top of page

TÜRK REASÜRANS- RİSKİN ÖTESİNDE

Güncelleme tarihi: 13 saat önce


ree

Geçtiğimiz haftalarda faaliyetlerini ve sektör içindeki dönüştürücü rolünü detaylarıyla öğrenip, sizlerle paylaşmak üzere Genel Müdür Özgür Bülent Koç’u Türk Reasürans’ın yeni yerleşkesinde ziyaret ettim.

2019’da Hazine ve Maliye Bakanlığı sermayesiyle kurulan Türk Reasürans, kısa sürede yalnızca bir reasürans şirketi değil, afet sigortacılığında, sigortalanamayan risklerde ve uluslararası pazarlarda Türkiye’nin görünürlüğünü artıran stratejik bir aktörlerden biri oldu. Bugün baktığımızda, hem ekonomiye sağladığı katkı hem de kriz anlarında devreye giren çözümleriyle sigortacılığın görünmeyen omurgasında çok önemli bir yeri var.


Türk Reasürans’ın hikâyesi aslında Türkiye’nin sigorta ekosisteminde nasıl bir dönüşüm yaşandığını da görmeye vesile oluyor.


Türk Reasürans’tan önce Milli Reasürans tek yerli oyuncuydu; diğer kapasitelerse uluslararası reasürans şirketleri ve brokerler aracılığıyla sağlanıyordu. Yabancı reasürör olarak VHV Reasürans, Türkiye sigorta piyasasına 2016 yılı Temmuz ayında ihtiyari reasürans desteği ile girmiş, sonrasında faaliyetlerini genişletmişti.


Türk Reasürans kuruluşundan kısa süre attığı adımlar ve önemli kilometre taşlarına bakarsak; 2020’de DASK’ın teknik işleticiliğini üstlendi, 2021’de Türk Katılım Reasürans’ı kurdu, 2022’de T-Rupt Teknoloji ve CatMod’u hayata geçirdi, 2023 depremlerinde büyük katkı sağladı, 2024’te ise yerel pazar payını %60’a çıkaran Turk Reasürans bugün 57 ülkeye güvence ihraç eden küresel bir oyuncu.


ree

Bu son derece etkili kilometre taşlarına, Türk Reasürans’ın yıllar içinde hayatımıza dokunduğu kritik adımlarına detaylarıyla bakalım.


TRETE

Trete kabulleri, sigorta şirketlerinin portföylerindeki riskleri otomatik olarak devralarak mali yapılarının güçlenmesini sağlıyor. Türk Reasürans 29 sigorta şirketi ve 5 kuruma güvence sunarken, Türkî Cumhuriyetler, Ortadoğu ve Asya ülkeleri olmak üzere 57 ülkeye teminat ihraç ediyor. 2025 itibarıyla aktif büyüklüğü 35,7 milyar TL, öz sermayesi ise 7,9 milyar TL seviyesine ulaşan Türk Reasürans güçlü bilanço yapısı sayesinde trete kapasitesini sürdürülebilir şekilde artırıyor.


Peki sadece bu kadar mı ? Hayır. Türk Reasürans TARSİM ve Türk P&I ile iş birliklerini derinleştirerek hem tarım endüstrisi hem de ticaret güvenliği açısından sigortacılığın stratejik konumunu güçlendirmeye devam ediyor Eximbank reasüransı da faaliyet alanı içinde. Bu çalışmalarıyla Türk Reasürans’ın yerel piyasadaki payı %60 a ulaşmış.


İhtiyari reasürans alanında ABD hariç ürün sorumluluk, yangın ve mühendislik , Yönetici sorumluluk (D&O) da kapasite sağlayan Türk Reasürans’ın gündeminde siber, kefalet , bina tamamlama gibi güncel ve büyüme potansiyeli yüksek yeni ürünler yer alıyor.



ree

DASK

Türk Reasürans çatısı altındaki kurumlar arasında en çok tanıdığımız kurum DASK.

1999 depreminden sonra Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) için oluşturulmuş bir sigorta havuzu olan DASK, depremden kaynaklanan zararların mali yükünü bireyler, sigorta şirketleri, devlet ve uluslararası reasürans piyasaları arasında paylaştırarak hem vatandaşlara güvence sağlayan hem de devletin mali yükünü azaltan bir rolde. 2011 Van depremi sonrası kapasitesini artıran DASK, 2023 Kahramanmaraş depremlerine kadar yaşanan depremlerde 1,5 milyar TL tazminat ödemişken, 2023’te tek başına 40 milyar TL ‘na yakın ödeme yaptı. DASK üzerinden ödenen yaklaşık 40 milyar TL’lik tazminatın 16 milyar TL’si uluslararası reasürans piyasasından temin edildi ve bu koordinasyonu Türk Reasürans üstlendi. Bu sayede sektörün ödeme gücü korunurken, sigortalıların mağduriyetleri hızla giderildi. Deprem sonrası yüzbinlerce dosyanın açıldığı ortamda ekspertiz süreçlerinin hızlanması devreye alınan dijital altyapılar, CatMod senaryoları kullanılarak güncellenen hasar tahminleri sayesinde reasürans kapasitesi doğru yönlendirildi. Tüm bunlar DASK’ın yalnız ölçek ve kapasite açısından nasıl büyüdüğünü değil, finansal ve aynı zamanda operasyonel dayanıklılığın da güçlü bir göstergesi oldu.


Uzun süredir gündemde olan ve 2026 da aktif olmasını beklediğimiz Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) , DASK’ın öncelikli gündemini oluşturuyor. Depreme ek olarak orman yangınları, sel, kar ağırlığı gibi pek çok doğal afetle birlikte, acil nakit yardımı gibi teminat genişletmelerine ek olarak, ZAS’a tabi bina tanımının genişlemesiyle bu alanda önemli bir büyüme bekleniyor. Bu zaman kadar blogda pek çok kez yazdığım gibi ZAS ın en kısa sürede devreye alınması çok önemli. Günün sonunda tazminatı zarar gören bireyler olarak alsak da aslında DASK , ürünleriyle devletin mali yükünü azaltarak devleti korumuş oluyor. Bu amaçla zorunlu olduğu halde hala istenen sigortalılık oranının yakalanmadığı ZDS ve ileride ZAS da %100 sigortalılık hedefi için pek çok düzenleme ve önlem önerileri yasa tasarısının içinde yer alıyor.



ree

Kriz Anlarının Sigorta Çözümleri ÖRYM

Özel Riskler Yönetim Merkezi (ÖRYM), sigortalanması güç ya da uluslararası piyasada teminat bulunamayan risklere çözüm üretme vizyonuyla hareket eden özel bir yapı. Kamu yararı bulunan alanlarda sigorta ve reasürans havuzları kuran veya koordine eden ÖRYM; sektör şirketleri arasında iş birliği mekanizmaları geliştirerek ortak teminat yapıları oluşturuyor. Ayrıca kamu sigorta ve reasürans şirketleri aracılığıyla bu havuzların teknik işleticiliğini üstlenerek sistemin sürdürülebilirliğini sağlıyor.


ÖRYM nin öne çıkan stratejik hamlelerinden biri Tahıl Koridoru Sigortası. Karadeniz savaş bölgesi ilan edilince Ukrayna limanlarında tahıl yüklü gemiler sigortasız kalmış ve küresel bir gıda krizinin eşiğine gelinmişti. Türkiye’nin arabuluculuğunda imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması sonrasında ÖRYM, bu gemilere tam sigorta teminatı sağladı. İlk poliçeler Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ithalatı için düzenlendi, devamında 32 milyon ton tahıl dünya pazarlarına ulaştırıldı. Tahıl Koridoru, Türkiye’nin sigorta kapasitesini küresel kriz çözümünde kullanmasının en güçlü örneklerinden biri. Bu çözümü sayesinde Türkiye, “lojistik akışın garantörü” olarak öne çıktı ve sektör için sigortalanamayan savaş riskine yerli kapasiteyle çözüm üretilen bir yenilik oldu.


Kriz anlarında devreye giren çözümlerden biri de Rusya’dan kalkan uçaklara sağlanan sigorta güvencesi oldu. Savaş nedeniyle uluslararası piyasalar harp ve gövde teminatlarını iptal edince, Türkiye’ye gelen charter ve tarifeli uçuşlar durma noktasına gelmişti. ÖRYM aracılığıyla sağlanan gövde, harp ve sorumluluk sigortaları sayesinde uçuşlar devam etti, milyonlarca Rus turist Türkiye’ye gelmeye devam etti ve bu sayede turizm gelirleri korundu. Bu çözüm, turizm sektörünün istihdam ve gelir sürekliliğini güvence altına alırken Türkiye’yi “uçuşları garanti eden ülke” konumuna taşıdı.


Türk Reasürans, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının %10’u sağlayarak ülkemizin enerji bağımsızlığı için kritik konuma sahip olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde doğrudan inşaat veya enerji üretiminde değil; sigorta ve reasürans boyutunda risk yönetimi rolü üstleniyor. Nükleer enerji projeleri, yüksek maliyetli ve uluslararası piyasada sigortalanması zor riskler içerdiğinden ÖRYM bu alanda yerli reasürans kapasitesi ve özel risk havuzları ile güvence sağlıyor. Hali hazırda sahada bulunan uranyumun sorumluluk sigortası ve Nükleer Havuz için küresel reasürans şirketleriyle iş birliği yaparak uluslararası teminatın Türkiye’ye aktarılması sağlanıyor ve bu yolla 20Milyar doların üzerindeki yatırımımız Akkuyu’nun finansmanında güvence oluşturuluyor.


Devlet Destekli Alacak Sigortası (DDAS)


ree

İlk kez 2018 yılındaki Baden Baden konferansında pek çok reasüröre anlatılan DDAS’ın görüşmelerine eşlik etmiş, sistemin hayat geçmesini merakla beklemiştim. DDAS’da primler, işletmenin yıllık vadeli satış cirosuna ve vade süresine göre değişiyor, ciro büyüdükçe prim oranı düşüyor. Azami tazminat tutarı ise ödenen net primin 30 katına kadar çıkabiliyor. KOBİ risk yönetiminde devlet destekli güvence ve kapsamlı bir kredi notu portföyü sağlayan DDAS, ekonomik konjonktüre paralel değişimlerle istikrarlı büyümesine devam ediyor.




ree

T-RUPT VE CATMOD

Tüm bunların yanında Türk Reasürans’ın teknoloji vizyonu da dikkat çekici. Daha önce blogda seri olarak paylaştığım T-Rupt Teknoloji ve geliştirdikleri CatMod afet modelleme platformu, Türkiye’nin kendi gerçeklerine uygun senaryolarla deprem ve diğer afet risklerini hesaplıyor. Blog serimde vurguladığım gibi, “CatMod sadece bir yazılım değil; sigortacılığın geleceğini yeniden yazan bir algoritma.” Bu yerli modelleme sistemi, hem bağımsızlık hem de özgüven meselesi olarak Türkiye’nin sigorta ekosisteminde yeni bir sayfa açtı ve ülkemiz için bir gurur kaynağı. Önce Türkiye’de, sonra global pazarlarda ölçeklenebilecek teknolojiler üretmek vizyonuyla yola çıkan T-Rupt Azerbaycan ve Romanya’ya teknoloji ihraç etti. T-rupt sigorta şirketlerine fiyatlama, portföy yönetimi ve risk transfer politikalarında karar desteği sağlıyor. Dünyada çok az sayıda merkez tarafından sunulan bu hizmetin Türkiye’de yerli olarak geliştirilmesi, stratejik bağımsızlık anlamına geliyor. Türkiye’nin afet sigortacılığında yerli teknoloji devrimi olarak tanımlayabileceği T-rupt ın gündeminde sel, tsunami ve iklim kaynaklı riskleri de modele ekleyerek kapsamı daha da genişletmek yer alıyor.

Türk Reasürans’ın gelecek gündeme baktığımızda Zorunlu Afet Sigortası’nın yürürlüğe girmesi, yurtdışına kapasite ihracatı, iklim risklerinin CatMod’a entegre edilmesi, rating alarak yurtdışı payını artırmak ve yurtiçindeki yatırımlara daha çok kapasite sağlamak öne çıkıyor.


Sonuçta Türk Reasürans’ın hikâyesi, trete kabulünün ötesinde afetlerden jeopolitik krizlere, tarımdan turizme kadar geniş bir alanda “sigortalanamayan risklere çözüm” üretme hikâyesi. Depremde mali yükü hafifleten, uçuşları garanti eden, tahıl gemilerini güvenceye alan ve teknolojiyi sigortacılıkla buluşturan bu kurum, Türkiye’nin sigorta ekosisteminde yalnızca bir şirket değil, stratejik bir çözüm ortağı.


ree

Her defasında ortaya konan emek, vizyon ve tüm bu çabaların sonunda hepimizin direkt ya da dolaylı olarak fayda sağladığı bu güçlü ama bir o kadar da sessiz kurumları tanımaktan en başta bir vatandaş sonra da sigorta sektörünün bir emektarı olarak çok mutlu oluyorum.


Her geçen gün artan hizmet çeşitliliği ve kapasitesiyle reasürans dünyasına ilgi duyan meslektaşlarımız, mühendisler ve daha nice farklı uzmanlık alanında kariyer fırsatları sunan Türk Reasürans’la ilgili verdiği aydınlatıcı bilgiler için Özgür Bülent Koç’a teşekkürler .




Bağlantılar


Blog Yazıları

T-Rupt Serisi


DASK Yazıları


Tahıl Koridoru

Yorumlar


bottom of page