top of page

GÜVENİN HAFTASI, GELECEĞİN HİKAYESİ 14. SİGORTA HAFTASI İZLENİMLERİ


ree

Bu yıl 14.sü kutlanan Sigorta Haftası, sadece bir takvim aralığı değil, bir ruh haliydi.

Güvenin ne demek olduğunu yeniden hatırladık, hatırlattık ve yaşadık.


Tüm hafta boyunca İstanbul'un bir dargın bir barışık havası ve trafiğinin eşliğinde, teknolojinin hızını, arkadaşlığın sıcaklığını, sektörün kolektif hafızasını aynı sahnede izlediğimiz bir hafta oldu.

Sigorta Haftası'nda düzenlenen zirveler, fuar, Kasider etkinliği, çocuk kahkahaları, Anadolu Sigorta'nın 100 Yıllık Tarih Kitabı, saha maçları, her biri özenle hazırlanmış tüm etkinliklerde mesaj aynıydı.

“Sigortacılık, insanla başlar.”


ree

29 Eylül sabahı, yağmurlu ve felaket İstanbul trafiğine rağmen binin üzerinde sektör emekçisinin olduğu 4. Uluslararası Sigorta Zirvesinin salonuna adım attığımda ilk hissettiğim sektörün artık sadece rakamlarla değil, ritimle konuştuğuydu. Günlük işlerin koşturmacası ve yoğunluğunda, işten güçten başımızı kaldıramadığımız zamanlarda, yaptığımız işin toplumsal ve sosyal faydalarını yaşayamadığımız zamanlar oluyor. Böyle buluşmalar, insanı o içinde kaldığı mekanik ve performans kaygılı anlardan çıkarıp, yaptığı işle ilgili yeni perspektifler sunarak, zaten severek yaptığımız mesleğimizle bağımızı da güçlendiriyor. Kamudan özel sektöre, öğrencisinden doktoruna pek çok sektör temsilcisinin bir araya geldiği bu etkinlikler sigortacılığın her an hayata dokunduğunun en kesin ispatı gibi.


2025’in ilk 8 ayında 800 milyar TL’ye yaklaşan üretimi ve 3 trilyon TL’yi aşan aktif büyüklüğü, sektörümüzün büyüme ivmesini gösteriyor. 2030 hedefi sektörün iki kat büyümesi ve küresel rekabet gücünün artırılması. Bu daha çok çalışmak, üretmek, hızlanmak ve daha çok insana ulaşmak demek.


29 Eylül tarihinde gerçekleşen 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi'nin bu yılki teması "Teknoloji -Dijital Gelecek"ti.


ree

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Sayın Uğur Gülen'in yapay zeka ile oluşturulmuş prodüksiyonla eş zamanlı yaptığı ilham veren açılış konuşması , insanoğlunun teknoloji ile ilişkisini anlatan zaman makinesi gibiydi. SEDDK Başkanı Sayın Davut Menteş'in konuşmasında sigorta sektörümüzün finansal dayanıklılığı ve sektörün gelişimine yönelik atılan ve planlanmış adımları dinledik.

Hem sektör hem de otoritenin yürüttüğü projelerde kesişim noktası teknoloji. Artık iki kelimenin birinin yapay zeka, dijitalleşme, kişiselleşme olduğu günümüzde sigorta sektörü bir bu gelişmeleri yakından takip ederken, bir taraftan da beraberinde getirdiği tehditleri hem kendi hem de sigortalılar için yönetecek bir rolde. Dünyadaki en zengin veri bilgisine sahip olan sigortacılık sisteminde teknoloji bir fırsat.



ree

Gelecek gençlerin ve bu yıl Sigortacılık ve Aktüerya bölümlerinden genç sigortacı adayları zirveye muhteşem bir hava kattılar. Gençler her yerdeydiler. Sektörün uzmanlarından gelişmeleri dinlediler, sektör uzmanları ile bir araya geldiler, sorular sordular, fotoğraflarla bu anları ölümsüzleştirdiler. Bu mesleğe gönül vermiş, sigorta eko sisteminin 1000 i aşkın emektarıyla geçirilen dolu dolu gün oldu. Onlara baktıkça “gelecek burada” dedim içimden. O ışıl ışıl mutlu yüzlerle bir arada olmak çok keyifliydi.


Kahve aralarında tanıdık yüzlerle selamlaştım, yeni yüzlerle tanıştım. Her sohbet bir fikir alışverişine, artık beni gören herkesin hemen yanıma gelerek yerini aldığı her selfie bir anıya dönüştü.


ree

30 Eylül’de IUC ve STD'nin ev sahipliğinde düzenlenen 17. Uluslararası Sigorta Konferansı, sektöre sadece teknik veri değil, yön duygusu da kattı. Yapay zekâdan parametrik modellere, brokerlerin dönüşümünden Türkiye’nin fiyatlama zorluklarına kadar pek çok başlık konuşuldu.

Sigortacılık artık sadece risk yönetimi değil, hikâye anlatımı. Yapay zekâ underwriting süreçlerini hızlandırıyor, veriyi okuyor, riskleri sınıflandırıyor. Ama konferansta sıkça altı çizilen bir cümle vardı: "Yapay zeka hesaplıyor, ama ilişkiyi hâlâ insan kuruyor. Güven, algoritmayla değil, empatiyle inşa ediliyor. Henüz kimsenin pabucu dama atılmadı"



ree

1-3 Ekim tarihleri arasındaki WOW İstanbul’daki 4. Uluslararası Sigorta Fuarı'nda ise güvenin kodları yeniden yazıldı. Sektörün paydaşlarının bir araya geldiği fuarda her stand bir hikâye anlatıyordu. SEDDK Başkanı 2030 büyüme vizyonundaki 2 kat büyüme hedefini daha da artırdı ve %5 değil %7 sigortalılık oranı hedefi verdi. Acentelerin geleneksel sigorta ürünlerinin yanında, yeni sigorta çözümleri konusunda yetkinliklerini artırarak, teknolojiyi sigortalı hizmetine sunmaları için cesaretlendiren mesajlar sıkça yer aldı. Oldukça renkli görüntülere rastladığım fuarda uzun zamandır görmediğim pek çok meslektaşımla da görüşme fırsatım oldu.



ree

1 Ekim’de KASİDER etkinliği ise kadının toplumsal rolünün önemi ve sigorta dünyasındaki yerine dair mesajlar veren konuşmacıların ardından sahneye çıkan Açı Okulları Kadın Dans Topluluğu, güvenin ritmini beden diliyle anlattıkları üç farklı ülkeden üç kadının gerçek hikâyelerini muhteşem bir dans gösterisiyle yaşattılar adeta. Birbirinden yetenekli genç dansçıların gösterisi sadece bir performans değil, bir farkındalık çağrısıydı. KASİDER üyelerinin Atatürk'ün süveterinden esinlenerek tasarlanmış bir örnek süveterleriyle bizleri karşılamaları ise çok anlamlıydı. Gelirleri Mehmetçik Vakfı'na bağışlanan süveterlerden ben de hemen bir tane aldım.

ree

ree

Haftanın belki de en şenlikli etkinliği 3 Ekim de düzenlenen TSB’nin çocuk etkinliği oldu. Başka bir etkinliğe gitmem nedeniyle katılamadım ama duyduklarıma göre Üsküdar’daki okul bahçesinde çocukların kahkahası gökyüzüne karışmış. “Bir gün yağmur yağarsa, biz oradayız” diyerek sigortacılığın geleceğini en sade haliyle özetleyen hediye kitaplar sigorta bilincini oyunla, hikâyeyle, kahkahayla anlatıyor.



ree

Sigorta Haftası'nda Anadolu Sigorta’nın “Yüzyıllık İmza” kitabı tanıtıldı. O salona girerken, bir kurumun değil, bir ülkenin hafızasına adım attığımı hissettim. 1925’te Atatürk’ün vizyonuyla kurulan Anadolu Sigorta’nın ilk poliçesinden bugüne uzanan bu yolculuk, bir güven hikâyesi değil sadece, Cumhuriyet’in iktisadi ve toplumsal dönüşümü, tarihin sessiz ama güçlü bir imzasıydı. Anadolu Sigorta ve kitaba emeği geçen araştırmacı bilim insanlarının haklı gururunu ve Cumhuriyet'in kurumlarından Anadolu Sigorta'nın 100. yaşını kutladık.


ree

Bugün (5 Ekim) de Sigorta Sektör Ligi’nin Elite Match’i var. Ne yazık ki katılamıyorum . Masa başındaki rekabetin dostluğa dönüştüğü bu etkinlikte dostluklar kazansın !

.

Evet 14. Sigorta Haftası bitti. Pazartesi itibariyle hepimiz işlerimize gömülüp, yenilmelerimiz, mutabakatlarımız, tekliflerimize döneceğiz.



Bu hafta boyunca, sadece etkinliklere değil, birbirimize de tanıklık ettik.

Her oturumda, her stantta, her kahve molasında gördüğüm şey şuydu:

Bu sektör, sadece poliçelerle değil, insanlarla var oluyor.

Ve biz, o insanlarız.


Sabahın erken saatlerinde sahne kuranlar, oturum akışını yönetenler, konukları karşılayanlar, çocuklara kitap dağıtanlar, sahada ter dökenler…

Hepsi aynı hikâyenin kahramanıydı.

Ve ben, bu hikâyenin bir parçası olmaktan gurur duydum.


Sponsor masalarında fuar stantlarında konuklarını ağırlayanlarla sohbet ettim.

Panelleri, konuşmaları dikkatle dinledim, gösterileri keyifle izledim

Her biri ayrı bir rol üstlenmişti ama hepsi aynı duyguyu taşıyordu:

Biz buradayız. Birlikteyiz. Güven veriyoruz.”


Bu meslek, sadece itibarlı değil; aynı zamanda hayırlı. Sigortacılık, görünmeyeni korumak kadar, görünmeden sevilmeyi de başarabilen bir meslek.

Çünkü hizmet etmek için sayısız fırsat sunuyor.

Ve bu hizmet, sadece teknik bilgiyle değil, kalpten gelen bir niyetle yapılıyor.

Ve biz bu mesleğin emektarları olarak, her gün birilerinin hayatına dokunuyoruz.

Bazen bir poliçeyle, bazen bir telefonla, bazen bir gülümsemeyle.

Bu yüzden mutluyum.

Bu yüzden buradayım.

Ne kadar üretken, ne kadar gayretli, ne kadar hayata dokunan bir topluluğun parçasıyım.

Ve bu yüzden birlikte yazdığımız bu hikâyeye devam edeceğim.

Herkesin emeklerine sağlık.


İyi pazarlar.





Yorumlar


bottom of page