top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

İYİ'KİM - BABAM

Bugün Babalar Günü


Bir çocuk için anne, büyüten, besleyen, sınırsız, karşılıksız sevgi ve kabul, her defasında sınırları genişleyen tolerans, korktuğunda sığındığı, koynuna sokulup kendini güvende ve huzurlu hissettiği, bir o kadar da koşulsuz sevgisinin varlığına güvenip

düşünmeden üzebildiğidir.


Babalar ise annelerden farklılar. En başta babalık sonradan öğrenilen ve geliştirilen bir rol. Bir yuvayı geçindirme, gelecek güvencesi sağlama, fiziksel ve maddi yönden daha güçlü olmak, geleneksel olarak hala babaların sorumluluğu. İşte bu rol, ister istemez, ailenin konularına da daha farklı bir perspektifi, belki mesafeyi, ataerkil yetişmeler nedeniyle farklı bir seviyede davranılma beklentisini ve davranmayı yerleştirmiş babalara. Bir babanın sevgisi, annenin hissettirdiğinden farklı. Babaların sevgisi cümle aralarında, bakışların bir anında, beklenmedik bir dokunuşta yakalanıyor genellikle.


Bu yetişme ve öğrenmeler, baba çocuk ilişkisine yansıyor ister istemez ve babaya duyulan sevgi ve babadan beklenen sevgi ihtiyacı , saymanın, çekinmenin, bazen korkunun, takdir ve ilgi isteğinin arkasında kalabiliyor.


Annenin koşulsuz sevgisi kadar, birey olmanın olmazsa olmazı da babanın koruması, ilgisi ve takdiri insanın hayatında. Baba bir çocuğun ahlak ve inanç değerleri, özgüven, başarı, sorumluluk, ait olma ve sahiplenme kısacası kimliğinin ve kişiliğinin her türlü gelişimine etki eden, çok kuvvetli bir figür.


O kadar ki, gerçek hayatta yaşadıkları hayal kırıklığı ve korunmasızlığı hayal ettikleri ,sahip olmak istediği baba fantezisiyle örtmeye çalışan masum çocuklar ya da duyduğu bir şarkıda özlem duyduğu baba için gözleri dolan yetişkinler, yaptıkları her şey, attıkları her adımı soran ya da hesap veren, ilerleyen yaşına rağmen yaptıklarını eleştiren ve suçlayan tavırlara maruz bırakılıp, kısacası yaşam boyu kabul görmemeye isyan edip babasına ağır sözler söyleyenleri gördüm.

Hayatında birbirine tamamen zıt iki baba örneği olan biri olarak, geçen yıl Baba başlıklı yazımda paylaştığım Sigmund Freud'un “Çocuklukta bir babanın korumasına duyulan ihtiyaç kadar daha güçlü bir ihtiyaç düşünemiyorum.” sözünü tekrar paylaşmak istiyorum.


Yetişkinler olarak, anne ya da baba fark etmez, hepimizin kulağına küpe olsun; ne ekersek onu biçeriz. Yaşı ne olursa olsun, çocuklarımızın yaşantılarındaki başarılarında da başarısızlıklarında da en büyük rol anne babalar olarak bizlerin. Mükemmel değiliz ama biz izin vermediğimiz müddetçe, çocuklarımıza içten sevgiyi göstermemize, hiç bir şey ve hiç bir kimse engel olamaz. Sevgiye ve sevilmeye değer olduğuna duyulan aşırı ihtiyaç, bir insanın sevgi gördüğü yere bile ihanet etmesine sebep olur.


Sahip olduğum, güvenli limanın, akıl hocam, neşeli, akıllı, sevgi dolu ve her daim evlatlarını her şeyin üzerinde tutan bir babam olduğu için çok şanslıyım. Hayatı tek başına üstlenmiş, hani hem anne hem baba dedikleri kadınlardan biri olsam da, babam, evde yerinden çıkan bir prizi değiştirip, bizi ziyarete geldiği zamanlarda torununun kahvaltısından dersine kadar her şeyiyle ilgilenerek, alışverişimizi yaparak, arkadaşlarımla yaptığı sohbetlerde seçtiği özenli sözleri ve alttan alttan verdiği mesajlarıyla koruyup gözetiyor beni hala. Sevgi, saygı ve güvenli yuvamızı, o içten babalığını yanımda olsun olmasın, her zaman ve her ortamda hissediyorum.


Koruyan, takdir eden, fedakar olup fedakarlığıyla ezip sindirmeyen, çocuklarının kararlarını konuşabildiği ve yaşantılarına saygı duyan, yermek yerine, soran anlamaya çalışan, bir hata yaptığında korkup utanmak yerine ilk aranan olan, babalığı hissettiren babalar çoğalsın.


Özü ve yüreği baba olan her erkek ve kadının babalar gününü kutluyor, aramızda olmayanları sevgi ve şükranla anıyorum.


Sevgiyle kalın.






34 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentare


bottom of page