GÜMRÜK TARİFESİYLE SİGORTA NE ALAKA?
- Zeynep Turker
- 2 saat önce
- 7 dakikada okunur

Artık dünya ticareti birbirine o kadar bağımlı ki bir ülkedeki ekonomi politikalarının küresel etkisi hemen hissediliyor. Tabi bu ABD gibi dünyanın en büyük ithalatçısı olan bir ülke olunca etkisi de dalga dalga yayılıyor ve kapımızın önünde duran aracımızdan, yakamızı iliklediğimiz düğmeye kadar ulaşıyor. Finansal ekosistemin önemli oyuncularından olan ve bir zarar durumunda tazminat ödeyen taraf olarak sigorta sektörü de bundan nasibini alanlardan.
2024’deki ABD seçimleri öncesinde seçilen adaya göre belli olacak ABD Ekonomi Politikası üzerine pek çok senaryo çalışıldı. ABD Seçimlerinin Sigortaya Etkileri başlıklı yazımdan da hatırlayacaksınız, bu konu sigorta endüstrisini de oldukça yakından ilgilendiriyordu.
ABD’nin gümrük tarifesi etkilerine geçmeden önce ekonomik dalgalanmaların sigorta sektörüne etkisine örnek olarak pandemi sonrası artan kasko primlerini hatırlayın. Pandemi günlerinde araç kullanımları azalıp kaza frekansları da düşünce kasko ve trafikte sektör iyi bir yıl geçirmişti. Takip eden yılda da yenilemelerini oldukça rekabetçi koşullardan yaptılar. Ancak 2022’de sinyallerini veren ve 2023’de füze gibi yükselen enflasyon, parça, işçilik ve araç bedellerine yansıdı ve bu durum sigortacıları zorladı. Poliçe vadesi başındaki araç bedeli ile poliçe vadesi içindeki araç bedelleri arasında inanılmaz bir fark oluştu, araç kullanımının artmasıyla kazalar da arttı ve sigortacılar tüm bu zararları artan maliyetleriyle ,başlangıçta aldıkları düşük primlerle karşılamak zorunda kaldılar. Bunun sonucunda da kasko primleri bir sonraki yenilemede inanılmaz yükseldi. Trafik sigortası için alınan primler oldukça yetersiz kaldı.
Trump'ın gümrük tarifeleri sigorta sektöründe de dalgalanmaya yol açtı. Ev ve araç sigortalarında kullanılan ithal malzemeler, yedek parça ve onarım maliyetleri üzerindeki vergiler maliyetleri artırarak sigorta tazminatlarının yükselmesine ve primlerin artmasına neden oldu. Sağlık sigortası sektörü doğrudan etkilemese de ilaç ve tıbbi ekipmanlar tarifeleri düşünüldüğünde tazminatlar ve prim seviyeleri etkilendi.
Bir de "eksik sigorta riski" var. Malların fiyatlarındaki artış, sigorta bedellerini ve tazminatlarını artırarak sigorta kapsamlarının değişmesine veya primlerin yükselmesine neden olabilir. Özellikle uçaklar, uydular, gemiler gibi uzmanlık gerektiren sigortalarda prim maliyetlerinin yükselmesi bekleniyor. Tarifeler endüstriyel risklerdeki maliyetleri de oldukça artırdı. Bu durum sigortacıların daha yüksek tazminatlar ödeyeceği anlamına geliyor; zaten artan belirsizlik ve her geçen yıl artan doğal afet risklerinden etkilenen primlerin, tarifelerle daha da yükseldiğini gözlüyoruz.
Ekonomik daralma ve ticaretteki düşüş, sigorta şirketlerinin yatırım gelirlerini azaltabilir ve sigortalılık oranlarını da düşürebilir.
Nakliyat Sigortaları

Trump tarifelerinin ilk yansıdığı branş nakliyat sigortaları oldu. Tarifeler nedeniyle ithal edilen malların maliyeti yükseldiği için, sigorta bedelleri de artıyor. Bu durum, nakliyat sigortası primlerinin yükselmesine yol açıyor. Tarifeler devam eden süreçte, ticaret rotalarını değiştirerek bazı bölgelerde sigorta taleplerini artırırken, diğerlerinde düşürebilir. Örneğin, Çin'den ABD'ye olan ithalatın azalması, bu rotadaki sigorta poliçelerini etkileyebilir. Tarifeler nedeniyle bazı malların sigorta kapsamı daraltılabilir veya ek teminatlar gerekebilir. Ayrıca, ticaretin yavaşlaması nedeniyle sigorta şirketleri, hasar taleplerini incelerken çok daha titiz davranmaya başlayacaklardır. Diğer taraftan tarifeler, belirli ülkelerden yapılan ithalat azaldığında, o bölgeye yönelik sağlanan sigorta teminatlarının azalmasına da neden olabilir.
Deniz taşımacılığı sigortaları, tarifeler, artan maliyetler ve ticaret belirsizliği nedeniyle daha fazla risk altında görünüyor.
Tarifeler, ticaret akışlarını değiştirdiği için sigorta şirketleri yeni risk değerlendirmeleri yapmak zorunda kalabilir. Özellikle uluslararası nakliyat sigortalarında tarifeler nedeniyle bazı rotalar daha riskli hale gelebilir. Taşınan malların zarar görmesi durumunda tazminat sağlayan nakliyat sigortalarında tarifeler nedeniyle bazı malların sigorta kapsamı değişip daraltılabilir veya ek teminatlar gerekebilir.
Ürün Sorumluluk Sigortaları
Trump'ın tarifelerinin ürün sorumluluk sigortalarına etkilerine gelirsek:
Tarifeler ithal edilen hammaddelerin fiyatları yükselttiğinden bu doğal olarak üretim maliyetlerine de yansıyor. Bu durum, ürün sorumluluk sigortası tazminatlarına ve primlerine yansıyabilir, ama daha da kötüsü pahalı üretim süreçleri bazı üreticilerin maliyetleri düşürmek için kalite standartlarını korumalarını zorlaştırabilir. Bu da hatalı ürünlerden kaynaklanan tazminat talepleri olarak karşımıza çıkabilir. Bazı ürünlerin sigorta kapsamı daraltılabilir veya ek teminatlar gerekebilir. Özellikle ithal edilen bileşenlerin fiyatlarındaki artış, sigorta şirketlerinin risk değerlendirmelerini yeniden şekillendirmesine yol açabilir. Ticaret akışının değişmesi ve yeni üretim ya da hammadde kaynaklarının olduğu ülkelere yönlenmesi fiyatlamaları etkileyebilir, bazı bölgelere daha az sigorta teminatı verilmesine neden olabilir.

Politik Risk Sigortaları
Tarifeler zaten her geçen gün artan belirsizliği daha da artırdı, bu da uluslararası ticaret ilişkilerini zorlaştırarak politik risk sigortasına olan ilgiliyi artırabilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren şirketler, tarifelerin neden olduğu ekonomik dalgalanmalar nedeniyle daha fazla sigorta korumasına ihtiyaç duyabilirler. Tarifelerin bazı ülkelerde yol açabileceği ekonomik istikrarsızlık yabancı yatırımları daha riske sokabilir.
Tarifelerin ülkeler arasındaki ticaret savaşlarını tetiklemesi sigorta şirketlerinin risk değerlendirmelerini yeniden yapmalarına sebep olabilir; özellikle sigortalı varlıkların değer kaybetmesi, müsadere veya ticari anlaşmazlıkların artması gibi riskler, sigorta tazminatlarını etkileyebilir.
Trump tarifeleri dünyayı sarstı sarmasına ama görünen o ki kendi ekonomileri de bundan çok etkilendi.
Çelik ve alüminyum ithalatına getirilen tarifeler, inşaat malzemelerinin maliyetlerini artırarak sektördeki projelerin gecikmesine ve inşaat sektöründe maliyetlerin yükselmesine neden oldu. ABD'deki otomobil üreticileri, ithal edilen parçalar üzerindeki tarifeler nedeniyle maliyet artışına maruz kaldılar. Bazı üreticiler, tarifelerden muaf tutulsa da genel belirsizlik sektördeki yatırımları etkiliyor.

Tarifeler, ithal girdilere bağımlı sektörleri, özellikle otomotiv ve elektronik sektörlerini zor durumda bıraktı, Oxford Economics'in raporuna göre, tarifeler nedeniyle ABD sanayi üretimi 2025 ve 2026 yıllarında %0,8 oranında küçülecek: General Motors (GM) tarifeler nedeniyle artan üretim maliyetlerini işaret ederek yıllık kâr tahminini 5 milyar dolar düşürdü. Benzer şekilde Harley-Davidson ticaret belirsizliği ve artan maliyetler nedeniyle 2025 yılı kâr tahminini geri çekti. Çikolata üreticisi Hershey 2025'in ikinci çeyreğinde maliyetlerin 20 milyon dolar artacağını öngörmekle beraber yılın son iki çeyreğinde bu rakamın 100 milyon dolara kadar çıkabileceğini belirterek kapıya ayağını koydu. Amazon, tarifelerin tüketici harcamalarını olumsuz etkileyebileceğini ve küçük satıcıların maliyet baskısı nedeniyle zorlanabileceğini belirtti.
Bu şirketler, tarifelerin getirdiği ek maliyetler ve ticaret belirsizliği nedeniyle stratejilerini yeniden şekillendirmek zorunda kaldı. Çin ve diğer ülkelerle yaşanan ticaret gerilimleri, ABD sanayisinin küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendirmesine sebep oldu. Bu durum, bazı sektörlerde üretim maliyetlerini artırırken, diğerlerinde yerli üretimi teşvik etti.
Trump'ın tarifeleri, Çin'in ticaretini de önemli ölçüde etkiledi. ABD'nin Çin mallarına uyguladığı tarifeler, Çin'in ABD'ye ihracatını zorlaştırdı. 2021'de 577 milyar dolar seviyesindeki Çin'in ABD'ye ihracatında yeni tarifeler sonrası bazı sektörlerde ciddi düşüşler yaşandı. Bu da karşı savaşı başlattı. Çin de ABD'nin tarifelerine misilleme olarak ABD'den ithal edilen tüm mallara %34 oranında gümrük vergisi uygulamaya başladı ve bu durum, havacılık, tarım, teknoloji ve perakende sektörlerini tepetaklak etti.
Çinli şirketler, ABD tarifelerinden kaçınmak için alternatif pazarlara yönelmeye başladılar, Güneydoğu Asya ve Avrupa ile ticaret hacmi arttı. Çinli sanayi şirketlerinin cirosunun %81'i hâlâ iç satışlardan geliyor, bu da iç pazarın tarifelerden daha az etkilenmesini sağladı. Diğer taraftan Çin hükümeti, tarifelerin etkisini azaltmak için yerli üretimi teşvik eden yeni düzenlemeleri uygulamaya soktu.

Peki bu durumda risk yöneticileri bu tarifelere karşı nasıl stratejiler geliştirmeli?
Seçimdi, seçilirdi seçilmezdi derken o süreçte birtakım tedbirler alınmış olsa da hala yapılacak şeyler var.
Trump tarifelerini sık sık değiştiği için, risk yöneticilerinin farklı senaryoları değerlendirmek ve tarifelerin tamamen kaldırılmak, belirli ürünler için azaltmak veya genişletmek gibi olasılıkları içeren bol bol analiz yapmalarını gerektiriyor. Tedarik zinciri optimizasyonu da diğer bir yöntem, alternatif tedarikçiler arayarak maliyetleri düşürmeye çalışılabilir.
Bir önemli alan da sözleşmeler; tarife değişiklikleri sonucu mevcut tedarikçi ve müşteri sözleşmelerinin gözden geçirilmesini gerektirebilir. Risk yöneticileri, sözleşmelerde esneklik sağlayarak tarifelerin etkisini azaltabilir. Diğer taraftan döviz dalgalanmaları ve tarifeler nedeniyle oluşabilecek mali kayıpları önlemek için sigorta ve alternatif finansal ürünler gibi koruma mekanizmalarını değerlendirmeye alabilirler.
Tarifeler yarattıkları etkinin yanında bazı fırsatlar da getirdi.
Bazı sigortacılar, kefalet sigortalarında artış öngörüyor, çünkü tarifeler nedeniyle finansal istikrarsızlık yaşanabilir. Özellikle alacak sigortaları, ödeme gecikmeleri ve iptaller nedeniyle bu sigorta türü daha fazla talep görebilir.
Politik risk sigortalarına ilginin artacağı belirtiliyor. Çin'e uygulanan tarifeler nedeniyle ABD'li şirketler, Vietnam, Tayland ve Endonezya gibi Güneydoğu Asya ülkelerinden tedarik sağlamaya başladı. Özellikle Vietnam, elektronik ve tekstil sektörlerinde büyük kazanç elde etti. Bu da yeni bir sigorta piyasası demek.
Tarifeler Meksika'ya yaradı. ABD'ye yakın olması ve düşük üretim maliyetleri sayesinde, otomotive ve elektronik sektörleri gibi birçok şirket üretim yatırımlarında Çin yerine Meksika'ya yöneldi.

Çin'e uygulanan tarifeler ABD'li şirketlerin Hindistan'dan daha fazla ilaç ve teknoloji ürünü ithal etmesini tetikledi ve Hindistan yazılım ve ilaç sektörlerinde büyüme kaydetti.
Çin'den ithalatın azalmasıyla, Almanya ve Fransa, makine ve otomotiv sektörlerinde bazı firmalar ABD'ye daha fazla ürün ihraç etmeye başladı. Güney Afrika, ABD ile ticaret ilişkilerini güçlendirmek için tarım ve madencilik alanında yeni anlaşmalar yapmaya başladı.
Trump'ın tarifeleri, ülkemizi de çeşitli şekillerde etkiledi. Türkiye'ye uygulanan %10'luk temel tarife oranı, Çin ve Hindistan gibi ülkelerle kıyaslandığında daha düşük. Bu rekabet gücümüzü korumaya yardımcı olabilir. Tedarik zinciri değişikliği rüzgarını kaçırmamak gerekli, bazı üreticiler Türkiye'yi alternatif üretim merkezi olarak değerlendirebilir. Bu da yatırım ve istihdam demek. Yatırım ve istihdamdaki artış sigorta sektörümüzü hemen olumlu yönde etkileyecektir.Tarifeler, küresel emtia fiyatlarını aşağı çekip, ithalat maliyetlerini düşürerek bazı sektörlerimize avantaj sağlayabilir. Ancak TL üzerindeki baskı kritik; ABD doları güçlendikçe, Türkiye'nin ithalat maliyetleri artabilir.
"Esnek üretim yapısı ve hızlı teslimat avantajı" ile ülkemiz tarifelerin olumsuz dalgalarından daha az etkilenebilir, küresel ticaret savaşlarının uzun vadeli sonuçları dikkatle izlenmeli. Esneklik ve çeviklik burada önemli hale geliyor.
Trump'ın tarifeleri sürdürülebilir mi?
Bu konu oldukça tartışmalı. Ekonomistler ve yatırımcılar, bu politikaların uzun vadede ABD ve küresel ekonomi üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini öne sürüyor. Tarifelerin, uluslararası tedarik zincirlerini bozarak ABD'nin rekabet gücünü zayıflatabileceğini, ASEAN ülkeleri gibi ticaret ortaklarının alternatif pazarlara yönelerek ABD ile ticaret hacmini azaltabileceğini söylüyorlar.
JP Morgan'ın yatırımcı anketinde Trump'ın tarifeleri ABD ekonomisi için en büyük risklerden biri olarak öne çıkmış. Tarifeler nedeniyle artan maliyetler, şirketlerin üretim ve yatırım kararlarını etkiliyor. Diğer taraftan uygulamadaki karmaşıklık ve bürokratik engeller de şikâyet konusu. Ayrıca, finansal istikrarsızlık ve emeklilik fonlarındaki kayıplar nedeniyle iç politikada ciddi tepkiler oluşmasından çekiniliyor.
Tarifelerin sürdürülebilirlik ve yeşil finansla nasıl ilişkilendiği ise daha derinlemesine incelenmeye değer bir konu olarak öne çıkıyor. Özellikle sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi politikalarında tarifelerin temiz enerji ve sürdürülebilir üretim süreçlerini sekteye uğratabileceği, örneğin, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji ekipmanları üzerindeki ek vergilerin bu teknolojilere yapılan yatırımların cazibesini düşürerek hızını yavaşlatacağı da söylenenler arasında.
Özetle Trump'ın tarifeleri sokaktaki vatandaş için artan yaşam maliyetleri ve ekonomik belirsizlik anlamına geliyor. Tarifeler nedeniyle ithal edilen gıda ürünleri ve tüketim mallarının fiyatları yükseliyor, küçük işletmeler, ithalat maliyetlerinin artması nedeniyle zorlanıyor. Düşük gelirli aileler daha fazla etkileniyor çünkü bu gruplar gelirlerinin büyük kısmını temel ihtiyaçlara harcıyorlar. Tarifeler nedeniyle borsadaki dalgalanmalar yatırımcıları belirsizlikten dolayı daha temkinli hareket etmeye yönlendiriyor.
Ticaret politikalarındaki belirsizlik sigortacıları tedirgin etti ve ekonomik istikrarsızlıkla başa çıkmak için maliyet yönetimine odaklandılar. Sigorta sektörü birleşme ve satın almalara rağmen hala dirençli olsa da bu tarifelerin birleşme anlaşmalarını hızlandıracağını düşünen analistler de var. Birleşmeler her zaman sigortalı lehine durumlar yaratmıyor.
Bu kadar analizi ve makaleyi okuyunca dünyanın hayrına bir sonuca ulaşamadım, tabi ben bir ekonomist değilim, kaçırdığım atladığım noktalar olabilir. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen DWIC 2025 deki panellerde de tarifeler ve artan enflasyon ortamında, sigorta endüstrisinin özellikle "long tail" dediğimiz uzun süreli üstlendikleri risklerde kendilerini nasıl konumlandıracakları ve sigorta primlerine etkisi en çok konuşulanlar arasındaydı.
Böyle zamanlar insanda "bir kenarda güvencem olmalı" düşüncesini de oldukça artırıyor. Diğer taraftan sıradan bir market alışverişinde bile ihtiyatlı olmuşken, bu yaşananlar satın alma davranışlarımızı, sağlığımız başta olmak üzere , hayatın her alanına dokunan ve bin bir güçlükle elde edilen varlıklarımızı korumak için yaptıracağımız sigortalarda kararımızı ister istemez etkiliyor. İşte hali hazırda içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürün içinde bir de tarifelerin getirdiği ek riskler, belirsizliklerle karşı karşıya kalan sektörü "penetrasyon" yani sigortalılık oranını artırma çabalarında doğal olarak zorlanmaya başlıyor.
Tarifelerin uygulamasında pek çok ülke diyalog çabası içine girdi. Bu çabaların karşılık bulmasını ve karşılıklı atılan adımların politik ve ticari hayatı rahatlatmasını umalım.
Herkese iyi pazarlar.
#gumruktarifeleri #sigorta #maliyet #reasurans #afetler #alacak #politikrisk #nakliyat #enflasyon #vergi #yatirim #belirsizlik #surdurulebilirlik #ticaretsavaslari #urunsorumluluk #kalite #diyalog #tariffs #insurance #costs #reinsurance #tradecredit #politicalrisks #marine #cargo #inflation #taxes #investment #uncertainity #sustainability #tradewars #productliability #quality #dialog #healthcare #medicalinflation #import #economy #ithalat #ekonomi #risk #firsat #opportunity #pazar #sunday #dwic2025
Comments