Her anneler gününde, sabah aklımda bu şarkı ile uyanıyorum.
“Benim annem ,güzel annem,
Beni al kollarına,
kucağında uyut beni, ninniler söyle bana.”
Daha anaokulunda 3-4 yaşlarındayken, şans eseri o aralar denizde olmayan babamla beraber çok özenerek seçtiğimiz, file kemerli mantar topuklu terlikleri annemden gizli paketleyip, sırtımızda öğretmenlerimizin bin bir zahmetle hazırladığı kocaman kelebek kanatları takılı halde, bize öğretilen birkaç adımdan oluşan basit dans figürlerimizi sergilemiş, gösterimizin sonunda bizleri seyreden ve alkışlayan annelerimizin yanına gelip, diz çökme merasimiyle hediyelerimizi vermiştik.
Bu anneler gününü düşünürken bu anı canlandı gözlerimde.
Çalışan bir anneydi, ama annem hiçbir gösterimizi kaçırmaz, ne yapar eder izlemeye, alkışlamaya gelirdi. Bu anlar bizim için özeldi, çünkü pek çok anne çalışmıyordu, çocuklarını okuldan almaya gelir, çarşıya pazara çıkarır, arkadaşlarına getirir götürürdü. Biz de çocuğuz işte özenirdik. Bu özentinin kıskanmayla karışık hüznünü, oğlum bir gün “Anne bir sabah beni okula sen bırakır mısın ?”dediğinde o zamanlardaki gibi taptaze yaşadım. Çalışan annelerin çocukları böyle oluyormuş demek.
Tabi bizim çocukluğumuzda evde yardımcı kadın, çocuk bakıcısı bulmak zor (hani şimdi de zor ama, şimdi zorluklar daha farklı , o zaman gerçekten bakıcı, yardımcı bulmak çok zordu, çünkü yoktu) Cicianne dediğimiz, bizlere annelik yapan komşularımız, yakın dostlar, ablalarımız vardı. Biraz boyumuz uzayıp, kendi işimizi yapabilir yaşlara geldiğimizde ise artık bir başımıza kalırdık. Hatırlıyorum, kız kardeşim benim gittiğim ana okuluna giderdi, kendi okulumdan çıkıp, onu anaokulundan alırdım, biraz ilerideki garnizonun içinden lojmanlara giden servisi bekler, eve giderdik. Öğle yemeklerimizi alt kat komşumuzda yer, sonra kendi evimize çıkardık. Ben ödevlerimi yapardım, kardeşimle oynardık. Eğer hava güzelse dışarda oynamak için annemi arar, izin isterdik. Akşam da bildiğiniz yemek telaşı, banyo, bilindik ev işleri ile hayat geçerdi.
İtiraf edeyim, ben anneminki kadar zor bir annelik yaşamadım. Yıllarca bizimle birlikte artık ailemizin parçası olan yardımcımız, bebekken oğluma sonra da sağ olsun hem oğluma, hem bana, hem de evimize baktı. Artık seneler geçip, ben artık dinlenmek istiyorum dediğinde üzüldük, hak da verdik. Birlikte geçen 14 yılda bizi alıştırdığı konfor ve rahatlıktan sonra, artık evde daha çok vakit geçiren biri olarak, geleneksel anne işlerini ben devraldım. Yalan yok, akşama ne pişirsem düşüncesi, (pişirmek değil, karar vermek) beni tüm gün yapılacak işler, yazılacak yazılar, cevaplanacak mesajlardan daha çok oyalıyor.
Anneler, müthiş organizatörler, deneyimli planlamacılar, pratik çözüm kaynağı ve kriz masası şefleridirler.
Annelerin hayatı hep bir koşturmaca, bir şeyleri yetiştirme telaşı içinde geçer. Bir ev, kendi başına çok detayı olan, yorucu bir sistemdir ve anneler o sistemin genel müdürüdür. Hiç farkında olmadığımız bir sistem işler evde, yıkanan çamaşırlar, toplanan yataklar, ocakta sevdiğimiz yemekler, yakanıza minik bir kelebek nakışı, ütülü gömlekler, gelen misafire çıkan sürpriz ikramlar, sabahları başucumuzda bulduğunuz düğmesi dikilmiş gömlekler, çekmecenizde her daim hazır giysiler, sabah kalktığınızdaki kızarmış ekmek kokusu, imzalanmış ödev kağıtları, masaya serilen örtüler, sehpadaki biblo, suda bekleyen fasulye, lavabodaki katlanmış temizlik bezi, whatsapp deki kalpli emojiler, cebinize gizlice konmuş harçlıklar, saksıdaki sulanmış çiçekler, aynanın önündeki ruj…
Hepsi annedir
Hem anne, hem evi geçindiren hem de hayat koşturması içindeki milyonlarca kadından biriyim ben de. İş güç bir şekilde yönetiliyor da , duygu geçişlerinin en hızlı olduğu, sevinç, hüzün, öfke, yorgunluk, neşe, bıkkınlık hislerini aynı anda yaşatan başrol rol, annelik
Geçen yıl, anneler gününde yazdığım gibi "Dünyanın Kaderini Anneler Çizer." Bugün hayatta neyi başarıyor, nerede eksik ya da yarım kalıyorsak, kökleri, hayatımızın ilk yaşlarında, annemizle veya bize annelik yapanla başlayan ilişkimize dayanıyor. Belki yıllar içinde bazı şeyler değişir, dönüşür gibi olsa da, "anne izi" gizli saklıdır bir köşemizde.
Bu anlamlı gün vesilesiyle en başta bizleri güçlü , bağımsız ve özgür bireyler olarak yetiştiren ve sevgisini veren güzeller güzeli annemin ve dünyanın neresinde olursa olsun, hangi ırk, hangi din, hangi etnik kökenden olursa olsun annelerin, kalbi çocuklar için atan tüm kadınların ve gönlümün tüm annelerinin Anneler Günü’nü kutluyorum. Bugün aramızda olmayanlara rahmet, sevenlerine özleyenlerine dayanma gücü diliyorum.
Comments