Çok beğendiğim bir post var;
CFO asks CEO : What happens if we invest in developing our people and they leave us?
CEO: What happens if we don't and they stay?
(CFO CEO ya sorar, çalışanlarımızın gelişimi için yatırım yapar ve sonra bizi terk ederlerse ne olur?
CEO Yanıtlar, eğer yatırım yapmazsak ve kalırlarsa ne olur?)
KPMG’nin küresel sigorta çalışmasında 128 sigorta CEO’suyla yaptığı anketin sonuçları ilginç ; CEOlar organizasyonel büyüme için en büyük tehdit olarak siyasi belirsizlikleri işaret ediyor. Bunu, siber dünyanın getirdiği yeni riskler ve faiz riski takip ediyor. Risk raporunda da öne çıkan ve ülkemizde de her gün gündemimizde olan yaşam maliyetlerinin artması sektörün büyümesinin önündeki engellerden biri olarak görülüyor. Ankete katılan liderler gelecek üç yıldaki büyümenin %90 dan %75 düşeceğini belirtmişler. Dikkat çeken diğer bir konu ise insan kaynağı ve yetenek, buradaki azalma dikkat çekiyor. Teknoloji yatırımlarına ağırlık verildiği, bu arada insan kaynağının yetkinliğinin artırılması ve eğitimlerin ise 2023 e oranla daha düşük olduğu dikkat çekiyor.
Yetenek (talent) ve eğitimin yatırımların içindeki payının düşmesi üzücü. Sigortacılık entelektüel birikim gerektiren, katma değeri çok yüksek, uzmanlık gerektiren bir meslek.
Linkedln de hemen her gün transfer ya da işten ayrılma paylaşımları ile karşılaşıyorum. Az önce baktığımda 20 ye yakın kurum sigorta ve risk yönetiminde yetişmiş personel için ilan vermişti. Sektör, adaptasyon süreleri kısa ve kısa sürede verim alma oranı yüksek olduğundan, tecrübeli insan kaynağı peşinde. Diğer taraftan her gün daha da zorlaşan yaşam maliyetleri, insanların daha iyi bir gelir için iş değiştirmeye itiyor.
Peki neden gidiyorlar?
Geçenlerde bir meslektaşımla buluştuğumuzda konularımızdan biri de buydu. Sektör yeni mezunlara çeşitli iş fırsatları sunmasına rağmen, iş değiştirmelerde dikkat çekici bir hareket var. Pek çok mezun, kendilerini sigorta şirketinin sistemi içinde ekrandaki boşluklara bilgi girdikleri operasyonel işlerin içinde buluyor. Acente tarafında çalışanlar günlerini ağırlıklı olarak kasko trafik ekranları başında geçiriyor, kaskoda rekabetle trafikte teklif bulma debelenmesiyle uğraşıp , tahsilat ve kredi kartı , motor şasi numarası kontrolü gibi son derece operasyonel işlerde çalışıyorlar. UW ne yapar, risk teftişi neden gereklidir gibi konularla neredeyse denk gelmeden, ekranın yönlendirdiği ya da söyledikleriyle gün geçiyor. Sürekli kendini tekrarlayan, heyecansız olduğu gibi sıkıcı.
Üstelik konuyu artık birkaç özeliği dışında bilmedikleri için bilgileri de köreliyor. Bir acentede ya da bir sigorta şirketinde fark etmez, gençler kasko ve trafik etrafında dönen, arada bir sağlık ve sabit kıymet sigortaları yaptıkları tekdüze ortamda kalmak istemiyor, kalacaklarsa da daha fazla gelir kazanabilecekleri şirketlere transfer oluyorlar.
İnsan kaynakları alanında yapılan çalışmalar, ücret ve yan hakların bir işyerinde kalmak için tek kriter olmadığını, çalışanların en başta huzurlu ve kariyerlerine katkıda bulunan, çeşitlilik öneren, aidiyet hissettikleri ve değer gördükleri iş ortamı arzuladıklarını gösteriyor. Tecrübeli çalışanlar da gelirden daha çok kurum kültürü, değer ve takdir ihtiyacı, organizasyonlardaki sıkıntılar, nedeniyle iş değiştiriyor. Sigorta sektörü kendisini bu yönden de değerlendirmeli.
Yetenekleri şirket bünyesinde korumak ve eğitimlerle yetkinliklerini artırarak, arzu edilen özelliklere sahip iş ve çalışma ortamı yaratmak liderlik ve kurumların gelirleriyle birebir ilgili.
Gelirler deyince , gelin 2024 yarı yıl sektör istatistiklerine bakalım.
.
TSB'nin internet sitesinde yer alan istatistiklere göre sigorta sektörü Ocak-Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 80,7 artışla 380 milyar 369,8 milyon liralık prim üretti. Primlerin %88,6'sı hayat dışı, %11,4 ü hayat sigortalarından geliyor.
Oto sigortaları (Kasko ve trafik) %39 pay ile lider ürün olma özelliğini koruyor. Trafik sigortalarının payı ise %24- kasko %15
Dikkat çekici artışlar yangın ve sağlık sigortalarında. Yangın branşında prim üretimi %124, sağlıkta ise %100 artmış.
Sektörün yıl sonunda 900 Milyar TL prime erişmesi hedefleniyor.
BES de katılımcı sayısının 16,5 milyonu aştığı ve devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğünün 1 trilyon liraya yükseldiği 6. ay sonundaki güzel haberlerden.
Prim üretimin yoğunlaştığı branşlar bazında poliçe adetleri ve prim üretimlerine bakalım. Poliçe adetlerinde Haziran sonuçları henüz yayınlanmadığından tabloda Mart 2023-24 poliçe adetleri yer alıyor.
Artan prim üretimi ve yüzleri güldüren finansal gelirler, 2024 başında her platformda zorlukları ve artışları paylaşan sektörde biraz gevşeme yaratmış gibi. Kasko ve trafik sigortalarının prim artışındaki yavaşlama bunu gösteriyor, Geçenlerde denk geldiğim tekliflerde kaskoda primleri 2023 ün altındaydı. Neredeyse sadece deprem primine yazılan sabit kıymet poliçelerinin yine görülmeye başladığını söyleyebilirim. Çabuk unutuyoruz.
Prim üretimi ve poliçe adetleri burada dursun, sektörde olan bitenlere bakalım.
6. ayın sonunda, ihtiyari deprem tarifesi güncellendi ve tarife limiti artırıldı. Güncellenen modellemeler, beklenen Marmara depreminin ihtimalinin güçlendiği sinyallerini veriyor.
Tarifenin güncellemesi gerekliydi. Beklenen depremin yaratacağı zararın 300 Milyar dolar olacağı öngörülüyor. Reasürans kapasitelerinin bu beklentiler doğrultusunda artması gerekli. Sigortalılık oranının artması da öncelikli hedef olmalı.
Trafik sigortasına gelince, bu konuda ara sıra paylaşımlarım oluyor biliyorsunuz, kısa süreli, palyatif çözümlerle daha fazla idare edilemeyecek gibi görünüyor. Sektörün karlılığı ve gücü için trafik sigortasında devrimsel değişimler gerekiyor.
2024 başından beri alınan bir dizi tedbir, artan reasürans maliyetleri , hala çözülmeye çalışılan deprem hasarları devam ederken, 6 Şubat depremlerinde dile getirilen "Protection Gap" kavramıyla ilintili ve hasar anında sorun olan eksik sigorta, eksik teminatların ne derece tamamlandığı ise aklımda kocaman bir soru işareti.
Soru işaretim boşuna değil, Yeni ihtiyari deprem tarifesindeki sivil rizikolar da en düşük m2 maliyet bedeli 17.000 TL olarak güncellendi. Ama bugün ortalama bir konutun m2 maliyeti bunun oldukça üstünde. Açıklanan enflasyon rakamları ile bazı kalemlerdeki artış oranları çelişkili. Bu durumda konut sigortalarında aracıların sigortalılarını eksik sigorta riskine karşı bilgilendirmeleri gerekli.
Döviz bazlı yapılan sigorta poliçelerinde uzun süredir stabil duran kurlar belirli bir konfor alanı yaratsa da, yerine koyma maliyetlerine baktığımızda dünyadaki enflasyon ortamının devam ettiğini, üretim maliyetlerinin arttığı konjonktürde, sigorta bedellerinin güncel olmayabileceği endişesi var. Son zamanlarda yurtdışı marketlerle yaptığımız görüşmelerde Avrupa'da benzer endüstrilerde faaliyet gösteren tesislerle kıyasladıklarında sigorta bedellerinin yükseltilmesine rağmen Türkiye de bir değişim gözlemedikleri ve eksik sigortanın endişe verici boyutlarda olduğu görüşündeler. Israrla bedellerin güncellenmesini talep ediyorlar. Özetle eksik sigorta konusu gündemdeki yerini koruyor.
Sağlık sigortalarındaki prim artışları ise geçen yıl olduğu gibi tırmanışta. Söylenenlere göre prim/tazminat oranınız %70 veya civarındaysa prim artışınız %100 , eğer üzerindeyse kendinizi 3 kata kadar artışa hazırlamalısınız. Özellikle özel sağlık sigortasında (ÖSS) hemencecik biten limitler sigortalılarda şikayetlerin artmasına neden olmuş. Sağlık sigortalarında pek çok hizmet ithalat bazlı. Sağlık sigortasındaki tazminat ödemelerindeki artışa neden olarak ileri tanı yöntemlerinin kullanımın artması ve anlaşmalı kurumların sigorta şirketleri ile anlaşmalarında %150-190 bandında seyreden artışlar talep etmeleri gösteriliyor. Satın alma maliyetleri yüksek, enerji maliyetleri yüksek, hizmet standartları maliyetli. Medikal enflasyonun ise 2024 sonuna kadar %150 yi bulması öngörülüyor. Bu arada, sisteme yeni sigortalı kabul ederken talep edilen primlerse ufak çaplı bir servet! Üstelik risk değerlendirme aşamasında o kadar çok muafiyet, limit konuyor ki sigorta anlamını yitiriyor.
TSB Başkanı Uğur Gülen AA yer alan haberde yeni dönemde önceliklerinin sigortalılık oranında artış başta olmak üzere, deprem olgusu, sürdürülebilirlik ve eğitim olduğunu belirterek, trafik sigortasını gündemlerinden çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
İstatistiklere bakınca poliçe adetlerindeki artışlar prim artışlarının altında kalıyor. Bu da sisteme yeni sigortalı girişinin azaldığı, mevcut sigortalıların poliçelerin artan maliyetlerle yenilendiğini gösteriyor. Yenilikçi ve yaratıcı ürünler duyurularda kalmış.
Artan yaşam maliyetleri ve rekabet baskısı arasında sektörün teknoloji ve yapay zeka yatırımları hız kesmeden devam ediyor. KPMG’nin yayımladığı 2024 yılı “Sigorta Sektörel Bakış” raporu finans sektörünün en kritik alanlarından biri olan sigorta sektörünün, ülkenin değişen dinamiklerine paralel olarak yüksek büyüme potansiyelini korumaya devam ettiğini, ancak, sektöre ayrılabilecek gelirlerin sınırlı olması nedeniyle potansiyelinin altında bir performans sergilediğini belirtiyor.
Gelirler ve teknik karlar düşük olursa, şirketler kaliteli personeli nasıl istihdam edebilir, bünyede nasıl tutabilir?
Bu nedenle TSB Başkanının dediği gibi eğitim ve personelin yetkinliğinin artırılması öncelik olmalı. 2023 Şubat depremlerinden sonra doğru bilgi ve danışmanlığın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Yıl başından itibaren pek çok sigorta şirketi eğitim çalışmalarına hız verdi. Meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri çalışan yetkinliklerinin artırılması için konusunda uzman çalışanlar ve akademisyenlerle ücretli ya da ücretsiz eğitim ve sertifika programları düzenliyor.
Sektörün kaliteli işgücünü istihdam etmek için başta kasko trafik sarmalından çıkıp, özellikli ve yaratıcı ürünlere yönelmesi, yeni sigortalılar kazanması, rekabet adına primleri düşürmek yerine doğru primlerle daha yüksek gelir elde etmesi; sektörün sürekliliği, karlılığı ve itibarının güçlenmesi için tüm kurumlarının - sigorta şirketi, acente, broker, banka, çalışan yetkinliğinin artırmaları, daha çeşitli kariyer fırsatları sunmaları gerekiyor.
Yetkin ve bilgili çalışanlar, kaliteli işler üretir ve verim sağlar. Sektörün, KPMG raporunda yer aldığı gibi çalışanlarını manuel, kendini tekrarlayan görevlerden uzaklaştırarak, beceri kazandırmaları, eğitime ağırlık vererek daha katma değerli rollere kaydırmayı başarmaları gerekiyor.
Her şirket çalışanı kadar iyidir.
Herkese iyi çalışmalar.
#transfer #istihdam #insankaynaklari #itibar #sigorta #calisanmutlulugu #ucret #yanhaklar #yapayzeka #yetenek #enflasyon #karlilik #prim #sagliksigortasi #humanresources #reputation #workplace #talent #benefits #premiumproduction #sustainability #profitability #healthinsurance #kasko #trafik #inflation
İçerikte faydalanılan haber ve bağlantılar;
Comments