top of page

TARIMDA UMUDUN ADI TARSİM

Güncelleme tarihi: 12 dakika önce


ree

2025 yılında tüm haberlerde ilk sırada yer alan DON, koca bir yazın alıştığımız meyve sebzeleri ateş pahasına aldığımız günlerin habercisi oldu. Tabi bu bireysel olarak yaşadığımız. Sosyal medyada kirazın kilogram fiyatı günlerce konuşuldu, hatta sofraya kiraz getirmek sosyetik bir şova dönüştü. Sadece kiraz mı ? 2025 yılında 65 ilde, neredeyse ülkenin hemen her noktasında görülen don olaylarının 34 ildeki etkileri çok fazla oldu.


Pek çok üretici mahsulünü kaybetti ve Türkiye'nin ihracatında önemli yer tutan elma üretiminde %38,7, şeftalide %32,1, nektarinde %35,5, kirazda %55,7 kayıp yaşandı.


ree

Bugün sizi 2005 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu yana , son derece özel ve sofistike sigorta ürünleri, dünyada örnek gösterilen kurgusu ile çiftçinin bir numaralı dostu olan TARSİM'le tanıştırmak istiyorum.


Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), tarımsal üretimi tehdit eden doğal afetler, hastalıklar ve iklim değişikliği gibi riskleri güvence altına almak amacıyla 2005 yılında kurulan ve devlet desteğiyle yürütülen bir sigorta sistemi. Kapsamı oldukça geniş olan bu sistem; bitkisel ürünler, hayvanlar, seralar, arıcılık ve su ürünleri gibi pek çok tarımsal varlığın sigortalanmasına olanak tanıyor.


Tarım sektörü, doğal afetler ve hastalıklar gibi risklere karşı son derece kırılgan, 1990’lı yıllarda yaşanan büyük kayıplar, tecrübeler ve sigortalılık oranlarının düşük olması, bu yükün tek başına sigorta şirketlerine yüklenemeyeceğini, devlet desteğinin ve teşvikinin olmadığı bir mekanizmanın başarılı olamayacağını göstermiş. Gelişmiş ülkelerdeki risk yönetimi modelleri örnek alınarak Türkiye’de kamu destekli bir sistem kurulması yönünde başlatılan çalışmalar sonucunda 14 Haziran 2005’te çıkarılan 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile devlet destekli, özel sektörle iş birliği içinde çalışan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) hayata geçmiş. TARSİM, kar amacı gütmeyen bir kuruluş ancak bir yardım kuruluşu değil, TARSİM'i sürdürülebilir kılan bir sigorta sistemi olması.


TARSİM, İspanya ve ABD sistemleri örnek alınarak kurulmuş ve bölgesel risk yönetiminde etkin bir rol üstlenen, dünya genelindeki tarım sigortası sistemleriyle karşılaştırıldığında oldukça gelişmiş ve kamu-özel sektör iş birliğine dayalı yapısıyla öne çıkan bir model. TARSİM Havuzunun yönetiminde Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye Sigorta Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. 7 üye ile temsil ediliyor. İlk poliçesini 2006 da Don olayları için düzenleyen TARSİM'in bugün pek çok çeşitli sigorta ürünü var.


Kamu Aklı’nın Tarım Sigortasındaki Sesi

TARSİM Genel Müdürü Bekir Engürülü, Türkiye’de tarım sigortacılığının kurumsallaşmasında öncü rol oynamış, 40 yıllık kamu hizmetiyle Tarım Bakanlığı’nın her kademesinde görev almış deneyimli bir uzman. TARSİM’in kuruluş sürecinde aktif görev üstlenmiş, ardından Sigorta Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği gibi kritik görevleri ifa etmiş olan Bekir Bey aynı zamanda sektörel hafızanın taşıyıcısı. Sadece kendisi değil, TARSİM bünyesinde çalışan herkes konusunun uzmanı ve tarım sektörünün gönüllü koruyucuları ve yol arkadaşları. Bugün merkez ve bölgelerdeki personeli, geniş eksper ağıyla TARSİM çalışanları ve paydaşları bu işe aynı yürekle bakıyor.

ree

TARSİM Havuzu adına tüm organizasyonları yine kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan TARSİM A.Ş. yürütüyor. Tarım sigortası lisansı olan tüm sigorta şirketleri TARSİM ürünlerini satabiliyor isterlerse TARSİM A.Ş.’ye ortak da olabiliyorlar. Sigorta yaptırmak isteyen çiftçiler sigorta şirketi üzerinden TARSİM sistemine bağlanıyorlar, poliçe üretimi sigorta şirketleri tarafından yapılıyor ve prim tahsilatı sonrası primler TARSİM’e aktarılıyor.


2025 yılı sonu itibariyle TARSİM 40 Milyar TL prim üretimine ulaşmayı hedefliyor, bu da TARSİM i hayat dışı branşlarda ilk 10 şirket arasında göreceğimiz anlamına geliyor.


Peki sigortalılar, yani çiftçiler için çözümler nasıl üretiliyor ?


Yönetim kurulunda alınan kararların, tüm paydaşların görüşlerinin kapsamlı biçimde değerlendirildiği ve tam bir oy birliğiyle şekillendiği belirten Engürülü, çiftçinin beklentilerinden, sigorta şirketlerinin yaklaşımına, kamunun sağlayabileceği destekten sektörel dinamiklere kadar her başlığın masaya yatırıldığını; farklı seslerin ortak akılda buluştuğu bu süreçte, kararların tam mutabakatla alındığını ifade etti. Çok sesliliğin bir çatışma değil, çözüm üretme zemini olarak değerlendirildiği bu yaklaşım, sektörün ortak faydasına hizmet eden güçlü bir uzlaşı kültürünü yansıtıyor.


“Çiftçinin afette bir çare bulması gerekir” diyerek bu mekanizmaya gönülden inanan bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. Malatya’daki don felaketinden sonra kayısı bahçelerine gittiğinde, o simsiyah olmuş meyveleri görünce çiftçiyle birlikte gözleri dolmuş. Çünkü hepimiz biliyoruz: çiftçi için tarladaki ürün, ağaçtaki meyve, ahırdaki hayvan evlat gibidir. Her biri yılların emeği, alın teri, umudu…


Afet, insanı hastalık gibi sarar; dua gibi sarsar, kalbine dokunur. İyileşmesi zaman ister, destek ister. Bir afet yaşayan çiftçi, yaşadığı yıkımın ve maddi zararın sonrasında tekrar nasıl ayağa kalkacak? Tekrar üretime geçene kadar hayatını nasıl idame ettirecek?


İşte bu noktada çiftçinin bu sigorta sistemine inanması, “Ben bu mekanizmadan gerçekten fayda görürüm” demesi gerekir. Bu sistemin katkı sunduğuna dair duyulan güven, çiftçinin ayağa kalkmasında en büyük güçtür.


TARSİM’in hasar ihbar süreci, çiftçiye 7/24 ulaşılabilirlik sunan Alo 172 çağrı merkezi üzerinden yürütülüyor. Hasar bildirimi bu merkez aracılığıyla hızlı ve etkin biçimde yapılabiliyor. Sürecin temel taşı ise bağımsız eksperler. Bu eksperler; ziraat mühendisleri, veteriner hekimler ve su ürünleri mühendislerinden oluşan, alanında uzman ve belgeli profesyoneller.


Eksperlik sistemi, ciddi bir yetkinlik süreciyle şekilleniyor: Adaylar önce ön eleme sınavına tabi tutuluyor, ardından temel eğitimleri alıyor ve tekrar sınava girerek faal eksper unvanını kazanıyorlar (SEGEM) Bugün itibarıyla 1.300 bitkisel üretim, 1.000 hayvan hayat ve 50 su ürünleri eksperi aktif olarak sahada görev yapıyor. Bu sayı, sistemin teknik derinliğini ve kapsayıcılığını gösteriyor.


TARSİM organizasyonu; acenteler, brokerlar, sigorta şirketleri ve eksperlerden oluşan geniş bir paydaş ağına dayanıyor. Kurum bünyesinde 225 çalışan görev yapıyor; Türkiye genelinde 16 bölgede sahada aktif olarak çalışıyor. Bölgeler çiftçi toplantıları düzenliyor, üniversiteler ve araştırma enstitüleriyle iş birliği içinde eğitim faaliyetleri yürütüyorlar. Tarım Bakanlığı’nın il ve ilçe müdürlükleri ile Ziraat Odalarıyla birlikte bilinçlendirme toplantıları organize ediyorlar. Bu toplantılarda sigorta sistemi, çiftçinin anlayabileceği en sade ve günlük dilde anlatılıyor.


Sistemin felsefesi açık: Herkes çalışır, herkes üretir ve herkes o dünyada yaşar. Bu anlayışla, TARSİM yalnızca tazminat değil, aynı zamanda risk yönetimi bilincini de çiftçiye kazandırmaya çalışıyorlar. Örneğin hastalıklar teminat dışında tutuluyor çünkü çiftçinin bu riskle mücadele etmesi bekleniyor. Bu yaklaşım, sigortayı sadece bir güvence değil, aynı zamanda bir eğitim ve dayanışma aracı haline getiriyor.


Bitkisel üretim alanında TARSİM tarafından sunulan dört temel sigorta paketi bulunuyor:

ree

1. Dolu Paketi: Ana teminat dolu riski. Bunun yanında yangın, infilak, sel gibi ek riskler “bundle” teminat yapısı altında sunuluyor.

2. Dolu + Don Paketi: Her iki riski bir arada kapsayan, daha geniş koruma sağlayan bir seçenek.

3-.Ağaç Sigortası: Sadece ürün değil, ağacın kendisi teminat altına alınıyor. Özellikle yangın riski burada kritik çünkü yangından sonra ağaçlardan 3 yıl boyunca verim alınamıyor.

4- Bunlara ek olarak, köy bazlı verim sigortası da sunuluyor. Bu sistem, verim kayıplarını köy düzeyinde değerlendirerek çiftçiye destek sağlıyor. Verim sigortasıyla ilgili en önemli noktalardan biri, TARSİM’in bu alanda hibrit bir model uygulaması. Parametrik sigortaların mantığına benzer şekilde indeksler kullanılıyor; örneğin yağış miktarı, sıcaklık gibi veriler dikkate alınıyor. Ancak TARSİM sadece bu parametrelere bağlı kalmıyor. Çünkü indeksdeki yağışın ne zaman ve nasıl gerçekleştiği (ekme döneminde mi, büyüme sürecinde mi, hasat öncesi mi) gibi detaylar çiftçinin gerçek zararını belirlemede çok önemli hale geliyor. Bu nedenle TARSİM, indekslerden faydalanmakla birlikte ödemelerini hasar bazlı yapıyor. Yani çiftçinin sahadaki gerçek kaybı dikkate alınıyor.


Sadece parametrik modele bağlı kalınırsa, bazı riskler teminat dışında kalabilir ve çiftçi mağdur olabilir. Bu yaklaşım, TARSİM’in çiftçiyi koruma ve gerçek fayda sağlama konusundaki kararlılığını gösteriyor.



ree

TARSİM’in hayvancılık sigortaları, Türkiye’deki hayvansal üretim faaliyetlerini güvence altına alarak çiftçiye ve üreticiye önemli bir koruma sunuyor. Bu kapsamda büyükbaş ve küçükbaş hayvan hayat sigortası kümes hayvanları hayat sigortası ile su ürünleri hayat sigortası, ürünleri var. Arıcılık sigortası, Tarım ve Orman Bakanlığı’na kayıtlı plakalı kovanları doğal afet, yangın ve taşıt çarpması gibi risklere karşı koruyor. Ayrıca ipek böceği sigortası ile tohumdan kozaya kadar üretim sürecindeki kayıplar teminat altına alınıyor.


Sigortalılık oranı ise ürün bazında belirleniyor. En çok sigortalının olduğu kilit ürün üzüm, burada sigortalılık oranı %56. Ardından Tekirdağ bölgesinde çeltik buğday, burada da sigortalılık oranı %60. (ÇKS) Çiftçi Kayıt Sistemi'ne bağlı tüm çiftçiler üzerinden ortalama sigortalılık oranı ise %23, büyükbaş hayvanlarda %44, küçükbaş hayvanlarda %20. Kümes hayvanlarında %78, su ürünlerinde ise sigortalılık oranı %25 seralarda yani örtülü üretimde %25, arıcılıkta da %35.


Tazminat ödendiğinin görülmesi, sistemin büyümesinde son derece önemli bir gösterge, bu nedenle eğitim bilinçlendirmeyi, sosyal medya kanalları, il, ilçe müdürlükleri, Ziraat odaları vasıtasıyla sürekli devam ettiriyorlar. Acente eğitimlerine de katkıda bulunuyorlar. ÇKS'ye kaydını yapan ya da kaydını güncelleyen herkes sigorta şirketi üzerinden TARSİM sistemine bağlanıp verilerini girerek orada iletilen soruları yanıtlayarak sigortaya başvurabiliyor. (Ağaç sigortası için ağacın cinsi yaşı gibi) Verim sigortasında ise önce bir verim ataması yapılıyor. (beklenen verim oranının %25 üstünde veya altında) ürünün fiyatı da o yılın değerlerine göre piyasa fiyatı değerlendirilmesi olarak yapılıyor ve poliçenin başında sabitleniyor. Verilen bedel değişmiyor.


Sera ve hayvancılıkta ise bir risk inceleme aşaması var. Çiftçi risk incelemesinden sonra poliçe yaptırabiliyor. Hasar tespit sürecinde eksperler ekspertiz yapıyorlar. Çiftçi hasar tespitine itiraz ederse ikinci bir eksper ataması yapılıyor, ikinci ekspertiz kesin kabul ediliyor ancak çiftçi durumdan hala memnun değilse, TARSİM tahkime üye olduğundan, tahkime gidebiliyor.


TARSİM primlerinde %50 ile 70 arasında değişen devlet katkısı var. Sistemde bu primler ayrı ayrı gösteriliyor , ilk olarak bitkisel ürün sigortalarında %15’i peşin tahsil ediliyor, kalan %85 ise sisteme işlenen hasat tarihinden bir ay sonra tahsil ediliyor. Bir de hasadın bir hafta öncesinde yapılan bir ön tespit aşaması var. Bu yönüyle TARSİM çiftçi ile sürekli istişare eden ve irtibatta kalıyor.


Genel Prim Desteği: %50 oranında devlet katkısı sağlanıyor.

• Köy Bazlı Verim Sigortası: Devlet desteği %60’tan %70’e çıkarıldı.

• Büyükbaş Dar Kapsamlı Sigorta: Prim desteği %60 olarak belirlendi.

• Sözleşmeli Üretim: %10–15 prim indirimi uygulanıyor.

• Su Kısıtı Olan Ürünler: İlave %10 prim indirimi sağlanıyor.

• Tarımsal Örgüt Üyeleri: %5 üyelik indirimi mevcut.

• Don Riski Teminatı: Bazı ürünlerde ek olarak üçte bir oranında prim desteği veriliyor.


Filizlenmeden Hasada, Doğuştan Kesime:

TARSİM’in Kapsayıcı ve İlerici Sigorta Yaklaşımı

TARSİM, tarım ve hayvancılık süreçlerini kapsayan sigorta yaklaşımıyla çiftçiye güvence sunarken, risk azaltıcı önlemleri teşvik ediyor. Dolu ağı veya don önlemi gibi uygulamalarda prim indirimi sağlanıyor. Bünyesindeki Ar-Ge birimi, bilimsel ve sektörel verilerle yeni ürünler geliştiriyor; güneş yanığı gibi zararlar da teminat kapsamına alınıyor. Sürekli güncellenen teknik verilerle, iklim değişikliği ve çiftçi taleplerine göre ürünler revize ediliyor. TARSİM, proaktif ve veri temelli yapısıyla tarım sigortacılığında ilerici bir model sunuyor.



ree

Tarım'ın 6 Şubat'ı

2025 yılında yaşanan don olaylarında 34,5 milyar TL’lik zarar oluşurken, TARSİM bunun 32,5 milyar TL’sini ödemiş, kalan 2 milyar TL ise ödenme aşamasında.

TARSİM’in rolü yalnızca tazminatla sınırlı değil. TARSİM birçok görünmeyen kaybın takipçisi.

Orman yangınlarda yanan sadece ağaçlar değil, orman canlıları ile birlikte arılar da yanıyor. Depremlerde odak insani şekilde binalar ve enkazlarda olurken, gözümüzün görmediği enkaz altında kalan hayvanların yardımına, telef olan hayvanların halk sağlığı açısından hızla çıkarılıp uygun şekilde bertaraf edilmesi gerektiğinde, sahada sadece AFAD, kurtarma ekipleri ya da eksperler değil, TARSİM de yer alıyor.


Tarımda afet yönetiminin sessiz aktörü olarak çalışan bu sistem, aynı zamanda kuşaklar arası bilinç farkını da ortaya koyuyor:

Geleneksel çiftçilerde sigortalılık oranı düşük ancak yeni nesil çiftçilerin neredeyse tamamı sigortalı olduğu bilgisini de aldım. Bu da TARSİM’in sadece güvence değil, aynı zamanda bir bilinç dönüşümü aracı olduğunu gösteriyor.



ree

TARSİM sigortaları, yalnızca bir poliçe değil; üreticinin emeğine, alın terine ve geleceğine uzatılmış devlet destekli bir el adeta. Çiftçinin karşı karşıya olduğu hastalık, afet, yangın gibi riskler karşısında yalnız bırakılmadığını, tarımın ve hayvancılığın kaderini şansa değil güvenceye bırakıldığı bir sistem. Üstelik devletin sağladığı prim desteği sayesinde, üretici ekonomik olarak zorlanmadan sigortaya erişerek kayıplar karşısında ayakta kalma gücünü koruyor.


TARSİM, çiftçinin yanında duran, onu sadece bugüne değil yarına da hazırlayan, üretimin sürdürülebilirliğini ve gıda güvenliğini teminat altına alan gerçek bir “çiftçi dostu” sistem. Bu nedenle, tarım ve hayvancılıkla uğraşan her üretici için TARSİM, bir tercih değil; bir zorunluluk, bir gelecek sigortası.


Tarım sektörü, sadece çiftçilerin değil, tüm toplumun geleceğini ilgilendiren bir alan. Bu nedenle tarıma yapılan her yatırım, aslında bir ülkenin bağımsızlığına, refahına ve sürdürülebilirliğine yapılan yatırımdır. Tarımsız bir kalkınma düşünülemez; çünkü tarım, hayatın ta kendisidir.

Samimi sohbetiyle TARSİM hakkında verdiği aydınlatıcı bilgiler için Sayın Bekir Engürülü ve tüm TARSİM ailesine teşekkürler.


Tüm üreticilere bereketli, sağlıklı ve güvenli günler



Faydalı Bağlantılar


İlgili Blog Yazıları






Yorumlar


bottom of page