
6 Şubat 2023 'de Yüzyılın Felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti. Resmi verilere göre 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız yaralandı. Deprem 13 milyon insanı etkiledi. 105-130 Milyar Dolar olarak ifade edilen ekonomik kaybımız oldu. Bu tutarın yaklaşık %55'inin konut zararları olduğu belirtiliyor.
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve o dönem "Asrın Felaketi" olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde 25 yıl geride kaldı. Resmî raporlara göre 17.480 ölüm, 23.781 yaralanma oldu. Bu deprem yaklaşık 16 milyon insanı etkiledi. Depremin ekonomiye etkisi DPT’ye göre 15-19 milyar dolar ve Dünya Bankası’na göre 12-17 milyar dolar.
1999 yılında sigortalılık oranı çok düşüktü. Konutların çoğu sigortasızdı. Bu deprem sonrasında Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) ile Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) hayatımıza girdi.
1999 depremi sonrası sigorta sektörünün tazmin ettiği hasarın ise 1,5-3,5 milyar USD arasında olduğu belirtiliyor. Kayıpların çoğunluğu sanayi sektörünün yapısal hasarları ve kar kaybından oluşuyordu.
6 Şubat depremlerinde , bölgedeki illerde ZDS sigortalık oranı % 49'du. DASK 38 Milyar TL ye yakın hasar ödedi. Depremin 105 Milyar dolarla ifade edilen ekonomik zararında sigorta tarafından ödenecek tazminatların maliyeti 5 Milyar USD olarak belirtildi.. Çünkü sigortalılık oranı %4 dü.
Ülkemizde , 1900 ile 2000 arasında yaklaşık 78bin can kaybına sebep olan 72 , 2000 ile Ekim 2024 arasında yaklaşık 55bin canımızın gittiği 5,5 den büyük 52 deprem listelenmiş.
124 yıldan beri değişmeyen gerçek, yıkılıyoruz ve ölüyoruz ve sonrasında ciddi ekonomik zorluklar yaşıyoruz. Şimdi de kaygıyla başımıza gelecek Marmara Depremi'ni bekliyoruz.
1999 dan beri değişmeyen başka ne var biliyor musunuz?
Deprem ZDS ile konutlar için zorunlu oldu ama ihtiyari konut ve ticari risk sigortalarında hala isteğe bağlı bir ek teminat (sadece ülkemizde değil, pek çok ülkede sabit kıymet
(property damage) poliçelerinin ek teminatı .
1 Ocak 1193 yürürlük tarihi olan Yangın Sigortaları genel şartlarında ek olarak yer alan Deprem, Yanardağ Püskürmesi Klozu aşağıdaki şekilde;
Eğer sigorta poliçesinde bu kloz varsa, ihtiyari deprem teminatı SEDDK tarafından yayınlanan İhtiyari Deprem Tarifesinde belrtilen koşullar ve uygulama notları ie teminata dahil ediliyor
Deprem ve Yanardağ Püskürmesi Klozu (Yangın Sigortası ile Birlikte Verildiği Takdirde Yangın Poliçesine Eklenecek Kloz)
Yangın Sigortası Genel Şartları Hükümleri Saklı Kalmak Kaydıyla; Deprem, deniz depremi (tsunami) ve yanardağ püskürmesinin doğrudan veya dolaylı neden olacağı yangın, infilak, yer kayması veya toprak çökmesi sonucu meydana gelenler dahil bütün zararlarla, temeller ve istinat duvarları teminata ilave edilmiştir.
Teminat Dışında Kalan Haller Yangın Sigortası Genel Şartları aksine, deprem veya yanardağ püskürmesinin sebebiyet vereceği yangın ve infilaklarda, sigortalı şeylerin kaybolmasından doğan zararlar.
Muafiyet Deprem veya yanardağ püskürmesinin sebep olacağı yangın dışındaki zararlarda sigortacılar, 72 saatlik devamlı bir süre içinde meydana gelen zararın … TL sını aşan kısmından sorumludur.
İhtarlar
1) Sigorta ettiren, 72 saatlik sürenin bitiminden ve her halde rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç beş gün içinde durumu sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
2) İşbu deprem teminatı, sigorta ettirenin, Yangın Sigortası Genel Şartları’nda öngörülen beyan yükümlülüğüne ilaveten bu klozla ilgili sorulara ilişkin yazılı ve imzalı cevaplarına dayanılarak verilmiştir.
Tarife her yıl güncelleniyor, kapsamı genişliyor, yeni uygulama notları ekleniyor. (1.1.2025 itibariyle yeni tarife ve ilgili blog yazısına buradan ulaşabilirsiniz. )
Deprem , geniş alanları etkileyen, büyük maddi zarara sebep olabilen, insanları, kurumları, ülkeleri tehdit eden bir doğa olayı. Önlenemiyor, önceden bilinemiyor ancak etkilerini ölçmek için modellemeler kullanılıyor, yönetmeliklerle çerçevesi belirlenmiş yüksek inşaat standartları, mühendislik ve teknoloji sayesinde depreme dayanıklı ve hemen kullanılabilir binalar inşa edilebiliyor. Bu sayede en başta can kayıpları engelleniyor.
Dünyada deprem riski yüksek olan ülkelerde katastrofik risk havuzları var.
Ülkemizdeki DASK, bu konudaki en bilinen öneklerden biri. DASK'ın Zorunlu Deprem Sigortası en özet haliyle konutlar için geçerli. ZDS depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilmiş limitler dahilinde nakit olarak karşılıyor.
ZDS , enkaz kaldırma masrafları, Kar kaybı, İş durması, Kira mahrumiyeti, Alternatif ikametgah ve işyeri masrafları, Mali sorumluluklar ve benzeri başkaca ileri sürülebilecek diğer bütün dolaylı zararlar, Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri, Tüm bedeni zararlar ve vefat, Manevi tazminat talepleri, Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar ile depremden bağımsız olarak, binanın kendi kusurlu yapısı nedeniyle zamanla oluşmuş zararları karşılamıyor.
Sonuç olarak ZDS, sigorta tabiriyle bir ilk ateş ( first loss) sigortası ve bu sigortanın teminat limitini ya da kapsamını aşan her türlü zarar ve tutar sigortalı üzerinde kalıyor, sigortalının üzerinde kalanı sigorta ettirmesi kendi inisiyatifinde.
Ticari kurumlar ise DASK ZDS kapsamı dışındalar.
Dünyadaki katastrofik risk havuzları örneklerine bakarsak;
California (ABD)
1994 Northridge depreminden sonra, eyalet yasalarına göre ("zorunlu teklif yasası"),sigortası sunan şirketlerin deprem sigortası da sunması gerekirken, neredeyse tüm sigorta şirketleri eyalette konut sigortası yapmak istememesi nedeniyle, yasama organı, zorunlu teklif yasasına uymak için sadece yapısal hasardan kaynaklanan deprem kaybının% 15'lik bir muafiyetle karşılayan ve herhangi bir sigortacı tarafından satılabilecek bir "mini poliçe" ve CEA California Deprem Kurumu adında yarı kamusal (özel olarak finanse edilen, kamu tarafından yönetilen) bir kurum oluşturmuş.
Japonya
Japonya hükümeti 1966 yılında "Japon Deprem Reasüransı" programını oluşturmuş . Konut sahipleri, bir sigorta şirketinden yangın sigortası poliçesine isteğe bağlı bir ek olarak deprem sigortası satın aldıklarında JER programına kayıtlı olan ve sigortalılara deprem tazminatı ödemek zorunda olan sigortacılar, JER aracılığıyla riski kendi aralarında ve ayrıca devletle paylaşıyorlar. Tek bir depremin yaklaşık 1 trilyon yen (yaklaşık 8,75 milyar ABD$) üzerinde toplam hasara yol açması halinde hükümet hasarların çok daha büyük bir kısmını ödüyor. eğer bir yılda tüm JER sigortası sigortalılarına yapılan tazminat ödemesi 5,5 trilyon yen (yaklaşık 39,4 milyar ABD$) aşarsa, zarar sigortalılar arasında orantılı olarak paylaştırılıyor
Yeni Zelanda
Yeni Zelanda Deprem Komisyonu (EQC) 1945 yılında Yeni Zelanda Hükümeti'nin bir parçası olarak Deprem ve Savaş Hasarı Komisyonu olarak kurulmuş ve başlangıçta depremlerin yanı sıra savaş hasarları için de teminat sağlamayı amaçlamış, Yeni Zelanda'daki konut sahiplerine birincil doğal afet sigortası sağlayan Devlete ait bir Kraliyet kuruluşu, sigorta rolüne ek olarak, afet kurtarma konusunda araştırma yapmakta ve eğitim ve bilgi sağlıyor. Zaman deprem, doğal toprak kaymaları, volkanik patlamalar, hidrotermal aktivite ve tsunami gibi diğer doğal afetleri de kapsayacak şekilde genişletilmiş ve savaş hasarı kapsamından çıkarılmış.
Deprem konutlar için risk elbette, peki ticari ve endüstriyel kurumlar için risk değil mi? Bu ülkenin gelirlerini kobiler, fabrikalar, küçük işletmeler, turizm, esnaflar, büyük tesisler üretmiyor mu ? Bu kıymetler depremde zarar gördüğünde , sigortaları değillerse veya sigorta kapsamları uygun değilse, olan yine ülkenin bütününe olmuyor mu? Üretim kaybı yaşanmıyor, çalışanlar işsiz kalmıyor mu?
Kayıp benim kaybım, olan bana olur, kime ne, diye düşünmemek gerekiyor. “Sigorta yoluyla daha hızlı toparlanabiliyoruz, iyileşme çabuklaşıyor ve olumlu etkileri sadece bizi değil, bir arada yaşadığımız ve birbirimize karşı sorumlu olduğumuz topluma da fayda sağlıyor.
Sigortanın toplumsal faydası derken aslında kastettiğimiz, bu dayanışmanın ve biriktirdiğimiz kötü gün akçelerinin toplumun zarar gören kısmına deva olmasından, daha büyük zararlardan kaçınmaktan, taşınamaz gibi görünen ağır yükleri kaldırılabilir, engelleri aşılabilir yapmaktan bahsediyoruz
Dayanıklılığı Kalkınmanın Merkezine Yerleştirmek
Afetler insanların acı çekmesine, çevresel ve ekonomik zararlara yol açıyor ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasına yönelik ilerlemeleri geciktiriyor. Afet riskinin iyi yönetilmemesi çok boyutlu sorunlara yol açıyor.
Bu nedenle afet riskinin azaltılması, tüm ülkeler tarafından yapılmaya değer bir yatırım. Önlemeye yatırım yapmak sadece ülkelerin gelecekteki afetlere karşı direncini artırmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik büyümeyi ve diğer kalkınma kazanımlarını tek bir felakette kaybetmekten de korur.
Depreme karşı dayanıklılık sadece bina ile olmaz!
Bu ülkede deprem riski bu kadar fazla ve sonuçları ülke için felaketken, sigorta sektörü ve devletin daha sık işbirliği yapması ve artık elzem olan düzenlemeler için daha ne olması bekleniyor? Umarım bu kadar imkan elimizdeyken ve deprem bu kadar yakında beklenirken "olmaz"ına değil "nasıl yaparız" a bakarız. Yapılmışı var !
İtalya bunu yaptı.
"İtalya Herhangi Bir Depremden Güçlüdür" sloganıyla İtalya, 2024'de artık sadece konutlar için değil, ticari işletmeler için deprem , sel gibi doğal afetlere karşı sigortayı zorunlu hale getirdi.
İtalya başta sel ve deprem olmak üzere doğal afetlerin yarattığı artan riskleri ele alma konusunda önemli bir adım attı. Son yıllarda İtalya'da şiddetli sel, toprak kayması, dolu ve hava koşullarıyla ilgili diğer afetlerde kayda değer bir artış görüldü. Buna karşılık olarak İtalyan hükümeti, m işletmelerin doğal afetler karşısında finansal korumaya erişimini sağlamak üzere tasarlanmış zorunlu sel sigortası teminatı gerektiren bir mevzuat çıkarmış. Kamu reasüransı SACE SPA (Ekonomi ve Maliye Bakanlığı tarafından doğrudan kontrol edilen, işletmeleri ve ulusal ekonomik dokuyu destekleme konusunda uzmanlaşmış bir İtalyan sigorta-finans grubu) tarafından yapılan reasürans, sigortacılara, 2024, 2025 ve 2026 yıllarının her biri için 5 milyar Euro'yu aşmamak kaydıyla,%50'ye kadar reasürans yapma yetkisine sahip Bu kanunla şirketlerin deprem, sel ve toprak kaymalarını kapsayan poliçeler satın almaları zorunlu. Yaptırımlar da getirilmiş. Bir şirket sigorta yükümlülüğünü ihlal ederse, felaket ve afet durumlarında sağlananlar da dahil olmak üzere kamu katkılarını almaktan mahrum bırakılıyor, Diğer taraftan sigorta şirketleri katastrofik olayları kapsayan poliçeleri yapmak zorundalar, aksi halde Sigorta Denetleme Enstitüsü (IVASS) tarafından uygulanan 100.000 ile 500.000 Euro arasında değişen idari para cezası ile cezalandırılıyorlar.
Zorunlu sel ve deprem sigortasını zorunlu kılan yeni bir yasanın yürürlüğe girmesiyle ülke, işletmeleri aşırı hava olaylarının artan tehdidinden korumayı amaçlıyor. Ancak bu yeni mevzuat, sel sigortası poliçelerine yönelik beklenen talep artışına hızla uyum sağlaması gereken sigortacılar için yeni bir zorluk, sigorta şirketleri artık teklif verme, dağıtım ve risk yönetimini kolaylaştırmak için tasarlanmış son teknoloji otomatik platformlara yöneliyorlarmış .
Biz neden yapmayalım?
Dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında olan ülkemiz için depremin yıkıcı sonuçları sadece canlar ve insanlarla sınırlı kalmıyor. Sanayinin yeniden toparlanması, yıkılan konutların yeniden yapılması, bu sürede insanların barınması, temel ihtiyaçlarının karşılanması gibi devasa bütçeli harcamalarla yaralar sarılmaya çalışılıyor.
Sanayi, turizm, tarım, madencilik, enerji bunlar bir ülkenin ekonomik gelirlerinin kaynağı. Bu kurumlar ve kaynaklar işlevini yittirse ülke ne hale gelir? İstihdam olmaz, yatırım yapılamaz.
Depremin sadece konutlar için zorunlu olması, bir deprem ülkesi olarak bize yeterli değil. 6 Şubat depremlerinin ekonomik bilançosunda, 105 Milyar doların %45 inin sanayi , esnaf ve ticari işletmelerden kaynaklandığı belirtildi. Bu yatırımları tekrar yerine koymanın zaman yayılacak maliyeti çok daha yüksek.
Gündem kaç gündür Yunanistan'ın Santorini Adası'ndaki yanardağ ve bir günde kaydedilen 400 sarsıntı ile meşgul. İnsanlar, özellikle Ege kıyılarımız endişeli. Herkes birbirine deprem sigortan var mı diye soruyor.
Sigortayı iyi tanımayanların çoğunlukta olduğu ülkemizde, deprem sigortası kapsamı ve nasıl hasar ödediği zaten işin içindekiler için bile oldukça karışık.
Hala DASK poliçesi isteyen fabrikalar var. Bu ülkede 18.000 den fazla sigorta acentesi var, deprem teminatının nasıl ve hangi koşullarda devreye girdiğini sorsanız kaçı o karmaşık tarifenin içinden çıkıp koasürans muafiyeti hesaplaması yapabilir? Tarifedeki uygulama notlarının içinden çıkmak için elimizde defter kalem hesap yapıyoruz. Öyle yazıyorsa böyle, böyle yazıyorsa şöyle diye. Kaç yıldır sigortanın içindeyiz, tarifeyi doğru mu anladık diye birkaç teknikçiye sorup konuşma, teyit etme ihtiyacı duyuyoruz.
Konut ya da ticari fark etmez deprem teminatını tarife, muafiyet koasürans diye anlatmaya başladığınız anda , (yakın sebep prensibine hiç girmiyorum) o kadar detay arasında anlamaya çalışan sigortalının kafası karışıyor haliyle. Haklılar da
Depremde, maliyeti düşük olsun diye yanlış düzenlenen ZDS poliçeleri, ucuz olsun diye 1.000 TL deprem limiti ile düzenlenmiş konut poliçeleri ortaya çıkmadı mı? İnsanlar deprem sigortalı mı diye sordular, evet dendi, geçti bitti.
Bu işi derleyip toparlamalı.
Nasıl Yangına Bağlı Kar Kaybı ( Halbuki bu da tek başına verilemeyen bir teminat ama kendi genel şartı var) genel şartı varsa, bir deprem ülkesi olan ülkemizin bir Deprem Genel Şartı olamaz mı? Deprem sonucu hangi hasar karşılanır, hangisi karşılanmaz, sadece sabit kıymet (yangın) değil, kar kaybı, mühendislik sigortaları, can ve sağlık sigortaları, sorumluluk sigortaları için koşulları ticari sivil her riziko için sağda solda dağınık bilgilerin derlendiği, ihtiyaç duyanların deprem teminatıyla ilgili her türlü konuya tek bir kaynaktan erişebildiği bir genel şart.
Daha DASK'ın zorunlu sigortası satılamıyor, kurumlar nasıl zorunlu olacak diyebilirsiniz. DASK web sitesinde bugün itibariyle sigortalılık oranı %56,2- Ticari ve endüstriyel kurumların zorunlu afet sigortasına dahil olması, farkındalığı artırmaya destek verir. Aracılar bu zorunlu sigortayı öğrenerek, birkaç branşlar sınırlı satış alanlarını genişletebilirler. Farkındalık gün geçtikçe daha çok artacağından, sigortanın bilinirliği de artar ve yayılmaya başlar.
Bu yolla sigorta sektörünün prim hacmi artacağından, sektörün risk yönetimine yatırımları da çoğalır. Diğer taraftan sigorta sektörünün ülke ekonomisine katkısı ve yatırımları da artar, Her şeyin başında herhangi bir afet anında, "sigortalı mı değil mi ? Nasıl sigortalı?" tartışmaları biter.
Parametrik Sigortalar
Tüm dünya reasürans piyasası parametrik sigortaları konuşurken, deprem teminatının devreye girmediği durumlarda, sigortalıların ellerinde bir alternatif olan parametrik sigortalar daha çok anlatılmalı. Parametrik sigortaların ilginç ve cazip hale getiren bir diğer durum da risk gerçekleştiğinde kayıplarını azaltmayı amaçlayan sigortalılar için geleneksel sigorta kapsamını tamamlayıcı özelliği ve sigortalanamayan bazı risklerin teminat altına alınmasını mümkün kılması. Deprem oluyor, fabrika sağlam ama çalışanlar işe gelemiyor, kamu otelinize el koyuyor, köprüler yıkılıyor ya da tedarik zinciriniz aksıyor.. Önemli muafiyetler ve istisnalar içeren geleneksel poliçelerde kalan pek çok boşluğu doldurabilir.
Deprem her gün kendini hatırlatırken ve ensemizdeyken, depremi sigorta etmenin inisiyatife kalması, işi şansa bırakmak oluyor. 2023 Kahramanmaraş depremleri sigortalılık oranı %4 dü, beklenen Marmara Depremi için bölgede sigortalılık oranının %10 olduğu belirtiliyor. Depremin ekonomik sonuçlarına ülkenin her vatandaşı olarak katlanacağımızı dikkate alırsak, sadece konutlar değil, bu ülkede faaliyet gösteren büyüğünden küçüğüne her işletme için depremin ZORUNLU olduğu bir yapıya yönlenmeliyiz.
Dünyada örnek gösterilen DASK gibi bir kurumumuz, güçlü yerli reasürans şirketlerimiz, deneyimli sigorta sektörümüz, değerli akademisyenlerimiz, genç iş gücümüz, teknoloji yatırımlarımız, modellemelerimiz ve kaynaklarımız var. Bu kadar insan ve uzmanlık, bir yolunu bulur mutlaka.
Depremde kurtarıcı olarak sigorta sektörüne bakılıyor, ama sigorta yaptırmaya gelince depremle artan kaygı ile başlayan rüzgar, çok hızlı bir şekilde diniyor.
Artık her ne yapacaksak doğal afetlerin ülkelerin ekonomisine verdiği zararın ve bu riskin her geçen gün büyüdüğünün ve yarattığı yükün ileride taşınması zor neredeyse imkansız hale geleceğinin farkında ve bilincinde olarak yapmalıyız.
6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden insanlarımızı büyük bir üzüntü ve rahmetle anıyorum, aklımızda yüreğimizdesiniz. Deprem bölgeleri hala yardıma desteğe ihtiyaç duyuyor, bu zor koşullarda yine zorlu bir kışa girdiler. Sabır ve dayanma gücü diliyorum.
#deprem #afet #felaket #dayaniklilik #ekonomi #bagimsizlik #sigorta #yangin #felaket #korumacigi #prptectiongap #zorunludepremsigortasi #genelsart #Kahramanmaras
İtalya Zorunlu Deprem sigortası ile ilgili sayfalar;
Comments