top of page

2. ULUSLARARASI SİGORTA ZİRVESİ 25-26 EYLÜL NOTLARI

Yazarın fotoğrafı: Zeynep TurkerZeynep Turker

Türk Sigorta Birliği (TSB) tarafından düzenlenen ve dünyanın dört bir yanından konuşmacıların katıldığı 2. Uluslararası Sigorta Zirvesi 26 Eylül'de sona erdi.


Kamu kurumlarının katılarak önemli destek verdiği zirveye sektörün tüm paydaşları da büyük ilgi gösterdi. Bu çapta bir organizasyonu gerçekleştirmek büyük çaba ve emek gerektiriyor. TSB çok zengin bir ajanda ile ücretsiz olarak organize ettiği zirveyle ilgilenen, yakın gelecekle ilgili beklentilerine yanıt arayan tüm sektör emekçilerini bir araya topladı. TSB nin internet sitesinde eş zamanlı olarak yapılan canlı yayın sayesinde orada olamayan ve takip etmek isteyenler de konuşmaları ve oturumları izleme, dinleme şansına sahip oldular.


12.si düzenlenen Sigorta Haftası'nın teması "Deprem ve Doğal Afetlere Hazırlıkta Sigorta Sektörünün Önemi". TSB Başkanı Uğur Gülen'in sıcak karşılamasının ardından, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı'nın konuşması sektörde reform niteliğinde mesajlar içeriyordu. Yapısal değişimlerle ilgili çalışmaları art arda paylaşan SEDDK Başkanı'nın mesajlarından düzenleyici kurum olarak SEDDK'nın sigorta bilincinin yaygınlaştırılması, farkındalığın artması için çok kararlı olduğu anlaşılıyor. Bence önümüzde toplumsal bir değişim süreci var. Ezber bozan yeni bir bakış açısına geçmek; ilerlemeyi engelleyen mevzuat eksikliklerinin giderilmesi için yeni uygulamaları hayata geçirmek ve maliyet artışları gündemde. Aksi halde topluma sigortayı tanıtan aracılar kendilerini sürekli meşgul eden sorunlardan başlarını kaldırıp, sahaya yeterli donanım ve etkiyle çıkamayacaklar.


TC Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı'nın konuşmasında Türkiye sigorta sektöründeki kamu kurumlarının reformları, depremde yaraların hızla sarılması için olağanüstü gayret gösteren DASK ve sigorta endüstrisinin büyüklüğü, ekonomimizdeki yeri ve ilerleme alanları ile ilerici ve yenilikçi kamu yaklaşımı ve kamu - özel sektör işbirliğinin önemini vurguladı.


Hemen hemen tüm panellerde dikkat çekilen konuların başında Protection Gap geliyordu, yani eksik ya da yanlış sigorta bedelleri ve teminatlar nedeniyle sigorta edilmemiş kıymetlerin ekonomik tutarı, Kahramanmaraş depreminin Türkiye ekonomisine zararının 105 Milyar USD olduğu, bu zararın 5 Milyar USD'nın sigortadan karşılandığı gerçeği. Düz hesap %5 diyebileceğimiz bu oranın, genel ortalamanın tabanı olan %30 seviyesine çıkarılması sektörümüz için hedef ve bu da sektörün büyüme ve sigortayı yaygınlaştırmada çok büyük atılımlar yapması gerektiği anlamına geliyor.


Yeni Zelanda, Yunanistan ve Japonya'dan katılan sigorta birlikleri, yaşanılan felaketlerde alınan dersler; kamu ve sigorta sektörü işbirliği, afet sigortaları havuzları ve ülkelerindeki yaşananları ve deneyimlerini paylaştılar.


Hayat ve hayat dışı reasürans marketlerinden katılımcılar da doğal afetlerin yanı sıra, ekonomik faktörlerin reasürans piyasalarına etkilerini aktardılar. Sigorta şirketlerimizin reasürans yenilemelerine gireceği bu dönemde, yaşanan deprem ve son 2 yıldır devam eden sert piyasa koşullarının 2024'e nasıl yansıyacağı konusunda katılımcılar kesinlik içeren cevaplar vermemiş olsalar da, kahve aralarındaki ayaküstü sohbetlerimden 2024 pazarlıklarının zorlu geçeceği mesajını aldım.


Prof. Dr. Naci Görür'ünsunumunda, deprem dirençli olmanın önemini vurguladığı 4 madde akıllarda kalmalı bana göre. Bunlar yıkım, can kaybı, ekonomi , ekonomik ve siyasi bağımsızlık. Naci Görür ''Depreme hazırlıklı olmak binanın sağlam olması demek değildir'' diyerek, aslında sadece güçlü ve dayanıklı bir binanın tek başına yeterli olmayacağının; her işletmenin kendi ekosisteminin deprem dirençli olması gerektiğinin altını çizdiği çok daha geniş bir perspektife dikkat çekti.


Keynote konuşmacıların da yer verildiği panelde OECD Büyükelçisi Prof.Dr. Kerem Alkin küresel çoğunluk kavramına dikkat çekerek, ülkemizin vazgeçilmez konumunun sigorta sektöründe yarattığı görev ve fırsatlara değindi. Klinik Psikolog Beyhan Budak, risk bilincini ve satın almayı etkileyen insan davranışı temelleri hakkındaki konuşmasında aktardığı davranış dinamiklerinin sigorta sektörü tarafından dikkatle değerIendirilmesi gerekiyor.


Depreme dayanıklı şehirler inşa etme panelinde ise beklenen İstanbul depremi üzerinden kamu, üniversite ve sigorta bakış açılarıyla karşılaşılan durumlar, öneriler ve bilimsel sonuçlar paylaşıldı. Depremde zarar gören konutlar ve can kayıpları ile birlikte endüstriyel binalardaki yapısal hatalar, yapısal olmayan unsurların verdiği zararlar ve bunların sonucunda oluşan iş kayıpları ve kesintilere dikkat çekildi. Beklenen İstanbul depremindeki yıkım ve can kaybı tahminleri korkutucu. Bilim ve sağduyu ile yönetilmesi gereken büyük bir dönüşüm olmalı. Deprem direncinin arttırılmasında tüm uzmanların ortak paydası ise toplumsal davranış ve bilinç oldu.


Depremlerden çıkarılan dersler panelinde ise iş sürekliliği, depremin ikincil etkileri (yangın ve su baskınları), çevre ve ekolojik sisteme yansımaları ve ekonomik sonuçları konuşuldu. İş sürekliliğinin, acil eylem planlarının önemi belirtildi. Özellikle son deprem tazminatları ve beklenen İstanbul depremi nedeniyle sigorta sektörünün daha çok prim toplaması, gerekirse sermaye enjeksiyonu ve gelecek zararlar için rezerv biriktirilmesi gerektiği vurgulandı.


Sektörün, afet sonrası SEDDK nın da aldığı inisiyatiflerle çok hızlı hareket etmesi, teknolojinin etkin kullanımı ve tazminatların kısa süre içinde ödenmesindeki başarılı aksiyonları dile getirildi. Aktarılacak konu ve mesajların, yaşanan zorlukların ve deneyimlerin çok fazla olması nedeniyle sigorta sektörünün büyük deprem afetinde ''Nerede yetersiz kaldık, başka türlü nasıl davranabilirdik, eksikler, hatalar nelerdi, bunlar için ne gibi önlemler aldık ya da almalıyız?'' gibi kendilerine yönelttikleri sorular ve cevaplarına çok vakit kalmadı.


Açılış konuşmalarında dile getirilen yetkin ve genç istihdam, aracıların sigortalılık bilincini artırmak ve sigortayı yaygınlaştırmak üzere sahada daha aktif olması yönünde kuvvetli mesajlar verildi. Özellikle kentsel dönüşüm süreçlerinde devreye girecek "Orta Vadeli Ekonomik Plan"da sigorta sektörüne de sorumlulukların verildiği yeni düzenlemeler ve bugüne kadar haklı bulunan sebeplerle sektörün mesafeli olduğu mesleki sorumluluk, bina tamamlama gibi sigortaların devlet tarafından da desteklenmesi gibi konuların altı çizildi.


Reasürans devirleri ve rezervler sayesinde Kahramanmaraş depremi sektörün karlılığını etkilemedi. Ama beklenen İstanbul depreminin olası ekonomik sonuçları, ülkenin ekonomik ve siyasi bütünlüğü açısından ciddi tehdit oluşturduğundan, sigortanın yaygınlaşması, havuzun ve rezervin büyümesi ve zararların daha büyük kısmının sigorta sektörünce karşılanabileceği bir seviyeye ulaşmasının önemi vurgulandı.


Özenle seçilmiş konular ve uzmanların paylaştığı kıymetli bilgilerin paylaşıldığı zirvede, organizasyonun düzenlendiği Swiss Otel'in zengin ikramı ve TSB'nin mükemmel ev sahipliğinde, hepimizin kariyer hayatına katkısı olan büyüklerimiz, sektör duayenleri, kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve uzun bir yazdan sonra tekrar bir araya geldiğimiz sektör emekçisi dostlarımızla hasret gidermenin mutluluğunu yaşadık. Eski mesai arkadaşlarım, yöneticilerimle bol gülümsemeli, sohbetli, keyifli ve mutlu anları resimlemeyi ihmal etmedik.

İş birliği, güç birliği ve dostluk !



Zirvenin çıktılarının paylaşılmasını heyecanla bekliyoruz. Sigorta Haftası etkinlikleri 1 Ekim'e kadar devam ediyor.

Daha çok bir araya gelmek ve toplumla daha çok buluşmak dileğiyle, herkese iyi çalışmalar.





90 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page