Geçen hafta Doğal Afet Sigortaları Kurumu yani DASK'ın misafiri oldum. Genel Müdür Yardımcısı Erdal Turgut ve Kurumsal İletişim Yöneticisi Saliha Umuç’la DASK, Kahramanmaraş depremindeki hizmetler, DASK'taki yenilikler, gündemdeki projeler ve sosyal sorumluluk çalışmaları hakkında çok verimli bir sohbet gerçekleştirdik.
Hepimizin de bildiği gibi DASK, 1999 Gölcük Depremi'nden sonra 2000 yılında kuruldu. 99 depremi, yaşattığı acı kayıpların yanı sıra, ekonomik olarak yaşanabilecek kayıpların büyüklüğüne dair de önemli ipuçları verdi. Deprem ülkemizin gerçeği. 99’da art arda Gölcük ve Düzce merkezli yaşanan iki depremden sonra tüm ülke olarak yaraları sarmak üzere kolları sıvadık.
Evsiz kalmak, eve dönememek, yaşadığın mahallenin, okuduğun okulun artık hatıralarda kalması, sonrası yaşanan yokluk, hüzün ve hayatın devam eden koşturmacasında yarım yaşanan mutluluklar, geriye itilen ama iyileşemeyen travmalar gibi çok hazin sonuçları var depremin. Depremden kurtulduğumuz andan itibaren ise ihtiyaçlarımız kaldığı yerden devam ediyor. Başımızı sokacak bir ev, iş, okul, sağlık gibi her türlü insani konu gündeme geliyor.
DASK’la beraber hayatımıza giren Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS), 38 sigorta şirketi aracılığı ile yaptırılan, deprem ve depremden kaynaklanan yangın, infilak, yer kayması ve tsunami risklerine teminat sağlayan bir sigorta koruması.
DASK ve ZDS'nın mantığı sigortalılar hatta acenteler tarafından pek anlaşılmıyor.
Ülkemizde %70 'i acente kanalı olmak üzere sigorta şirketleri ve bankalar aracılığı yaptırılan DASK'ın ZDS primi hesaplandığı tarifesi en son 25 Kasım 2022'de güncellenmişti. ZDS, 7 ayrı deprem bölgesinde yapı tiplerine göre çarpanlar aracılığı ile metrekare maliyetleri üzerinden hesaplanan bir ilk ateş sigortası, mevcutta azami tazminat bedeli de 640.000 TL
Bu ne demek? ZDS poliçesinde yazan riskin gerçeklemesi sonucu konutun zarar görmesi durumunda konutun piyasadaki satış değil, yeniden yapım maliyetinin bir kısmı ZDS tarafından karşılanıyor demek. Peki aşan kısım için ne yapılıyor? Aşan kısım ve ZDS kapsamında olmayan eşyalar sigorta şirketlerinden yaptırılan konut sigortaları ile sigorta edilerek teminat tamamlanıyor.
Önemli sorun, zorunlu olmasına rağmen, ZDS bazı vatandaşlarımız için konuta elektrik su bağlatmak için bir makbuz olmanın ötesine çok geçemiyor. Yenileme oranı %54 - bu da demektir ki penetrasyonu düşüyor.
Sohbetimizin notlarına devam edeyim;
Kahramanmaraş depremi sonrası 1 Milyon adet yeni poliçe yaptırılmış, 1 Milyon ! Şimdi sıkı durun, Kasım ayında ise bir önceki yıla göre eksiye düşmüş. Belki 4 Aralık'ta Gemlik merkezli deprem sonrası bir miktar hareketlenebilir. Yani, #depremiunutmaunutturma hashtagleri aslında çok gerekli ve etkili. Biz bir deprem ülkesiyiz, son 60 yıldır en sık yaşadığımız afet deprem, devletin bu konuda yaraları sarma amaçlı kurumu var, poliçe zorunlu ama Aralık itibariyle sigortalılık oranı %58!
İzmir depremi, DASK'ın hızlı ve sıcak bir finansal kaynak olduğunu ortaya koymuş. Evleri depremden zarar gören vatandaşlara hızlıca yapılan ödemeler sayesinde, insanlar sorunlarına daha hızlı çözüm bulabilmiş, zaman kazanmışlar.
Kahramanmaraş depremi olduğunda DASK en üst yönetimi ile deprem bölgesine ve Ankara'daki ofise giderek o zamana kadar edinilen tecrübelerle geliştirilen tüm sistemlerini anında devreye almış. Erdal Bey bunun bir tür stres testi gibi olduğunu belirtti. Hatta ilk 24 saat içinde tam hasarlı bir binanın tazminat ödemesi gerçekleştirilerek hem hız, hem de sistemlerin nasıl çalıştığını test etme fırsatı bulmuşlar, herhangi bir aksaklık yaşamadıkları bu aşamayı başarıyla uygulamışlar.
6 Şubat’taki depremlerde DASK hasar tespiti, ekspertiz, çok, orta ve düşük hasarlarda tazminatlar, iki farklı tarife nedeniyle yaşanılan mağduriyetler gibi pek çok konuda da eleştirildi hatırlarsanız. Sohbetimizde DASK’ ın geçen süre içinde tüm bu yorum ve eleştirileri dikkatle inceleyerek ileride benzer sorunları aza indirmek için aldığı aksiyonları dinledim.
Öncelikle m² maliyetlerinde artış olacak: Hatırlarsınız, SEDDK İhtiyari deprem tarifesi betonarme binalarda asgari m² maliyetini 12.000 TL olarak duyurdu. DASK'da ise bu tutar bugünkü tarifeye göre 3.016 TL, özetle DASK/ ZDS m² başına 3016 TL ödüyor, aşan tutar sigorta şirketlerince yapılan özel konut poliçelerindeki deprem teminatı ile tamamlanmalı.
“640.000 TL'ye ev yapılmaz” şikayeti çoktu. Doğru, zaten DASK, ZDS'nın evin yeniden yapım maliyetinin tamamını karşılayacağını söylemiyor. Aslında yarayı ilk saran sigorta oluyor, gerisini sigorta etmek konut sahibinin kararı.
Bildiğiniz gibi SEDDK, 1.1.2024 den itibaren geçerli olacak sivil ve ticari risklerin yeni deprem fiyatlarını duyurdu. DASK reasürans anlaşmaları sonrası taslak tarifesini SEDDK'ya iletmiş. Kısaca hem m² başına ödenecek yeni tazminat tutarı, hem de yeni tarife fiyatları için SEDDK bekleniyor.
Deprem sonrasında zeyilname yaptırmadığı için eski tarifeden tazminat alan vatandaşların, zeyilname olmaksızın yeni tarifeden tazminat alma istemleri nedeniyle açılan davalarda Yargıtay kararı bekleniyor. Bu yıla kadar ve öncesinde de DASK poliçe süresi içindeki artışları ancak zeyilname yoluyla düzenlediği şekilde çalışıyordu. Kurulduğu günden beri olduğu gibi DASK, Kasım 2022'de yapılan son tarife güncellemesine ilişkin yapılan Resmi Gazete duyurusunun ardından sigortalılarına SMS ile bildirimlerde bulunmuş. Aslında sigorta poliçesini kendisinin üretmemesinin yanında, bildirim zorunluluğu kendisinde olmamasına karşın DASK bunu her durumda yapıyormuş. Fakat poliçenin üretimi, yenilemesi ve zeyilname yapılmasının tüm operasyonunu yürüten sigorta şirketleri ve şirketlerle birlikte elbette satış kanallarının ticari kaygılar ile sisteme doğru girmedikleri iletişim bilgileri sebebiyle, açıkçası ben de dahil olmak üzere, pek çok kişi bilgilendirme alamadığından bu silsileyi eleştirmiştik. Kendisine ulaşan bilgilendirme sonrası kimi sigortalılar zeyillerini yaptırdı, kimi yaptırmadı, kimine ise bu bilgi hiç ulaşmadı. Bu yüzden belki de artık bu konu vatandaşa bırakılmamalı diye düşünürken, DASK’ın bu konuda da bir çalışma başlattığını öğrendim. Bundan sonra, direkt üretimi yapan acentelerle bağlantıda olarak bilgilendirmeyi direkt yapmak üzere çalışıyorlar. Şu anki geçerli mevzuata göre tazminat bedelinin güncel hale gelmesi için zeyillerin yapılması gerekli, ama bunun için iletişim bilgilerinin doğru olması şart.
Yeri gelmişken DASK ve tüm sigorta şirketlerine teşekkür etmeliyiz. Eylül ayında TSB’nin düzenlediği Sigorta Zirvesi’nde Yeni Zelanda ve Japonya'dan katılan konuşmacılar, deprem sonrası sigortalılarına ulaşamadıklarını anlatmışlardı. Yeni Zelanda deprem hasarlarını 7 yılda ödeyebilmiş. Sektörün uzun yıllardır yaptığı yatırımlar, Şubat depreminde sorunsuz devreye girdi ve çok kısa süre içinde poliçe sahiplerine ulaşıldı. Ulaşılamayanların ise iletişim bilgilerinin satış kanalı tarafından sisteme hiç girilmediği ya da yanlış girildiği saptanmış. İşte DASK bu konuda da aksiyon alıyor.
Çünkü iletişim bilgilerindeki eksiklikler deprem esnasında herkesi çok uğraştırmış. En sonunda e-devlet üzerinden deprem bölgesindeki tüm DASK sahiplerine ulaştırılmak üzere yine devlet tarafından mesaj iletilmesi istenmiş hatta, isteyenlerin direkt DASK'la görüşmeleri için tıklayabilecekleri alan dahil düşünülmüş.
6 Şubat depremlerinde ortaya çıkan önemli bir diğer sorun da m² bilgisi. DASK bu konuda tapu daireleri ile işbirliği yaparak tapuya kayıtlı ve DASK'a tabi tüm konutların m² lerini sistemine otomatik alabileceği projesinin üzerinde çalışıyor. Ancak tapu sistemi m² bilgisini sisteme 2014 yılından itibaren girmeye başlamış, ama 2014 öncesi tapulardaki m² bilgilerinin tamamlanması için ülke genelindeki tüm veri tabanlarındaki bilgilerin adres bazında toparlanmasına yönelik detaylı bir çalışma da başlatılmış. Bu sayede hali hazırda tapuya kayıtlı konutun adresi girildiğinde, sistemdeki m² ölçümü otomatik olarak geleceğinden, yanlışlıkla ya da bilinçli iletilen hatalı m² bilgisi sorunu en aza indirilmiş olacak.
Yukarıda detaylarıyla aktardığım yaşanan temel üç sorunun çözümü için DASK, satış kanallarını teşvik programı oluşturulmuş ve karşılığında ödüllendirme planlanıyor. Bunun için de satış kanalının
- Doğru m² bilgisi
- Doğru iletişim bilgisi ve
- Yüksek yenileme oranı yakalaması gerekiyor.
Ödüllere gelince, acentenin geliri komisyon, bir ipucu bu olsun, diğeri de operasyonel maliyetleri düşürecek teknolojik destekler gibi çok çeşitli alternatifler üzerinde çalışıyorlar.
Kahramanmaraş depremlerinde ben dahil pek çoğumuz hızlı yapılan hasar ödemeleri için bu ne acele demiştik. Erdal Bey DASK'ın bu konudaki yaklaşımını anlattı.
Depremde görevlendirilen hasar eksperleri dosyaların tamamlanması için 1,5 yıl gibi bir süre öngörmüşler. Ağır hasarlı binalarda DASK, poliçede belirtilen tazminatlara göre ödemeleri bekletmeden yapmış. Ama orta ve hafif hasarlı binalarda bazen itirazlarla karşılaşmışlar. Bu itirazları doğru bir şekilde karşılamak için de yönetim kurullarında görev yapan tecrübeli akademisyenlere danışmışlar. Ayrıca eğer sigortalının itirazı devam ederse ekspertiz konusunda da destek verilmiş. Arada geçen zamanın yaratacağı finansal kaybı da dikkate alarak yapılan ödemeler, sigortalıları tatmin etmemiş olabilir ancak DASK, yaraların sarılması için 600.000 dosyanın 5 ayda bitirilmesini hedeflemiş. Bu şekilde 1,5 yıl sonunda tahsil edilecek bir para yerine, 5 ay içinde yaraların sarılması hedeflenmiş. Bundan memnun olmayanlar da vardır. DASK bu konuda da her zaman iletişime açık.
Açık diyorum zira, deprem esnasında, Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren dahil, sigortalılarla kendi cep telefonlarından direkt iletişimde olmuşlar. Açıkçası bunu duyunca etkilenmedim desem yalan olur. O kadar acının olduğu çok zor bir dönemde değeri tam olarak anlaşılamamış olabilir. Ama zor gününüzde araya çağrı merkezlerini, asistanları koymadan, direkt telefonun ucunda olduklarını gösteren çok kıymetli bir yaklaşım bana göre.
DASK'ın gündemindeki konularla devam edeyim;
Reasürans anlaşmaları yenilendi. Global piyasadaki değişimden DASK da etkilendi. DASK'ın mevcut ödeme gücü 117 Milyar TL ve deprem sonrası ödenen hasar tutarı 35 Milyar TL. Yeni reasürans anlaşmasında bu tutar da artacak ve daha yüksek bir korumaya sahip olacağız. Tarife fiyatları ve m² maliyetleri için SEDDK bekleniyor.
Bilindiği gibi reasürans kapasitelerinde para birimi TL'sına çevrilmiş, bu konuda itirazlar da olmuştu. Döviz artışları nedeniyle limitin kendiliğinden artması gibi bir avantajı olmasının yanı sıra, ödemelerin döviz bazlı olması gibi bir gerçek var. Ama primler TL'sı ve sabit. Bu hali ile döviz dalgalanmalarından kaynaklanan maliyet artışları engellenmiş oluyor. Elbette reasürans katmanlarının belirlenmesinde modellemenin doğru yapılmış olması koşuluyla,
DASK reasürans yenilemeleri öncesi 3 ayrı modelleme şirketinden hizmet alırken, ek olarak kendi modellemelerini kullanıyorlar, adı (CATMod). Kahramanmaraş depremleri öncesi DASK'ın kendi modellemesinin oluşan 35 Milyar TL hasar tutarına çok yakın bir tahminde bulunurken, bilindik global modelleme firmalarının tahminlerinin bunun çok uzağında kaldığını duyduğumda şaşırdım. Ardından 2023'de modellemelerin şaşması nedeniyle tüm sigorta sektörünün tahminlerinin ötesine çıkan tazminatlar aklıma geldi.
DASK'ın modelleme yaklaşımının daha da verimli olması için Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark'ta bir iştiraki var (T-rupt). Açıkçası buradaki AR-GE'nin başta ülkemiz ve sonra da uluslararası arenada yer bulması hepimiz için övünç kaynağı olur.
Sel ve diğer doğal afetlerin teminat altına alınması konusu gündemde.
DASK'ın bundan sonra tüm satış kanalları ile direkt iletişimde olma aksiyonu yenileme oranının artışına olumlu yansıyacaktır.
Banka kanalıyla yapılan sigorta poliçelerinde yenilemelerin otomatik yapılması gündemde. (Banka kanalı ile yapılan sigorta poliçeleri kendi başına yazı dizisi olur. Hangisini söyleyeyim?)
DASK Kahramanmaraş depremlerinden kendine pek çok ödev çıkarmış görünüyor.
Öncelikle hasar tespitlerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordineli bir çalışma yürütülmesi yönünde önemli adımlar atılmış, eğitimler verilmiş ve hasar tespit yöntemleri konusunda standart yaklaşım için inisiyatif alınmış.
600.000 hasar dosyasının önemli bir kısmı da 220 eksper tarafından elleçlenmiş, DASK tüm eksperlere minnetini defalarca ifade etti. Çok zor şartlarda çalışan eksperlere destek için, özellikle operasyonel optimizasyonlar gündemlerinde. Bunun içinde İstanbul ve Ankara’ya ek 10 yeni bölge ofisi ve bu ofislerle irtibatlı çalışacak acentelerin belirlenerek bir ağ kurulması gündemde. Bu bölge ofisleri hem ZDS'nın doğru anlaşılması, hem acentelerin eğitimi ve olası bir hasar anında operasyonların hızlandırılması ve koordinasyonu için önemli merkezler olacak. Ayrıca ZDS'nın yaygınlaşması ve farkındalığın artmasında acente kanalına önemli görevler düşüyor.
DASK ve ZDS iyi bilinmiyor, ZDS poliçesini almamanın yaptırımı yok, farkındalık düşük, deprem olup sarsılmadıkça aklımıza gelmiyor. Hatırlasınız Sigorta İsteme Benden, Buz Gibi Soğurum Senden yazımda zorunlu sigortalara olan mesafemizden bahsetmiştim. ZDS'nın doğru anlaşılması için en büyük rol en başta DASK’a , sonra satış kanallarına düşüyor. Her şikayet bir gelişim alanı.
ZDS’nın her bir insanın anlayabileceği sadelikte anlatılması DASK ‘ın en önemli sorumluluklarından biri. Bu havuz ne kadar büyürse, afet anında yaraları o kadar hızlı sarar.
DASK ve Zorunlu Deprem Sigortasını anlatmak ve farkındalığı artırmak amacıyla hazırlanan ve ulusal kanallarda yayınlanan DASK Kamu Spotu var.
Tüm Türkiye'yi şehir şehir gezen DASK TIR’ını da unutmayalım.
Yapılarımızın depreme dayanıklı olması, yıkılsa bile içindeki canların zarar görmeyeceği kalite ve sağlamlıkta olması önemli. İşte bu amaçla DASK’ın üniversiteler arası Depreme Dayanıklı Bina Tasarım Yarışması var. Daha önce duymamıştım. Bu yıl ödüller Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesindeki törenle sahiplerine verilecekmiş. Bu yarışma sayesinde inşaat mühendisliği ve mimarlık öğrencileri bu mesleğin duayenleri ile birlikte çalışma fırsatı buluyorlar.
Acentelerin bilinçlendirmesi ve eğitimleri en az kamu spotları kadar önemli. DASK geniş kapsamlı bir acente eğitim atağını da başlatıyor.
DASK sohbetimiz den kısa kısa notları paylaştım.
Hepimiz biliyoruz ki değişim için tek başına bir kurumun çabası yetmez, tüm kurumların işbirliği ile sonuç alınabilir. DASK, kurum olarak risk gerçekleştikten sonra devreye giriyor. Sohbet esnasında, yaşadıklarından çıkardıkları sonuçlarla, sorunların üzerine giden ve çözüm üreten bir yaklaşımla karşılaştım.
Sigortalılara en hızlı ulaşan satış kanalı, acenteler. İnsanlar unutur ama acente unutmamalı ve en doğru şekilde hizmet verecek donanımda olmalı. Bunun için de DASK ve sigorta şirketleri işbirliği gerekiyor. ZDS'ı olan konutun ihtiyari poliçesi var mı? Yoksa neden yok? Nasıl sigorta yaptırması sağlanır? Devlet teşvik eder mi?
Teşvik sadece prime katılmakla olmaz. Deprem bu ülkenin en önemli sorunu. Mesela ZDS poliçesi olanlar MTV'de indirim alsa? Ya da eğitim ücretinde ya da ne bileyim Çevre Emlak vergisinde ? Üzerinde çalışırsak çözüm çok. Cep bir tane o da hepimizin cebi. Bu deprem de 120 Milyar dolar hepimizin cebinden çıktı, unutmayalım.
Biliyorsunuz, ZDS zorunlu ama, olmadığında bir yaptırımı yok. Nasıl trafik poliçesi olmayan aracı bağlıyorlar ya da muayeneden geçemiyor, DASK'ı olmayan konut için de bir yaptırım gerekli gibi. Şöyle düşünün, bir binada 10 daire var, yarısının DASK'ı yok. Deprem oldu, bina yıkıldı. E ?
Ev benim kime ne! denemeyecek kadar çok iç içe yaşıyoruz aslında. Birbirimize karşı sorumluyuz. Bundan ya birlikte çıkacağız, ya birlikte çıkacağız.
DASK'la ilgili merak ettiklerinizi www.dask.gov.tr sayfasından inceleyebilirsiniz. Prim hesaplama modülü ile ZDS priminizi hesaplayabilirsiniz. Internet üzerinden ya da acentenizden sigortanızı hemen yaptırabilirsiniz.
Bu güzel sohbet için Erdal Bey ve Saliha Hanım nezdinde tüm DASK ekibine çok teşekkürler.
Bağlantılar
Yarışma Bağlantısı - https://binatasarimi.dask.gov.tr/
T-rupt- https://trupt.com.tr/
Comments