top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

BAK ŞU AĞACIN YAPTIĞINA!


Geçtiğimiz haftalarda sevgili meslektaşım Doğan Zorlu'nun paylaştığı, Noyan Doğan'ın köşe yazısında da yer verdiği, "fırtınada devrilen ağaçtan zarar gören araçların sigortacısının, hasarı ödedikten sonra bina sakinlerine rücu" haberini sizler de görmüşsünüzdür.


21 Ağustos 2022 tarihinde fırtınada, site sakinlerin dediğine göre bloğun bahçesindeki 100-150 yaşındaki ağacın dalları kırılıyor, park halindeki araçların üzerine düşüyor ve maddi zarar oluşuyor. Kaskodan hasar ödeyen sigortacı rücu hakkını kullanarak bina sakinlerinden zararın tazminini istiyor. Tabi bina sakinleri neye uğradığını şaşırıyor, bu durum gazetede haber oluyor.


Öncelikle fırtınanın poliçelerde nasıl sigorta edildiğine bakalım:

Sabit kıymet sigortalarında fırtına klozu

Fırtına Klozu (Yangın sigortası ile birlikte verildiği takdirde yangın poliçesine eklenecek kloz) Yangın sigortası genel şartları hükümleri saklı kalmak kaydıyla; yağmur, kar, dolu ile beraber olsun olmasın münhasıran fırtına (10 metre yükseklikte hızı, saniyede 17.1 metre “7 bofor”dan fazla esen rüzgarlar) veya fırtına sırasında rüzgarın sürüklediği veya attığı şeylerin çarpması sonucu sigortalı şeylerde doğrudan meydana gelecek zararlar teminata ilave edilmiştir (1).

(Not: 7 Bofor= Saatte 50-61 km)


Bloğun ve konutların sabit kıymet sigortası varsa, fırtına nedeniyle klozdaki koşullar gerçekleşmişse sigortalı kıymetlerde oluşan zararı sigorta tazmin edecektir.


Ancak, bloklar/siteler için önemli bir sigorta daha var, bu da üçüncü şahıs sorumluluk. Bu sigortanın genel şartında ise istisnalara bakalım (2)

Madde 3

A) Sigorta, aşağıda sayılan zarar ve ziyanlara taalluk eden talepleri temin etmez:

7) Çürüme veya tedrici surette rutubet alma yüzünden vukua gelen zarar ve ziyanlardan mütevellit talepler.

B) Ek sözleşme ile teminat altına alınabilecek haller

3) Zelzele, seylap, su basması, çığ, heyelan, yanardağ indifası, infilak, yangın, duman, sis, buhar ve su yüzünden uğranılan zarar ve ziyandan doğan mali mes'uliyet (ara not: fırtına yazmıyor).


Özetle, eğer blok ya da site, üçüncü şahıs sorumluluk sigortası yaptırıyorsa, madde 3 B3'ü, yani ayrıca binaya monte edilmiş tabela, levha, totem, direk vb. eklentilerden kaynaklanabilecek zararları da dahil etmeli, ağaçları ve peyzajları da. Aksi durumda, bunlardan dolayı oluşacak zararlar tazmin edilmeyecektir.


Peki ağaçlara gelince ne oluyor? Kesilecek ağaç kamuya ait veya kendi arazisi üzerinde olsa dahi mutlaka izin alınması gerekiyor. Haberi okuyunca aklıma bahçesindeki ağacı kestirmek için çok uğraşan bir tanıdığım geldi. Diyelim ki bahçedeki ağaç sorun yaratıyor ve kesilmesi gerekli, bunun için Belediyenin Park ve Bahçeler Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuruluyor; ağacı inceliyorlar, kesilmesi gerekiyorsa da kesiyorlar. Ağaç yaşlı ve eskiyse, 'Anıt Ağaç' olup olmadığına da bakılıyor. 'Anıt Ağaç' nedir derseniz, Çevre Şehircilik Bakanlığı internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

Bir de 'Korunmaya Değer Ağaçlar' var ki, bunlar da anıtsal bir özelliği olmasa da, özellikle şehir ve metropollerdeki, yerleşim alanlarındaki varlığı kıymetli ağaçlar, ayrıntılı bilgi linkte görülebilir.


Ağaç konusu derya deniz anlayacağınız.


Haberdeki beyana göre ağaç çürümüş, bu da fırtınadan sonra fark edilmiş. Elbette merak ettim, "Ağacın çürüdüğü nasıl anlaşılır?" "Şehirdeki ağaçların yarattığı riskler" gibi deneme aramaları yaptığımda binlerce başlık çıktı. Sadece dalları değil, kökleri, düşen meyveleri, gölgesi, boyu, kokusu şikayet konusu olmuş bu ağaçların!

Ben anladığımı paylaşayım: Dalları kendi kendine kırılıp düşmüyorsa, börtü böcek sarmıyorsa bir ağaç uzmanı olmadıkça ağacın çürüdüğünü anlamak neredeyse imkansız.


Bir de site/apartman yöneticileri sorumlulukları var, bunlar Kat Mülkiyeti Kanunu 35-36-37 Maddeleri'nde belirtilmiş.

Genel yönetim işlerinin görülmesi Madde 35- de yer alan ve bu haberdeki olayla ilişkilendirebileceğimizi maddelerine bakalım;

b) Ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması;

c) Ana gayrimenkulün sigorta ettirilmesi

g) Ana gayrimenkulü ilgilendiren bir sürenin geçmesine veya bir hakkın kaybına meydan vermeyecek gerekli tedbirlerin alınması;

h) Ana gayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin, onlar adına, alınması;


Yöneticiler görevde oldukları süre boyunca kat maliklerini temsil ediyor, yönetmelik görevlerini ihmal etmeleri durumunda da sorumlu oldukları belirtiliyor.


Bahçe, özellikle şehir yaşamında çok kıymetli bir alan, binaya girmeden önce sağda solda iki üç saksı bile olsa içimiz açılıyor. Bu binaya gelince, pek çok bina sakininin araçları güneşte kalmasın diye bu ağacın altına park etmeyi tercih ettiklerini düşünürsek yanlış bir tahmin olmaz. Bizim sitemizin bahçesindeki ağaçların altında banklarımız var.



Doğan Zorlu'nun paylaşımında dört soruya geçelim;


1-Acaba doğal afet sebebiyle mücbir sebep sayılabilir mi?

Genel şart tüm afetleri belirtmiş olmasa da, ek primle sigorta edilebilir riskler arasına koymuş- ama hukuk perspektifinden de incelenmeli diyerek hemen bir büyüğüme danıştım. Kendisinden aldığım bilgiye göre eğer rüzgarın boforu yüksekse sorumluluk ortadan kalkıyor. Bunun için de meteorolojiden rapor isteniyor, gelen cevaba göre, aralarında ziraat mühendisinin de olduğu bilirkişi heyetine dosya gönderilerek rapor tanzim edilmesi isteniyor.

2-Bakım yükümlülüğünün yerine getirildiği veya getirilmediği nasıl ispat edilebilir?

Bakım yükümlülüğü oldukça geniş bir kavram; yapılan harcamalar varsa bina görevlisinin iş planından, çağırılan bakım destek elemanlarına, yapılan her harcama kanuna göre belgelendirilmek zorunda. KMK (Kat Mülkiyeti Kanunu)'ya göre haberdeki ağaç ortak mülk.

3-Bina yönetimleri (site değil) sorumluluk sigortası almak istese alabilir mi?

KMK almaları gerektiğini belirtiliyor (ana gayrimenkulün sigortası). Buna ek olarak bu olaydakine benzer durumlar için üçüncü şahıs sorumluluk mutlaka olmalı, ek olarak sitenin bordrolu çalışanları varsa işveren sorumluluk sigortası yaptırmalarını şiddetle tavsiye ediyorum.

4-Konut poliçelerinde bulunan/bulunabilen üçüncü şahıs mali mesuliyet teminatı konutun hemen dışında yer alan bir hadiseye teminat sunabilir mi?

Genel şartlara göre cevap hayır gibi ama konut sigortalarında ek teminatları incelediğimizde genişletmeler bulabiliriz. Bunun için de kendi konut poliçeme baktım, not oldukça ilginç:

"Sigortalı ve sigorta edilen konutta birlikte yaşayan aile bireylerinin, konutta çalışanlarının ve bakımları altındaki evcil hayvanlarının T.C. sınırları içerisinde 3. şahıslara vereceği zararlar nedeniyle, 3.şahıslar tarafından sigortalıya karşı ileri sürülebilecek hukuki sorumluluk ekli 3.Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları hükümleri saklı kalmak kaydıyla ve yukarıda

belirtilen bedele kadar teminata dahil edilmiştir. Bu teminat bir olay veya olaylardan kaynaklanan olaylar serisi başına ve yıllık azami sigorta bedeli ile sınırlıdır."

Köpeğimiz sokakta birine zarar verirse bu konut poliçemin devreye gireceği anlamına geliyor.


Hikayeyi haberde okuduğumuz kadarıyla biliyoruz. Tabi bu durum aklıma başka bir soru daha getirdi. Bu ağaç apartmanın bahçesinde değil de, yol kenarında ya da kaldırımda olsaydı ve aynı şekilde zarar verseydi, bu durumda sigorta şirketi belediyeye mi dava açacaktı? Elbette bunu da merak ettim, internet araştırmamda çok sık çıkan iki habere rastladım


Biri 2022'de:

"İzmir'in Karabağlar ilçesinde minibüs beklerken üzerine çürümüş ağaç düşen ve başından yaralanan Hatice İnce, olayda kusurlu olduğu gerekçesiyle belediyeye tazminat davası açtı. Mahkeme, Karabağlar Belediyesi'nin İnce'ye 40 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti." Haber için tıklayınız


Diğeri de 13 Ocak 2020 tarihli gazete haberi, şu cümle dikkatimi çekti "Yoldaki ağaç devrildiğinde, mesela belediyeye ait ağaçlar devrilmişse kusursuz sorumluluklar hükümlerine göre belediyenin hiçbir önlem alma yükümlülüğü yok ama kişileri korumasız bırakamayız. Bu yüzden de belediyeden bir tazminat istemek mümkündür". Haber için tıklayınız


Sonuç olarak, sigorta şirketlerinin dava açmak için yeterli hukuki zemininin olduğu söylenebilir.


Beni takip edenler zaten biliyorlar ama tekrarlayayım:

  • DASK zorunlu sigorta olup, sahip olunan konutun sadece deprem sonucu oluşan zararları içindir; ortak alan payını da öder, dikkate alınan bedel dairenin satış fiyatı değil yeniden yapım maliyetidir ve üst limit 640.000 TL'sıdır.

  • DASK'ı aşan kısım ise ihtiyari dediğimiz, isteğe bağlı yapılan ve yine sadece konutun kendisi ve yine isteğe göre, içindeki eşyalar içindir. Bu poliçede deprem ek teminattır, ana teminat yangın riskidir, hırsızlık su basması gibi diğer riskleri ve sorumlulukları da sigorta edebilirsiniz.

  • Ortak alanların sigortası ise yönetim tarafından yaptırılır ve sigorta bedeli, site ya da binanın tüm sakinleri tarafından kullanılan ve kat maliklerinin menfaat sahibi olduğu temel, bodrum katları, merdiven boşlukları, asansörler, çatı, sosyal tesisler, bahçe duvarları, spor tesisleri, otopark, peyzaj gibi tüm kıymetlerini kapsar.

  • Site sakinleri ve diğer üçüncü şahıslara karşı sorumluluk ise, sigorta şirketlerinin kombine poliçelerinde teminata alınmaktadır. Bir önemli konu daha: bina ya da sitenin bordrolu ya da sözleşme ile çalışan taşeron çalışanları varsa bu kişiler için, olası iş kazaları sonucu siteye gelebilecek tazminat davalarına karşı 'İşveren Sorumluluk' sigortası yaptırılmalıdır.


Bu linkteki haber Kahramanmaraş depremi esnasında da dile getirdiğim site/apartman/toplu konutlarda ortak alan sigortalarının önemini bir kez daha ortaya koydu ve site /apartman yöneticilerinin sorumluluklarının da altını çizdi. Yıllardır oturduğum sitenin her genel kurulunda sigortanın önemini vurgulayıp, yaptırılması için teklifler almama rağmen, bu seneye kadar genel kuruldan onay alamamıştım. Bu yıl deprem herkesi etkiledi, hatta benden önce site sakinleri sigortayı gündeme getirdiler. Vakit geçirmeden hem ortak alan, hem de gerekli diğer sigortaları yaptırdık. Bunlar oldukça yüksek meblağlar, tek bir blok için bile daire sakinlerini zorlayabilecek maliyetler çıkabilir. Ancak KMK'da yazdığı gibi yönetici ana gayrimenkulün sigortasını yaptırmakla yükümlü. Bunun için sigorta şirketlerinin hem ana gayrimenkulü hem de sorumlulukları sigorta eden kapsamlı sigorta çözümleri var. Yönetici bu teklifleri alıp genel kurula sunup onay için de uğraşmalı. Genel karar olarak sigorta yaptırılmadığı durumda da, her kat maliki riski üstlendiğinin farkında olmalı.


Önemli bir uyarı daha - habere göre bina sakinleri talebe itiraz edecekler. Burada detay verilmediği için tahminim şu yönde: zarar gören araçlardan birinin sigorta şirketinin davayı açtığını varsayarsak, diğer hasarlı araçların sigortacıları da tazminat talep edebilir. Rücu sigortacının en doğal hakkıdır. Bu olayda hukuki zemin uygun olsa da sigortacıların bazen rücu haklarını kullanmadığı, deneseler de yanıtsız kalan ya da uzun zaman alan pek çok durumda maliyeti büyütmemek için taleplerinden vazgeçtikleri durumlar oluyor. Bu olayda da, sigorta şirketi daha farklı yaklaşabilir ve bina sahiplerini, aslında sigorta edebilecekleri bu ve benzer durumlar konusunda bilgilendirerek, hem yuvaları hem de beklenmedik finansal kayıpları için bir poliçe yaptırmaları konusunda teşvik edebilirdi.


Bugünlerde ev sahibi olmak çok zor, yılların emeği ile borç harçla alınan evlerimizde güvenle yaşarken, bu haberde olduğu gibi hiç beklenmedik sürprizlerle karşılaşabiliriz. Hem varlıklarımızı hem de beklenmeyen durumlarda doğabilecek tazminat taleplerini sigortaya devrederek kıymetli yatırımlarımızı koruyabilir, yıllarca sürecek dava ve savunma giderlerinden kaçınabiliriz. Site ve apartman yöneticileri, hazır genel kurulların vakti yaklaşmışken gündeme sigortayı eklemeyi unutmayın.


Herkese huzurlu günler.




(2)


Noyan Doğan paylaşımı



Doğan Zorlu paylaşımı



Kat Mülkiyeti Kanunu





35 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page