Dünyadaki en zor eğitimlerin başında TIP eğitimi geliyor.
Temeli insan hayatı ve sağlığını korumak olan her türlü tıp eğitimi en başta büyük bir insan sevgisi, mücadeleci ruh, merak, araştırma, sevgi, saygı, ahlak gibi temel bütün değerleri bünyesinde toplayan bir meslek.
O kadar hassas bir meslek ki, herkes sağlık sorunu olsun olmasın yakınında hep güvendiği ve inandığı bir doktoru olmasını istiyor.
Doktorluk, hem fiziksel, hem de psikolojik olarak yıpratıcı bir meslek. Her gün yapılan yeni keşifler, literatürdeki değişiklikler, yeni uygulamalar ve tedavilerin yanı sıra, her geçen gün artan teknoloji kullanımıyla artık hayatın her alanıyla entegre çalışan tıp dünyası, diğer taraftan geleneksel teşhis ve tedavi yöntemlerini rafa kaldırmadan, eskiyle yeninin sürekli harmanlandığı, her bilginin üstüne her saniye yenisinin eklendiği, gelişimin ve öğrenmenin durmadığı bir alan.
Doktorlar, yoğun ve sürekli dinamik bir sistemin içinde pek çok teknolojik çözümle beraber dertlere deva oluyor. Tıbbi kayıtlar ve raporlar bir doktorun ilk baktığı yer, sonra hikayeyi dinliyor, görüntüleme, rapor ve tahlilleri aldıktan sonra, hastanın genel durumu, muayeneye ve deneyimleriyle hastalığı teşhis edene kadar araştırıyor, sonrasında da tedavi planı uyguluyor ya da öneriyorlar.
Bir doktor tüm bunları değerlendirirken, pek çoğumuz gibi masa başında rahat bir şekilde zamana yayma lüksüne sahip değil. Hastanelerde üst üste randevularla yığılmış hasta trafiği içinde, bekleyenlerin ve araya girenlerin yarıda kestiği, mesajlar ve telefonlar arasında hastanın ıstırabının bir an önce giderilmesi ve iyi hissetmesi baskısıyla görev yapıyorlar .
Eğer bu bir cerrahi işlemse, cerrahlar ameliyat masasında çok farklı senaryolarla ve bir çok bilinmezle karşı karşıya kalabiliyor.
Bu donanımlı, acil durumlara alışkın ve yaşam kurtarmaya kodlu insanların, ne zaman ve nasıl bir sürprizle karşı karşıya kalacaklarını bilmek mümkün değil. Tüm bu durumların üstesinden evrensel prosedürleri takip ederek, deneyimleri ve bilgileri ile gelmeye çalışırken, bir hastada ortaya çıkan hiç beklenmedik bir durum, hastalığı ya da prosedürü bambaşka bir yöne çekebiliyor. Tüm bu koşullar altında istemsiz hatalar veya atlamalar yapılabiliyor.
Günümüzde insan hakları ve hasta hakları kavramlarının gelişmesi beraber artan bilinçli toplum, sağlık sektörünün sorumluluklarında da kaçınılmaz değişimleri beraberinde getirdi. Burada en büyük sorumluluk doktorlara ait. Doktor ve diş hekimi gibi mesleki gruplarında çalışan kişiler, mesleki hizmetleri sırasında dikkatsizlik, ihmal gibi herhangi bir hata sonucunda ciddi sağlık problemlerine yol açabilir hatta hastanın hayatını kaybetmesine neden olabilirler.
Tıp çalışanlarının olası bir aksilikte yukarıda bahsettiğim gibi hata yapmaları nedeniyle büyük tepki ile karşılaşmaları mümkündür, bu da güven içinde ve verimli şekilde çalışmalarını engeller.
Ülkemizde doktor hataları uzun yıllar sigorta kapsamında değildi. Ancak yıllar içinde iletişimin daha geniş alana yayılmasıyla, ihmaller ve yanlışlar daha çok duyulmaya başlandı ve bu taleplerin sayısı arttı.
Ülkemizdeki doktorların herhangi bir tazminat talebi karşısında yapayalnız kalmaları, aslında dünyada uzun süredir uygulanmakta olan Malpractise (Tıp Çalışanlarının Mesleki Sorumluluğu) Sigortasını hayatımıza soktu.
Doktorların mesleki uygulamaları sırasında meydana gelebilecek istem dışı davranış ve hatalarından kaynaklanan zararları karşılayan bir sigorta olan Zorunlu Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Hekim Mesleki Sorumluluk) 21.07.2010 tarihli 27648 nolu Resmi Gazete ile 30.07.2010 da yürürlüğe girdi (Son düzenleme 28/08/2012).
Sigortanın Konusu
Bu sigorta sözleşmesi, 1219 sayılı Kanunun Ek 12 nci maddesi çerçevesinde, serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların (Değişik ibare:RG-26/7/2014-29072) poliçe kapsamındaki mesleki faaliyeti ifa ederken, sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine, bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlar. Ancak on yıllık dönemin başlangıcı 30 Temmuz 2009’u geçemez ve bir aydan fazla sigortasız kalınan dönemlerde meydana gelen olaylara bağlı olarak sigortalı dönemlerde yapılan ihbarlar için sigorta koruması yoktur.
Sigortalının mesleki faaliyete son vermesi halinde, birinci paragraftaki teminata ek olarak, son sigorta sözleşmesi dönemindeki mesleki faaliyetinden dolayı sözleşmenin bitiş tarihinden iki yıl sonrasına kadar ortaya çıkabilecek talepler de teminat dahilindedir.
Özetle, belirtilen nedenlerden kaynaklı tazminat talepleri ve yargılama masraflarını temin eden poliçe 30 Temmuz 2009'dan sonra olmuş son sigorta poliçesinin bitimini takip eden 2 yıl içinde ihbar edilen hata ihmallerin sonucunda oluşan durumları kapsıyor.
Genel şartını buraya bırakıyorum.
Poliçenin Limitleri;
Risk GrubuTeminat Limiti
I. Grup 200.000 TL
II. Grup 400.000 TL
III. Grup 600.000 TL
IV. Grup 800.000 TL
Her durumda sözleşme kapsamında ödenecek yıllık tazminat miktarı 1.800.000 TL ile sınırlı.
Risk Gruplarına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz
Bu poliçe hekimlerin çalıştığı kurumlar tarafından yapılabiliyor. Önemli notlar;
Prim bedelini peşin olarak ödenmesi gerekiyor. Genel şartlara göre sigortacının sorumluluğu poliçenin priminin ödenmesiyle başlıyor
Sigorta poliçesinin teminatları yalnızca Türkiye Cumhuriyeti içerisinde geçerli . Ancak yurt dışında gerçekleştirilen faaliyetler de özel şartlar ile poliçe kapsamına alınabilir.
Teminat dışı durumları şu şekilde sıralayabiliriz.
Hukuki ve etik kurallar ile tespit edilen mesleki faaliyetler dışındaki eylemlerden kaynaklanan talepler
Adli ve idari para cezaları dahil olmak üzere her tür ceza ve cezai şart
İnsani görevin yerine getirilmesi hariç sigortalının sorumluluk alanı dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri
Tıbbi mesleki faaliyet gereğince yapılanlar hariç her tür deneyden kaynaklanan talepleri
Zorunlu olan bu sigortanın tazminat limitleri yıllar içinde artırılırken, primleri oldukça düşük seviyelerde kaldı. Buna karşılık sigorta şirketlerine yapılan ihbarlar nedeniyle muallak hasar tutarları her geçen gün artıyor. Bu sigorta branşı özelinde hasar/prim istatistiği bulamadığım için burada yayınlayamadım. Ancak sigorta sektörü tarafından bakınca artan tazminat tutarları ve dosya sayıları sektörü zorluyor. Genellikle kurumun diğer branşlardaki sigortalarını yapıyorlarsa, Hekim Sorumluluk sigortası yapmayı tercih ediyorlar. Bağımsız çalışan hekimler ve özellikle ilk kez sigorta yaptıracaklar zorlanabiliyor.
Peki yaptırmamanın cezası var mı? Evet. Cezanın miktarı 2010 yılında 5.000 lira olarak belirlenmiş, her yeni yılla birlikte yeniden değerleme oranlarına göre artırılıyor..
Ülkemizde Hekim Sorumluluk Sigortasının limitleri, günümüzdeki tazminat talepleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşük kalıyor. Bilincin ve farkındalığın yüksek olduğu ABD ve Avrupa da milyonlarla ifade edilen, çok büyük Malpractise sigorta programları mevcut. Sadece hekimler değil, medikal hizmet veren tüm kurumlar da ayrıca doktorun sorumluluk alanı dışında kalan diğer hizmetlerin (laboratuvar, görüntüleme, hijyen, tıbbi cihazlar gibi) verilmesi esnasındaki ihmaller ve hatalar nedeniyle kuruma gelebilecek tazminat talepleri için sigorta yaptırıyorlar. Ülkemizde kurumlar tarafından yapılan "Hastane Sorumluluk" sigorta adedinin hizmet veren merkezlerin sayısına oranla çok düşük olduğunu söylersek yanlış olmaz.
Kendimizin ve en sevdiklerimizin canını emanet ettiğimiz doktorlarımıza ve tıpta her saniye çığır açan yenilikler sayesinde iyi olacağımıza inanıyor ve güveniyoruz. Her meslekte olduğu gibi, insanın ve öngörülemeyen faktörlerin olduğu her yerde hatalar olabilir. Böyle durumlarda bu sorumluluğu ilk olarak üstlenen doktorların, kendilerini ve yaşamlarını adadıkları bu çok kıymetli mesleği icra ederken istemeden sebep oldukları bir zararda, zarar görenler ve yakınları kadar, hatta daha fazla üzüntü duyacağı şüphesiz. Bunun psikolojik yükünün yanında, doktora yöneltilebilecek maddi ve manevi tazminatlara karşı sigorta koruması, mesleklerini icra ederken daha güvende olmalarını sağlamaktadır. Her türlü güzel övgüyü hak eden doktorların hakları hiçbir zaman ödenmez.
"Her şeyden önce insan olunmalı; ondan sonra doktor. Voltaire"
Sevgiler.
Comments