
İki gündür Grand Kartal Oteli yangınının sigorta boyutunu konuştuk. Bugün sıra benzer olaylar, çıkarılacak dersler, temenniler ve yangının henüz konuşulmamış diğer etkilerinde .
Otel yangınları ilk kez olmuyor. İnternette dünyada ses getiren otel ve büyük bina yangınlarına baktım, birkaç örnek;
7 Aralık 1946'a Atlanta Winecoff Oteli Yangını- Açıldığında % 100 yangına dayanıklı olduğu' iddia edilerek, yangın alarmlarına, yangın söndürme sistemlerine ve yangın merdivenlerine gerek bile yok denilen otelin yangınında hayatını kaybedenlerin sayısı 119
25 Aralık 1971 Noel sabahı, Seul 21 katlı Daeyeongak Oteli Yangını; 191 kişi hayatını kaybetmiş, yangın dünyanın en ölümcül otel yangınlarından biri olarak kayıtlara geçmiş
31 Aralık 1986- Porto Riko Dupont Plaza Oteli Balo Salonu yangını, hayatını kaybedenlerin sayısı 98
21 Kasım 1980 Nevada, Paradise Las Vegas Strip MGM Grand Hotel Yangını; soğutulmuş pasta vitrininden başlayıp tatil köyünün kumarhanesini sıçrayan yangının dumanı otel kulesine doğru ilerliyor ve çoğu insan dumandan zehirlenerek hayatını kaybeden 85 Can
11 Temmuz 1997 Royal Jomtien Resort Hotel- Bangkok- büfedeki arızalı bir sıvı propan gazı silindiri yüzünden çıkan yangın, 12 saat boyunca devam etmiş ve 91 kişinin ölümüne neden olmuş.
19 Ocak 2017Tahran, İran’“Plasco Tower” Yangını (2017)Binadaki bir dikiş makinesinin arızası ve daha sonra binadaki yangın güvenliği eksiklikleri nedeniyle hızla yayıldığı olayda 17 katlı ofis ve alışveriş merkezi olan Plasco Tower, tamamen çökmüş 20 itfaiye eri dahil 75 kişinin hayatını kaybetmiş.

2017’de Londra’daki Grenfell Tower’da binanın dış cephe kaplamasındaki yanıcı malzemelerin etkisiyle büyüyen yangın, 72 kişinin ölümüne neden olmuştu. İtfaiyenin çalışmaları, yangın önlemlerinin eksiliği nedeniyle yetersiz kalmıştı. Ynagın toplumda büyük tepki yaratmış ve yangın güvenliğinde güçlü reformlara neden olmuş. Reformlardan bazıları
· Sıkılaştırılmış yasalar, bina yöneticilerine düzenli risk değerlendirme yaptırma zorunluluğu,
· Tüm binaların incelenerek Yanıcı malzemelerin değiştirilmesi ve yüksek binalardaki alarm sistemlerinin yenilenmesi
· Denetimler sonucu yanıcı malzeme ve önlemleri yetersiz binalara ağır cezalar
· Toplumu bilinçlendirme kampanyaları
İngiltere bu amaçla milyarlarca sterlin harcamış, Bu yaklaşımın toplumsal etkisi ise halk, yönetim ve şirketler arasında güvenin artırması, bağların güçlenmesi ve huzur.
Risk değerlendirmelerinin, pahalı kontrol önlemlerinin, sağlık ve güvenlik denetimlerinin maliyetlerine değmeyebileceğini düşünebilir. Ancak bir felaketin sonucu Bolu’daki yangında olduğu gibi telafisi imkansız ve maliyeti çok yüksek olabilir. Güvenlik için harcanan her kuruş, maliyet değil, gerekli bir zorunluluk olarak görülmeli.
Grand Kartal Oteli yangını dışında son 5 yılda Türkiye’de otellerde çoğu, elektriksel arızalar, tesisat problemleri veya yetersiz güvenlik önlemleri nedeniyle büyük yangınlar çıkmış. Can kaybı yaşanmamış yangınlar olsa da, birçok yangın büyük maddi zararlara neden olmuş ve turizm sektörünü olumsuz etkilemiş..
Grand Kartal Oteli yangının, henüz hissedilmeyen etkilerin biri de turizme etkisi .Yurtdışı medyada olay hala sıcak gündem ( bizde arka sırala düştü bile)
TÜRSAB raporları 2019'dan bu yana yabancı ve yerli ziyaretçi adetleri ve gelirlerde düşüş gösteriyor. Hal böyleyken ülkenin eşsiz tatil yörelerine yapılan milyarlarca liralık yatırımlar zaten zorlanırken üstüne otellerle tesislerin güvenlik önlemleri yetersizliği kaygısı eklendi. İnsanların kafasına şüpheler oluştu.
Medyada kayak tatili otellerinin şimdiden %40 indirim önerdiği haberleri var. Bu acı yangından sonra, bazı tatilciler rezervasyonlarını iptal ederek dönmek istediklerinde oteller "bize bir şey olmadı iptal etmeyiz" diyerek iade yapmamışlar. Kamu, bu insani ve vicdanlı reaksiyonu da dikkate alıp, tesisleri destekleseydi, toplum vicdanını yaralayan hissiz ve kar amaçlı tutum olmayabilirdi. "Rezervasyonunuz baki, kaç gününüz kaldıysa sezon içinde siz bilgilendirelim her zaman bekleriz ya da buyurun iadeniz" denebilirdi.
Kriz yönetimi Risk yönetiminin önemli bir parçasıdır ve olası senaryolara hazırlıklı olmayı gerekir. Burada bırakın rezervasyon iptallerini, 78 canın gittiği otelden çıkarılan yanarak can vermiş insanların bedenlerinin kızarmış piliç logolu kamyonla morga götürüldüğü, kanunen zorunlu risk önlemlerinin yetersizliği ortadayken, yetkililerin olayın şokunu yaşayan milyonlarca insanı düzgün şekilde bilgilendirmesi gerekirken, birbirini suçlayan atışmalar var sadece.
78 can gitmiş daha ötesi var mı?
Risk yönetimi hayat kurtarır
Belki bilmeyenler vardır, babam emekli deniz subayı ve uzmanlık alanı yangın. Bir gemi ya da denizaltının en büyük riski yangındır. Bir savaş gemisi, savaş esnasında vurulabilir ya da herhangi bir zamanda ve herhangi bir nedenle ,cephaneden yakıta içinde pek çok patlayıcı bulunan gemide yangın çıkabilir. Gemilerde yangınla ilgili tüm önlemler eksiksiz ve sürekli çalışır durumda olmalıdır. Personel sürekli tatbikatlarla acil durumlara, can kurtarmaya, yangını söndürme çalışmalarına ve hasar kontrolüne hazırlıklıdır. Eğer bu sistemler düzenli olarak kontrol edilmez, bu nedenle yeterli derecede devreye girme ve personel de hazırlıksızsa denizin ortasında yapabilecekleriniz sınırlıdır, hayatta kalma şansınız neredeyse yoktur. Böyle bakılırsa konu gayet basit aslında- Önlemlerin yetersiz veya bakımsızsa, acil durumda ne yapacağını bilmiyorsan, sonuç -ölüm.
Yangın önleme standartları, yönetmelikler geçmişten bu zaman kadar yaşanmış olaylar neticesinde çıkarılan derslerle, iyi ve kötü uygulamalarla kazanılan tecrübelerin sonucu. Dünyada referans alınan yangın standartları da ülke ya da endüstri pratiklerine referans oluyor. Hepsinin de temel amacı "Can Güvenliği, Hayat Kurtarmak , Riski önlemek ve Azaltmak."
Bunların en bilineni, “bilgi, birikim ve tutkuyla hayat kurtarmaya ve kayıpları azaltmaya yardımcı olmak” misyonuyla 1896 da kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü olan NFPA. Yangın sprinkler yönetmelikleri için kurulmuş olan NFPA 300'den fazla kod ve standart, yenilikçi araştırma, profesyonel eğitim, halk eğitimi, sosyal yardım ve danışmanlık yoluyla uzmanlığını paylaşarak yangın, elektrik ve ilgili tehlikelerden kaynaklanan ölüm, yaralanma, mal ve ekonomik kayıpların ortadan kaldırılması için liderlik eden küresel bir kurum
Sektörün referans aldığı diğer bir standart da FM (Factory Mutual) FM Global aslında bir sigorta şirketi. Mutuel sigorta şirketi poliçe sahiplerine ait sigorta şirketi demek. Bir FM sigortalısı olmak için belirli koşuları sağlamak ve en başta FM standartlarına uygun olmak, kalıcı üyelik için de her yıl FM mühendislerinin düzenli denetim ve gözetimlerinden geçmek zorundalar. Sonuçta birinin zararı tüm üyeleri etkileyeceğinden risk yönetimi burada birinci öncelik. Dayanışma ve başkalarını düşünme felsefesiyle uzun yıllardır hizmet veren güçlü bir sigorta ve risk yönetimi topluluğu olan FM Global’in güvenliği artırmak, mevzuata uygunluğu sağlamak ve yatırımlarını korumak için işletmeler ve endüstriler tarafından yaygın olarak kullanılan standartları, yangınlar, seller, depremler ve diğer tehlikelerden kaynaklanan mal kayıplarını en aza indirmek için en iyi uygulamaların bir araya toplandığı bir standart. Bu hizmetlerden faydalanmak için FM Global sigortalısı olmak da şart değil.
Ülkemizin yangın yönetmeliklerinde de bu standartlar referans alınıyor. Sigorta şirketleri , risk analizi ve yangın uzmanları için de bu standartlar önemli bir rehber, referans ve risk yönetimi için başvurulan kaynaklar arasında yer alıyor.
Bireysel Risk Yönetimi
Oteller çalışan, misafir veya işletme çatısı altındaki herkesin can güvenliğinden sorumlu ve bunu sağlarken kanunen uymak zorunda oldukları yönetmelikleri uygulama zorunlulukları da var. Seyahat acenteleri Turizm Bakanlığı Belgeli tesisleri tercih edin diyorlar, Grand Kartal otel de bakanlık onaylı bir tesisti. Bu durumda insanlar neye güvenecekler?
Yangından sonra, bu yönetmeliklerin içerikleri, uygulamadaki eksiklikler, denetimdeki eksiklikler ve yapılan yanlışlar insanların kurumlara olan güvenlerini de sarstı. Bu gitgide artan güvensizlik, sosyal medya paylaşımlarında "önceden bakmalıyız, bireysel olarak risklere dikkat etmeliyiz" mesajlarıyla sıkça dile getirildi.
Açıkçası sıradan bir vatandaş olarak gittiğim yerin faaliyet gösterebilmesi için talep edilen yüzlerce kriteri yerine getirmiş ve güvenli olduğunu varsayarım. Ancak son yıllarda yaşadıklarımız, durumun pek de sandığımız gibi olmadığını gösterdi bize, Uygulanmayan yönetmelikler ve eksik denetimlerin sıkça dile getirildiği 2023 depremlerinde 55.000 canımız gitti.
“Her şeyi kontrol etmeliyiz” diyenlerin korumacı ve iyi niyetli tavsiyelerini anlamakla beraber, buna tamamen katılmıyorum. Katıldığım bazı risk ziyaretlerinde risk mühendisleri öyle saçmalıklar ortaya çıkardı ki, görünümün çok aldatıcı olabileceğine şahit oldum (Mesela duvarda kırmızı dolap içinde sarılı yangın hortumu var – ama arkada su bağlantısı yok- dekor gibi) Kendi halinde insanlar olarak ne alınan yangın önleminin uygunluğunu ne de işlevselliğini kontrol etmek gibi bir şansımız ve bilgimiz de yok.
Diğer taraftan, işletme gerekli önlemleri almış olsa da, bazen, kötü olasılıkların üst üste gerçekleştiği bir olayda önlemler yeterince etkili olamayabilir ve korkunç olaylar silsilesi başlayabilir. İnsan faktörünü de göz ardı etmemek lazım. Bu durumda bir yangın ya da deprem anında ne yapacağımızı bilmemiz, yani bireysel farkındalık ve bilinçlenmenin önemi ortaya çıkıyor. Bu tıpkı son kullanım tarihi geçmiş gıdayı yememek, aracın inen lastiğini şişirmek, evden çıkarken ocağı bacayı, camı pencereyi kontrol edip kapıyı kilitlemek gibi, yangın ve deprem gibi bir afet anında yapılması gerekenler bireysel risk yönetimimizin bir parçası olmalı ve mümkün olduğunca sakin kalmaya çalışmalıyız.
Yangın daha sönmemişken kamu kurumlarının yetki sende, sorumluk sende, şeklindeki tartışmaları başlamıştı .
Mevzuat , "Kim Sorumlu" tartışması
78 kinin yanarak can verdiği bir olayda günlerdir yetki ve sorumluluk tartışması yaşanıyor. Yıllar içinde yapılan değişiklikler ve yetkilerin oradan oraya aktarmanın akışta kopukluk yarattığı anlaşılıyor. Her şey birbirine karıştı, bir sürü belge adı duyuyoruz, hangi yangın yeterlilik belgesi, sürdürülebilir turizm belgesi, belediye yetki alanı, bakanlık yetki alanı, önce başvurulup sonra iptali istenen denetim talepleri, bürokratik işler,
Yönetmeliklerin takip silsilesi bozulmuş. Yapılan her açıklamada insanın kafasını karışıyor. Biri yetkili, öteki sorumlu, diğer mecbur . Yani, sonuç? Bir sürü laf kalabalığı arasında, haberdar olunduğu halde ihbar ya da şikayet edilmemiş ya da edilememiş, 78 cana mal olmuş, kamu vicdanını sızlatan bir durum var ortada. Sorumlusu kim, aranıyor!
Bu suçlama ve atışmalarda adı geçen taraflardan biri de sigorta şirketi. Soru , “Önlemleri bu kadar yetersiz olan bir tesis nasıl oldu da sigorta edildi?" Sigortacı riski analiz etmeden teminat mı verdi?” Bu konuya Grand Kartal Otel Yangını serisinin ilk yazısında değindim.
Otelin sigorta programını, hangi branşlarda sigortası olduğunu ve kapsamlarını bilmiyoruz. Bu olayda sigorta şirketi oteli sigorta ederek ticari zarara uğradı. Benzer ticari kararlara diğer sigorta şirketlerinde de rastlanabilir. Mevzuata göre sigorta şirketlerinin önlemleri kontrol etme mecburiyeti var , ancak sigorta edip etmeme kararı kendilerinde ve bu karar tek kritere göre verilmiyor. Sigortanın koşulları ise sigortalı ile sigortacı arasında ticari bir anlaşma. İleride kamu ile paylaşılırsa üzerinde konuşmak mümkün olur.

Bu olayda maddi zararlardan daha çok, serinin ikinci yazısında bahsettiğim uzun yıllar sürecek sorumluluk davaları gündemde olacak, bunun en üzücü tarafı da sevdiklerini feci şekilde kaybeden ailelerin her davada tazelenen acıları olacak.
Diğer taraftan sigortanın kuralları, düzenleyici sosyal boyutu var, şu anda insanların sorguladığı da bu. Sigorta bir risk transferi, bu riski devralan sigortacının varlığı, deneyimi, risk yönetimine verdiği önem, sigortanın yapıcı etkisi ve aldığı kararlar toplumda güven yaratıyor. Belki bu hasarda can kaybı olmasaydı, sigorta şimdi olduğu kadar gündemde olmayacaktı, Neredeyse tüm konuşmalarda sorumlu ve kusurlu taraflardan biri olarak sigortacının gösterilmesi, sektörün her fırsatta “riskinizi yönetin, kötü riske sigorta yok" mesajları ile çelişti. Günlerdir yönetmeliklerde sigortacının fonksiyonu ve otelin sigortalarıyla ilgili ortada dolaşan bilgi kirliliği, yanlış ve eksik ifadeler de bu karışıklığı ve tartışmaların boyutunu büyütüyor.
Diğer taraftan medyada paylaşılan bilgiler, görüntüler, artık neredeyse önlemlerin bilerek alınmadığını düşündürecek kadar etkiledi insanları, hal böyle olunca "sigortacıların dediğiyle yaptığı birbirini tutmuyor" algısı yarattı. Bu nedenle önceki yazılarımda zararın hem teknik, hem ticari yönü kadar , sektör algısı ve itibarı yönünden ödense ayrı ödenmese ayrı türden bir zarar olduğunu yazdım.
Şu anda kimin neden sorumlu olduğunun yoruma kaldığı bir yönetmelik karmaşası nedeniyle her kafadan bir ses çıkıyor. Sigorta şirketini hedefe koymak diğer ilgili kurum ve otoritelerin sorumlukları ve kusurlarını ortadan kaldırmıyor ki!
Olayın ilk günüden beri otel, AVM, hastane, okul, ulaşım istasyonları gibi insan trafiğinin yoğun olduğu yerlerde sigortanın keyfiyete bırakılmaması gerektiğini savunuyorum. Sigortanın düzenleyici gücünden faydalanalım diyorum.
Elbette böyle bir dönüşümün akşamdan sabaha olması beklenemez (acele yapılan değişimlerin nelere sebep olduğunu birebir deneyimliyoruz) bu bir süreç. Her işletme yangın önlemlerinde aynı seviyede değil, üstelik kimi önlemler için yüksek tutarlı bütçelere ve zamana ihtiyaç var.
Mevcut yönetmeliklerde kanuna uygun düzenlemelerle, sigorta sektöründeki know-how, deneyim, kapasite ve reasürans piyasalarına erişim kabiliyetinden yapıcı şekilde faydalanmak mümkün. Kanunla standart bir teminat zemini oluşturulur, sigorta sektörü riskleri puanlayarak uygun primler belirleyebilir, riskler iyileştikçe sigorta edilebilirlik artar, güven pekişir.
Tıpkı Madencilik Zorunlu Ferdi Kaza sigortasında olduğu gibi, geçerli sigorta poliçesi işletmenin faaliyet koşullarından biri haline getirilmesinin pek çok alanda olumlu yansımaları olacaktır. Bir hasar olduğunda tartışmalara yer vermeyecek, sürdürülebilir bir sigorta yapısının oluşması için, toplumun hem otoritelere hem de sigorta endüstrisine güvenini pekiştiren, iyi ve işlevsel bir çözüm , istenirse bulunamaz mı?
Artık her gündeme geldiğinde kabak tadı veren trafik sigortasına harcanan zaman ve kaynak yerine, sektör ve düzenleyici otoriteler değerli birikimlerini ve güçlerini birleştirip, bunun gibi konulara yönlense herkesin faydasına olacak.
Yazının başında paylaştığım örneklerde ve pek çok afet sonrasında ülkeler, şehirler, otoriteler önemli dersler çıkarmış, kaynak , emek ve zaman ayırarak insanların can güvenliğini sağlayan koşulların standart hale gelmesini sağlayarak, sadece bunla kalmayıp denetleyip kontrol ederek, gerektiğinde cezalarla faciaları önlemek, azaltmak için aksiyon almışlar. Olaylara duyarsız kalmayan her toplum üyesinin bu önemli dönüşüme katkısı var aslında. Bir kişi ne yapabilir demeyin, toplum olarak hareket etmek için son derece geçerli bir nedenimiz var, güvende olmak, hayatta kalmak.
Sadece yangın değil, insanların feryatları ve çığlıklarını duydukları gecenin sabahında, otelin hala dumanları tüterken, birkaç metre ötede tatiline devam edenler de vicdanları sızlattı.
"İnsan acı duyabiliyorsa canlıdır, başkasının acısını duyabiliyorsa insandır" Tolstoy
Yangında hayatını kaybeden 36 sı çocuk 78 masum insanımıza rahmet, geride kalanlara sabır ve dayanma gücü, davalarında adil sonuçlar almalarını diliyorum.
#kartalkaya #yangin #bolu #sigorta #riskyonetimi #kriz #yetkili #kusur #otel #kamu #turizm #sorumluluk #zorunlu #kanun #itibar #algi #nfpa #fm #fireprecaution #safety #society #human #vicdan #conscious #utanc #shame #skiresort #kayak #tatil #fire #disaster #facia
Grand Kartal Oteli Yangını Serisi - Blog Yazıları
Comments