top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

AYNI KADER, YİNE - MADEN KAZALARI

Bir ülkenin yer altı kaynakları önemli bir ekonomik ve siyasi güç. Bugün yaşamın her alanında kullandığımız araçlar, evler, telefonlar, bilgisayarlar gibi vazgeçilmez olan her şey, maden ürünleri sayesinde yapılıyor. Ülkemiz yer altı kaynakları açısından şanslı ve ayrıca bazı madenler bakımından dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alıyor, 815'e kadar dayanan madencilik ve maden arama çalışmaları hızla devam etmekte. Yeni maden yatakları bulunan ülkemiz , madencilik açısından "kendine kısmen yeterli" olan ülkeler arasında yer alıyor.


Türkiye'de madencilik gelişmiş sanayi kollarından biri. 6592 sayılı Maden Kanunu'na göre "Madenler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, içinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi değildir. Madenler, devlet ya da üretilen madenden devlet hakkı ödenerek özel veya tüzel kişiler tarafından işletilebilir."


2021 yılı istatistiklerine göre çalışan toplam nüfusun, yani 16,1 Milyonun içinde 152.000 kişi madencilik sektöründe çalışıyor. 2022 istatistiklerine göre maden sektöründe kamuda 13.718, özel sektörde 134.240 olmak üzere toplam 147.958 çalışan, 78, özelde 6.624 olmak üzere toplam 6.702 adet işyeri var.


Maden kazalarına gelelim: "İş Güvenliği" fikri madencilik sektöründe yaşanan ve her defasında felaketle sonuçlanan üzücü iş kazalarına bir çare bulunması ve kazaların önüne geçilmesi ihtiyacından doğmuş. Türkiye madencilik sektöründe çalışanların genel çalışan sayısına oranı son 11 yıllık dönemde yaklaşık %1 olmasına rağmen, iş kazası geçirme oranı yaklaşık %6,1, ölüm oranı ise %7,2. Bir önemli bulgu da Türkiye geneli ve madencilik sektöründe kaza sıklığında yıllar geçtikçe görünen artış. 2011 yılında madencilik sektöründe her 1.000.000 iş saatinde 29,61 iş kazası gerçekleşirken 2021 yılında bu değer yaklaşık %34 artarak 43,58 olarak gerçekleşmiş.


Peki madenlerde ne değişti?

1990'lardan itibaren verimliliğinin artacağı ve makro düzeyde rekabetin sağlanmasıyla ekonomik performansın yükseleceği savı ile "kamu madencilik kuruluşlarının özelleştirilmesi" hız kazanırken, artacağı varsayılan özel sektör yatırımlarında ise ciddi sayılabilecek bir artış gözlenmediği belirtiliyor.

Rödovans sisteminin yaygınlaşmasından sonra iş kazalarının ve ölümlerin sayısında bir artış olduğuna dikkat çekiliyor.

Peki nedir bu rödovans? Ruhsat sahibinin devletten aldığı işletme iznini sözleşme ile üçüncü kişilere devretmesi olarak özetlenebilir. Yani biri madeni işletme izni alıyor sonra da bunu başkasına devrediyor. Rödovans önce sadece kömür madenlerinde geçerliyken sonra taşkömürü dışındaki madenlerde de uygulanmasına izin verilmiş. Hemen hepsi özel işletmelerde olduğu gözlenen ölümlü iş kazalarının sayısındaki artışa sebep olarak, rödovanslı sahaları işleten firmaların yüksek maliyetler sebebi ile işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin gerekli koruyucu ve önleyici teknik teçhizatı sağlamaktan kaçınması ve mevzuatta öngörülen önlemleri almaması gösteriliyor. 2015'de 6592 sayılı "Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"da kamu kurum ve kuruluşları ile iştiraklerinin hariç tutulduğu bir düzenleme ile yer altı kömür işletmelerinde üretime yönelik rödovans sözleşmelerinin yapılması yasaklanıyor.


Türkiye’nin en çok ölümle sonuçlanan iş ve madencilik kazası, 13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 işçinin hayatını kaybettiği felaket.


En son Erzincan'daki Çöpler Altın madenindeki yer kayması ve 9 emekçinin toprak altında kalması, madencilik, çevre, yatırımlar, denetim ve alınması gereken önlemler hakkındaki tartışmaları alevlendirdi.


Söz konusu insan hayatı, çevre ve milli servet olunca, önemli bir güvence olan sigorta akla geliyor. İçerdikleri yüksek riskler nedeniyle madenler ve ilgili faaliyetler sigorta şirketlerinin genellikle trete istisnası, bu da madenlerdeki maddi varlıkların yurtdışından bulunan kapasitelerle sigorta edilebildiği anlamına geliyor.


Madenlerde zorunlu olan sigorta Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza. Bu sigorta hakkında 2022'deki blog yazımı buraya bırakıyorum. Soma maden kazasından sonra zorunlu hale gelen bu sigortayı Türkiye'de genel sorumluluk sigortası branşında ruhsatı bulunan bütün sigorta şirketleri yapmak zorunda. Bu sigorta ile, madencilik faaliyetleri denetiminde sigorta eksperleri devreye giriyor.


Bakanlar kurulu kararına göre gerçek ve tüzel kişiler sigorta poliçesi yaptırmadan veya yürürlükte bir sigorta poliçesi bulunmadan 1 inci madde kapsamında faaliyette bulunamaz, faaliyetlerine devam edemezler. Sigorta, madenin asgari çalışma koşullarına uygunluğunun sigorta eksperleri tarafından verilmesinin ardından düzenleniyor, aksi halde teminat askıya alınıyor ve durum ruhsat vermeye yetkili kurumlara bildiriliyor.


Sigortanın genel şartının A.4 maddesinde teminat dışı hallerde faaliyetlerin icrasına bağlı olarak meydana gelmemesi şartıyla yer kayması neticesindeki zararlar belirtilmiş.

Bu “toprak kayması” bölgede bir doğal afet yaşanmış gibi görünse de kayan toprağın içinde cevher olan ve siyanürlü solüsyon borularının bulunduğu liç alanı olarak bilinen kısımda olduğu belirtiliyor Liç alanı, cevherin içinde olduğu kayaçların kırma işlemlerinin bitip boyutları küçüldükten sonra altını ayrıştırmak için biriktirildiği alana deniyor. Kayan toprağın içinde hangi ağır metallerin olduğuna ilişkin resmi kurumlarca henüz bir açıklama yapılmadı.


Mevzuat, yönetmeliklerin uygulamasına bakarsak:


SBM nezdinde oluşturulmuş veri tabanında yer alan eksper ve uzmanlardan sıra usulü ile risk inceleme heyeti oluşturuluyor. 2 sigorta eksperi, bir maden mühendisi ve bir iş güvenliği uzmanından oluşan heyet Madencilik Genel Müdürlüğü'nün iş güvenliği kontrol listeleri üzerinden madeni kontrol ediyor ve kontrollerinin sonucunu raporlayarak ruhsat vermeye yetkili makamlara iletiyorlar. Bu denetim yılda 2 kez yapılıyor. Soma kazasından sonra yapılan denetimlerde oldukça fazla sayıda maden işletmesi faaliyetlerine ara vermek durumunda kalmış.


Madenlerde İş Güvenliği Yönetmeliğine bakıldığında yönetmeliğin yurtdışındaki uygulamalarla kıyaslandığında oldukça kısa olduğu görülüyor; değerlendirme kriterlerinde sayısal ölçümler yerine "uygun" veya "yeterli" gibi müfettiş inisiyatifine bırakılmış pek çok ifadeyi içermesi dikkat çekiyor. Herhangi bir kaza sonrası denetimi yapan heyetin durumu neye göre uygun bulduğunun dayandırabileceği, hangi bilgileri burada referans alacağı gibi önemli konulara yeterince yer verilmemiş.


Bir iddia da söz konusu madenin bu zorunlu sigortanın kapsamına girmediği. Bunun için de sigortanın genel şartlarına bakalım;

"Yer altı ve yer üstü kömür madenciliği, kömürden gayri yer altı madenciliği faaliyetlerinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu faaliyetlerin icrası esnasında meydana gelebilecek kazalar sonucu tesislerinde istihdam ettikleri, üretim ve üretim hazırlığı faaliyetinde bulunan personeli için sigorta poliçesi yaptırmak zorundadır." Bu tanıma göre Erzincan Çöpler Madeni bu sigortanın zorunlu olduğu bir maden sınıfında görünmüyor.


Bu sigortadan 2023 yılında 832 adet yapılmış, toplam prim 39.703.000 TL- Poliçenin teminat limiti 2015 yılından beri güncellenmemiş; hala150.000 TL ve kişi başı prim brüt 749 TL.



Son olay, yer altında ya da üstünde fark etmez, bir kazada çalışanların canını kaybettiğini gösteren acı ve önemli bir örnek. Denetim açısından faydalı olan ve düşük maliyetteki bu sigortanın, yer altı veya yer üstü fark etmeyecek şekilde tüm madenleri kapsaması gerektiğini düşündürüyor.


Tüm dünyada Türkiye’de olduğu gibi çok sayıda maden işçisinin hayatını kaybettiği bir çok kaza gerçekleşiyor. İlk sırada 1942 yılında Çin’de tam 1549 işçinin hayatina mal olan kaza var. ikinci sıra Fransa’da, 1906'da 1099 işçinin hayatını kaybettiği kaza yaşanmış. Şu anda madencilikte lider olan Çin çıkardığı derslerin ardından kaza sayıları ve can kayıplarını düşürmüş. Burada referans alınan kriter ton başına işçi ölümü; dünyanın en büyük kömür üreticilerinden bir tanesi olan Çin'de, 2008 yılında 100 milyon ton başına düşen ölüm sayısı 127 olurken, Türkiye'de bu sayı 722 olarak kaydedilmiş.


Madencilik sektörü, dünyanın en zor ve riskli iş kollarından biri; madenler ve çalışılan ortam, kullanılan ağır aletler ve genel koşullarıyla yüksek riskli iş sahaları. Sabit varlıkların riskleri için yer üstü tesisler sigorta edilebiliyor, fakat çalışanların can güvenliği ve sorumluluk riskleri için sigorta alternatifleri kısıtlı ve oldukça pahalı. Diğer taraftan sigorta bir risk transferi, haliyle uygulama ve denetimde sorunlar olduğu ve risk yönetimi yatırımları geri planda kaldığı müddetçe sektörün ekonomik ve yararlı bir çözüm sunması çok da mümkün görünmüyor. Bu durumda öncelikle madenler için yürürlükte olan kanunların, yönetmeliklerin eksiksiz uygulanması ve çok ciddi denetlenmesi gerekiyor.


Yine bir felaket sonrası, görüntüleri seyredip ah vah edildiği günler yaşıyoruz. Bu kaymadan sonra sorulan  birçok soru yanıtını bekliyor. Çöpler Altın Madeni'ndeki liç alanındaki toprağın kayması sonrası bölgedeki çevre ve su kirliliği endişeleri tartışılırken, herkesin gözü kulağı toprak altında kalanlardan alınacak bir haberde.


Herkese sabır ve dayanma gücü diliyorum.


Maalesef, yine geçmiş olsun.









34 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page