkı ortaya çıktı.


SEDDK’nın denetleyici otorite olarak sergilediği kararlı duruş ile TSB’nin yapıcı ve birleştirici yaklaşımı arasındaki kurumsal ton farkı, bana göre sektörümüzün en büyük dengesi. Bu denge sayesinde kriz anlarında bile disiplini korurken ortak odak noktasında buluşarak çözüm üretmek mümkün oluyor. Uyum hepimiz için çok kıymetli.


Sigorta şirketleri genel olarak 2025 düzenlemelerini sermaye yeterliliğinin netleşmesi, agresif ve zararına büyümenin frenlenmesi ve teknik dışı fiyatlamaya karşı duruş nedeniyle olumlu karşılarken; uygulama hızının yarattığı baskı, motor branşlarda artan yük ve kamuoyu duyurularının sert algılanması gibi noktalar üzerinden eleştirilerini de dile getirdiler. Özetle düzenlemelerin özünden ziyade, uygulanma biçimine yapılan eleştiriler gündemdeydi.


Trafik sigortasındaki görüş ayrılıkları ve tartışmaların 2026 ve sonrasında bıçak gibi kesilmesini beklemek pek gerçekçi görünmüyor; ancak tartışmanın şekil değiştireceğini söylemek mümkün. Sigorta şirketleri; artan yedek parça maliyetleri, asgari ücret artışları ve bedeni hasar tazminatları karşısında tavan fiyat uygulamasının artık sürdürülebilir olmadığını ve sektöre zarar ettirdiğini savunuyor. Diğer tarafta ise SEDDK, ürünün zorunlu yapısı gereği vatandaşın poliçeye makul primlerle ulaşabilmesini önceliklendiriyor. Neticede, 'ticari kârlılık' ile 'kamu yararı' arasındaki bu kronikleşmiş durum için yakın gelecekte bir mutlu son görünmüyor.


Toplum; Kamuoyunda başta “şirketler batıyor mu, sigortacı hasar öder mi? mağdur olur muyum” şeklinde yüksek sesle dile getirilen endişeler, "sigorta şirketi bile kapandığına göre paramız güvende mi?" sorusu, sektörü disipline etme hamlesi olarak görülse de, idari tedbirler, operasyonel süreçteki aksaklıklar , toplumda sigortaya dair yıllardır ilmek ilmek örülen güvenin kısa vadeli de olsa bir anda sarsılmasına neden oldu.


İptal edilen poliçeler ve geciken prim iadeleri, sigortalılarda panik, ateş altında kalan acentelerde ise ciddi bir itibar kaybı ve operasyonel yük yaratı, sektörde kısa süreli bir kaos yaşandı. Neticede alınan kararlar sistemin dayanıklılığı ve güveni tesis etmeyi amaçlasa da; bu durum, sadece mali denetimin değil, kriz anındaki iletişimin ve geçiş operasyonlarının da ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ancak kurumun kararlılığı ve özellikle acentelerin özverisiyle, kriz bir "güven tesis etme" ye dönüştü. Zamanla bu adımların kriz sonrası değil kriz öncesi önleyici müdahaleler olduğu, esas amacın sigortalıyı korumak olduğu büyük ölçüde anlaşıldı. "Ucuz poliçe risklidir" algısı, hem sigortalı hem de acente tarafında ,pazar payı kazanmak için rekabetçi primler öneren şirketler yerine, mali yapısı güçlü şirketlere yönelimi beraberinde getirdi.


Küresel Piyasa ; Düzenlemelerin en stratejik desteği, işin mutfağındaki asıl risk ortakları olan reasürörlerden geldi. Türkiye reasürans piyasası için son derece önemli ve kıymetli bir oyuncu. Sermaye disiplini sayesinde bilançolar daha 'şeffaf ve okunabilir' hale gelince, küresel devler Türkiye riskini çok daha net görüp, rasyonel fiyatlar verebildiler. Zayıf yapıların ayrışması ve hasar karşılıklarının disipline edilmesi, Türkiye’nin ' kuralları işleyen 'güvenli ve denetimli bir pazar' imajını ve doğal olarak cazibesini pekiştirdi.


Peki sigortalılar 2025 de en çok hangi sebeplerle şikayet ettiler ?


2025 de ilk sırayı alan şikayet sigortalıların izni olmadan poliçelerin düzenlenmesi ya da otomatik yenilenmesi ve bu poliçeler için hesaptan para çekilmesi oldu:

Sigortalıların en büyük itirazı bankalar aracılığıyla adlarına konut sigortası poliçeleri. Bu işlemler için bilgi veya açık onay alınmadığı yönünde çok fazla şikayet olduğu görünüyor. Habersiz yapılan prim tahsilatlarının yarattığı mağduriyeti de buna ekleyelim.

Hemen ardından yenileme döneminde primlerde beklenenden yüksek artışlar geliyor, trafik, sağlık, kasko, konut gibi poliçeler başı çekiyor.

Trafik veya diğer poliçelerin iptal edilmesi sonrası prim iadesi süreçlerinde yaşanan gecikmeler ve iletişim sorunları ile hasarlara yanıt verilmesinde gecikme, ödeme yapılmaması veya hak edilen ödemelerin gecikmesi gibi konular sigortalılar tarafından sıkça dile getirilmiş. Özellikle kasko veya sağlık sigortası kapsamındaki tazminat ödemeleriyle ilgili problemler arasında uzun bekleme ve ekspertiz süreci sorunları paylaşılıyor ( Kaynak - şikayet var)


2026 nın Gündeminde neler var ?


2026 nın, sektörün "fiyat artışına dayalı büyümeden adet ve verimlilik odaklı gerçek büyüme" dönemine geçiş yılı olacağı paylaşılıyor. Sektör ve düzenleyici kurumların (SEDDK, TSB) ajandasında öne çıkan temel hedeflere bakalım;


2030 yılına kadar pazarın 44,3 milyar dolara çıkarılması ve sigortalılık oranının (penetrasyon) iki katına (yaklaşık %4,7) ulaştırılması vizyonu kapsamında (ki SEDDK başkanı hedefi %7 olarak güncellemişti) 2026 bir "vites yükseltme" yılı ve %46 büyüme bekleniyor.


Bu hedefi gerçekleştirmek için sektörün masasındaki yenilikler ve ürünlere gelince;

ZAS (Zorunlu Afet Sigortası): DASK’ın kapsamının genişletilerek sadece depremi değil; sel, heyelan ve diğer doğal afetleri de kapsayan Zorunlu Afet Sigortası’na dönüşümünün 2026'da tam kapasite yaygınlaşması ana hedeflerden biri.

TES (Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi): Mevcut BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) ile entegre olacak ve çalışanlar için ikinci bir emeklilik geliri sağlayacak olan TES'in yasalaşması ve uygulanması 2026 yıllık programının en kritik maddelerinden.

Uzun Süreli Bakım Sigortası: İleri yaşlardaki bakım hizmetlerini karşılayacak olan bu yeni ürünün sektöre kazandırılması hedefleniyor.


Yıl içindeki sektör buluşmalarımdaki notlarıma göre Tamamlayıcı Sağlık ta büyüme devam edecek. Gömülü sigortacılık sigortalılık oranın artmasında en önemli araçlardan biri olacak. Zorunlu sigortalarda sigortalılık oranının artırılması ise diğer bir çalışma alanı. En bilinen trafik sigortasında bile hala %25 sigortasızlık söz konusu. Ekonomik olarak alım gücüne göre tasarlanabilen dar gelirli aileler ve iş hayatına yeni başlamış genç nesil için mikro sigorta çözümlerini büyüme alanı olarak belirlemiş sigorta şirketleri var. Dijital platformların yaygınlığının artması gibi yeni nesil sigortacılık atakları hız kesmeden devam edecek. Deprem bana göre ülkemizin en karşı karşıya olduğu en büyük tehdit ve depremin isteğe bağlı değil, uygulanabilir her sigortada zorunlu teminat olması bence gündemde olmalı. 2025 de en çok şikayet edilen alanların çözümü için aksiyonları da 2026 gündemine ekleyeyim.


SEDDK’nın 2024-2028 stratejik planı doğrultusunda dijital altyapıların 2026'da daha etkin kullanılması ve hasar süreçlerinin şeffaflaşması planlanırken, uzun süredir zarar eden trafik branşında maliyet azaltıcı yapısal reformlar ve serbest piyasa koşullarına daha yakın bir tarife yönetiminin hayata geçirilmesi de diğer beklentiler arasında yer alıyor.


Yeni sigorta şirketi kuruluşu için standartların yükseldiği, zayıf sermayeli yapıların elendiği ve birleşme-satın alma haberlerini duymamızın muhtemel olduğu bir döneme giriyoruz. Kriz öncesi müdahale sisteminin devreye girdiği 2025; belki daha az şirketin faaliyet gösterdiği ama çok daha sağlam bilançoların temelinin atıldığı; değişimin, dayanıklılığın ve sıkı düzenlemenin yılı oldu."


Umarım 2026, hedeflendiği gibi sigorta sektöründe "fiyatla değil, sermayeyle rekabet", ürün çeşitliliği, dijitalleşme ve finansal istikrarın ön planda olduğu, devlet destekli reformlarla (TES, ZAS) tabana yayılarak koruma açıklarının azaldığı bir yıl olur.


Herkese işlerinde kolaylıklar.



Bağlantılar

Tüm mevzuat ve genelgelerle, duyurular için SEDDK internet sitesi (seddk.gov.tr)

Raporlar için Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Internet Sitesi www.tsb.org.tr




(*) Kaynaklar

  • SEDDK (Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu): Sektörün denetleyici otoritesi olarak yayımladığı 2024-2028 Stratejik Planı, şirket müdahalelerine dair resmi duyuruları ve 2025 yılı faaliyet raporları.

  • TSB (Türkiye Sigorta Birliği): Aylık ve yıllık olarak yayımlanan "Prim Üretimi ve İstatistikleri" raporları. (Özellikle poliçe adetleri ve branş bazlı büyüme verileri buradan alınmıştır.)

  • Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM): Trafik, kasko ve diğer branşlardaki anlık poliçe üretim ve hasar verileri.

  • Ekonomi ve Kalkınma Planları: T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan Orta Vadeli Program (OVP) ve 12. Kalkınma Planı (Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi ve Zorunlu Afet Sigortası hedefleri bu belgelerde yer almaktadır).

  • Sektörel Haber Kaynakları: Sigorta Medya, Sigortacı Gazetesi gibi sektörün nabzını tutan ve şirketlerin finansal sonuçlarını analiz eden profesyonel yayınlar.

  • Sektör ziyaretleri notları.



Yorumlar


bottom of page