top of page

“Zeynep Türker, AY'daki SİGORTA Operasyonunu Yönetmek Üzere NASA Tarafından Seçildi! (*) ”

Güncelleme tarihi: 29 Haz


(*) Yalan Haber


ree

Her gün kaydıra kaydıra (Scroll) gezindiğimiz sosyal medya artık dünyadan haber aldığımız mecra. Gündemi her daim yoğun olan memleketimizde ise ne ararsanız var: Siyaset, spor, magazin, komedi, ekonomi, bilim, neye meraklıysak, ayarlarda (settings) seçtiğimiz tercihlerimizle, 'scrolling' gecmişimizin beslediği algoritma, sayısını dahi bilmediğimiz 'haber' kaynağına ulaşıp ne var ne yoksa önümüze seriyor, bize de daha çok gezinme şansı veriyor.


Bilgiye bu kadar kolay ulaşmak büyük bir nimet tabi ki, ama aynı zamanda burada büyük bir sorun var. Okuduklarımız, ulaştıklarımız, etkilendiklerimiz ne kadar doğru ya da doğruluğundan ne kadar eminiz?


Bugün konumuz dijital çağın sessiz ve sinsi tehdidi - Dezenformayon ( disinformation) yanıltıcı bilgi ve kardeşi Yanlış Bilgi (misinformation)


Son yirmi yılda dünya derin biçimde değişti ve bu değişim, öngörülemez şekilde yoluna devam edecek gibi görünüyor. WEF 2025 Küresel risk raporunda Yanıltıcı ve Yanlış Bilgi ilk 10 risk arasında 4. sırada yer alıyor. Raporda dijital platformların kullanımının artması ve yapay zeka tarafından üretilen içeriğin hacminin büyümesi sonucu, ayrıştırıcı yanlış bilgi ve dezenformasyonun daha yaygın hale geldiği, diğer taraftan algoritmik önyargının (algoritmanın işlevinden farklı şekillerde bir kategoriyi diğerine göre "ayrıcalıklı kılmak" gibi "adil olmayan" sonuçlar yaratma eğilimi), siyasi ve toplumsal kutuplaşma ve buna bağlı yanlış bilgi ve dezenformasyon nedeniyle daha da beslendiği; dijitalleşmenin derinleşmesinin hükümetler, şirketler ve saldırganlar için gözetlemeyi kolaylaştırabileceğine ve bu durumun toplumlardaki kutuplaşma arttıkça daha büyük bir risk haline gelebileceğine dikkat çekiliyor.


Tanımlarsak yanlış bilgi genellikle kasıtsız olarak, yani bilmeden yanlış şekilde paylaşılan bilgi (misinformation) , yanıltıcı bilgi ise bilerek ve isteyerek yayılan yanlış bilgi (dezenformasyon).


Teknolojik ve toplumsal dönüşümler dezenformasyonun bu kadar yaygınlaşmasında önemli role sahip. Eskiden gazeteler, televizyon ve radyo gibi denetimli sınırlı kaynaklar vardı; bilginin yayılması günler hatta haftalar alırdı, etik güçlüydü, tüm haberler editoryal bir doğrulama sürecinden geçerdi ve toplum, bilgiyi alan, tükenen konumdaydı, bilgi üreticisi değildi. Ama sosyal medya ile durum değişti. Dezenformasyona "algıların virüsü" diyorlar: Sosyal medya herkesi yayıncı yaptı, herkes kendince içerik üretiyor ve yayıyor. Bir de algoritmalar var ki gerçekten insanlığın hayrına mı diye pek çok kez sorguluyorum: öfke, korku, şiddet, seks içerek içerikleri etkileşim alıyor ve daha çok yayılıyor. İleride başımıza ne işler açacağı belli olmayan "deep fake" ve "yapay zeka" teknolojilerindeki hız ise baş döndürücü; gerçeğinden daha gerçek sahte içerikler üretiliyor ve sosyal medya platformları hesap sahiplerinin dikkatini çekmek için sansasyonel içerikleri sürekli öne çıkarıyorlar. Ama bence en vahimi bu bilgi seli içinde her içeriği sorgulamak mümkün olmadığından ilk zamanlar 'cidden böyle mi yahu?' diye bir şeyleri sorgularken, yılıp artık, doğrulamak için uğraşmıyor olmamız.


Bu dezenformasyon sosyoloji ve antropolojiyi müthiş kullanıyor. Dezenformasyon sadece bir iletişim sorunu değil, aynı zamanda toplumsal yapıların, kültürel kodların ve insan davranışlarının iç içe geçtiği çok katmanlı bir olgu. "Çamur at izi kalsın"," Adın çıkmış dokuza inmez sekize" Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, "Kötü şöhret sahibini bastırır" gibi harika atasözlerimiz, deyimlerimiz var bizim.


Peki neden tehdit, hadi örneklere bakalım:


Dezenformasyonun, “biz ve onlar” gibi ayrımcılığı körükleyen güçlü bir etkisi var.

Liar's Dividend- (Yalancının Payı): Bazı politikacılar gerçek hikayeleri ”yalan haber" olarak etiketleyerek kaotik bilgi ortamını istismar edebiliyor. Yalancının payı olarak adlandırılan bu taktik gazeteciliğe de zarar veren ve halkın neyin gerçek olduğunu bilmesini zorlaştıran bir taktik.


Aşıların otizme neden olduğu veya COVID-19 pandemisi sırasında insanlara çip yerleştirildiği gibi yanlış bilgiler o kadar hızla yayıldı ki, bilime olan güven sarsıldı ve aşı tereddüdüne yol açtı, aşı geliştirenler de pek çok eleştiriye maruz kaldı. Bugün bile çoğu insanın aklında bu sorular hala var.


Bir de casusluk ve topluma iyi görünmek için yapılan kurumsal dezenformasyonlar var.


Ülkemizde de dezenformasyona önemli örnekler var:

2021'deki yangınlarda yeniymiş gibi gösterilen eski orman yangınları, yabancı uyrukluların yangın çıkardığına dair sahte videolar dolaşıma girdi. Teyit.org, bu dönemde 25 yanlış haber tespit etti. En yaygın dezenformasyon türü “hatalı ilişkilendirme” ve “çarpıtma”ydı.

Seçim kampanyaları sırasında seçmen davranışını etkilemek ve rakipleri itibarsızlaştırmak için

siyasi aktörlere ait olduğu iddia edilen montaj videolar, photoshop kullanılarak üretilmiş belgeler, konuşmaların kırpılarak bağlamından çıkarılıp sunulması gibi dezenformasyonlar yayıldı.


Tüm bunlar, dezenformasyonun siyasi, ekonomik, ideolojik ve toplumsal etkilerine işaret eden çok yönlü bir tehdit olduğunu gösteriyor.


Bir de istemeden yayılan yanlış bilgi yani "misinformation" var. Bunun örneklerini de hatırlayacaksınız:


5G teknolojisini kansere veya COVID-19'a bağlayan temelsiz teoriler baz istasyonlarına yönelik vandalizm, telekom çalışanlarının tacizine kadar varan halk tepkisine yol açmış ve bilim ve altyapı konusunda kamuoyunda kafa karışıklığına neden olmuştu.


Yine pandemi sırasında çamaşır suyu içmenin veya UV ışığı kullanmanın virüsü öldürebileceği iddiaları zehirlenmelere ve hastaneye yatmalarına yol açmıştı.


Dezenformasyon “okumadan paylaş” alışkanlığı ile hızlı tüketim kültüründen, kutuplaşmadan faydalanıyor. Anonim sahte hesaplar dezenformasyonu kolayca yayabiliyor ve 'tıklama başına gelir' modeli, bunu daha da körüklüyor.


Peki nasıl yapılıyor?

Dezenformasyonun en tehlikeli kılan özelliklerinden biri "kılık değiştirmesi”. Yalan bilgi, çoğu zaman doğrunun kılığını kuşanarak karşımıza çıkıyor. En çok da gerçek bilgiye karışmış yalan olarak. Nasıl mı?

Bir haberin %90’ı doğru olabilir ama içine serpiştirilmiş küçük bir yanlış, algıyı tamamen değiştirebilir. İşte bu yöntem özellikle güvenilir kaynaklara benzeyen içeriklerde sıkça kullanılıyor. Gerçek bir görüntü ya da alıntı, farklı bir zaman veya olayla ilişkilendirilerek sunulduğunda insanlar "bakın ne oldu " diye paylaştığından hemen inanılıyor ve yayılıyor. Geçmişte ülkemizdeki toplumsal olaylarda bunun örnekleriyle çok karşılaştık.

Manipülasyon diğer bir yöntem; değiştirilmiş görseller, sahte ekran görüntüleri veya deepfake videolar, ilk bakışta gerçeğe çok yakın göründükleri için kolayca inandırıcı olabiliyor.


Sosyal medya platformlarında flood, uzun ve akademik görünümlü, hem de kaynak göstererek (çoğu konudan alakasız veya çarpıtılmış kaynaklar) yanlış bilgileri “bilimselmiş” gibi sunan paylaşımlar da diğer dezenformasyon örneklerinden. Tabi bir de gerçek kişilerin adıyla kurulmuş sahte hesaplardan yapılan paylaşımlar var ki, bu gerçekten asıl kişi için de ciddi bir sorun.


Yapay zeka yardımıyla size bir dezenformayon örneği hazırladım. İnanın çok kolay ve bu kadar kolay olması çok ürkütücü. Kendimi korumak için de bunun tamamen hayal ürünü olduğunu yazayım. BÖYLE BİR ŞEY YOK!


“Sokak Kedilerinden Bulaşan Yeni Virüs İstanbul’da Panik Yarattı!”(**)

Sözde Haber Metni :

İstanbul’un bazı semtlerinde son günlerde görülen yüksek ateş ve halsizlik vakalarının, sokak kedilerinden bulaşan yeni bir virüsle bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, maskeli ekiplerin bazı mahallelerde kedileri topladığı görülüyor. Uzmanlar, bu virüsün ‘laboratuvar kökenli’ olabileceğini ve evcil hayvanlara da bulaşabileceğini söylüyor. Yetkililerden ise henüz resmi bir açıklama gelmedi."


Altına da iki resim koy, al sana bilinmeyen bir hastalıkla korku yaratan, sözde uzman görüşleriyle güven veren; sahte görseller, maskeli ekipler, boş sokaklar, kedilerle ilgili montajlı videolarla destekleyebileceğin, yetkililerin sessizliği üzerinden komplo havası oluşturma zemini sağlayan ve hayvan severlerle halkı karşı karşıya getirme potansiyeli yüksek bir dezenformasyon. Böyle bir haber hem sokak hayvanlarına yönelik şiddeti körükleyebilir, hem de halk sağlığı konusunda panik yaratabilir.


Peki ne yapmalıyız?


Motto: GERÇEKTEN AYIRT ET!


İnternette yaptığım araştırmalardan derlediğim ve çevirdiğim "Akıllıca dolaşan zihinler için Dezenformasyon Hayatta Kalma Kiti"ni paylaşıyorum.


1. Şüpheci Gözlük (Şüpheci yaklaşın) “Gerçek gibi görünenin ardına bak!”

Taramaya başlamadan önce bu hayali şüphe gözlüğünü takın. Gözlük, silik başlıkları, yanıltıcı kesmeleri ve “fazla doğru görünen” rakamları fark etmenize yardımcı olur. Unutmayın, "Gerçek gibi görünmesi, gerçekten doğru olduğu anlamına gelmiyor"

2. Çift Kaynak Büyüsü -“Birine değil, en az ikiye inan!”

Her hangi bir haber ya da bilgiyi olduğu kabul etmeden önce kendinize şu tavsiyeyi fısıldayın

“Bir kaynaktan daha bak .”

Sahte tedavilere, deepfake’lere ya da WhatsApp üniversitesine karşı sihirli bir koruma olabilir.

3. Bağlam Çözücü Mercek “Bu doğru olabilir… ama hangi yönü eksik ya da bu hikâye doğru olabilir… ama eksik.

Çünkü yarım gerçekler, bazen koca yalanlardan daha çok saptırır.

  1. Duygusal Radar- “Paylaşmadan önce duygunu ölç.”

Dezenformasyon genellikle öfke kılığına giriyor. Eğer kalbiniz hızlanıyor veya yumruğunuzu sıkıyorsanız, içinizden küfretmek ya da başka sözler geçiyor ya da söylüyorsanız… durun. Paylaşmadan önce bir daha kontrol edin .

5. “10 Dakika Bekle” Kuralı- Paylaşmayı mı istiyorsun? Zamanı ileri sar. Mantığı bekle.”

Tepkisel davranmak düşmanın ta kendisidir. Paylaşmadan, beğenmeden veya paniklemeden önce: derin bir nefes alın. O 10 dakika geri adım itibarınızı ve kötü bir niyete alet edilmekten sizi kurtarabilir.

6. Merak Battaniyesi- “Korkma, sor. Sessizlikten bilgi çıkar.”

Korkuya değil, meraka sarılın ve SORUN!

- Buna inanınca kim kazanıyor? Bu hikâyede kim yok? -Söylenmeyen ne?


Ne diyor, neyi demiyor? Gerçekten bunu sorgulamıyoruz çoğumuz. İşte burası çok derin bir yara, eğitim artık tüm dünyada o kadar kötü ve kalitesiz ki, bu korkunç cehalet, bu hazırcı tembellik, bu umursamazlık ve kolaycılık... Ahh, AH!


Şu anda dezenformasyon tehditlerine karşı özel olarak geliştirilmiş bir sigorta ürünü yok, ancak bu, konunun sigorta sektörü açısından tamamen boş bir alan olduğu anlamına gelmiyor. Halihazırda var olan sigorta ürünlerinde bazı kesişim noktaları var; kurumların dijital saldırılara karşı korunmasını sağlayan Siber Sigorta (Cyber Insurance) kapsamında dezenformasyon, özellikle marka itibarını zedeleyen sahte içeriklerle ilişkilendirildiğinde poliçe kapsamında değerlendirilebilir.

Bazı sigorta türlerinde ek teminat olarak yer alan İtibar Risklerine karşı sigorta (Reputation Risk Insurance) şirketlerin dezenformasyon kaynaklı krizlerini, kamuoyundaki imajlarının zarar görmesi durumlarını kapsam içinde değerlendirilebilir.

Yayıncılar ve medya kuruluşları için, yanlış bilgi yayımı sonucu oluşabilecek hukuki riskleri kapsayan Medya Sorumluluk Sigortası (Media Liability Insurance) çözümün parçası olabilir.


Henüz olmayan ancak geliştirilebilir alanlara bakarsak ki burada sigorta sektörü açısından önemi potansiyel olabilir.

- Kurumsal Dezenformasyon Sigortası: Özellikle seçim dönemlerinde veya kriz zamanlarında hedef alınan şirketler için, dezenformasyon kampanyalarının etkilerini azaltmaya yönelik bir ürün geliştirilebilir.

- Kamu Kurumları için Risk Transferi: Devlet kurumlarının kriz anlarında bilgi kirliliği nedeniyle uğrayabileceği operasyonel zararlara karşı bir teminat modeli düşünülebilir.(Almanya, Fransa ve ABD gibi ülkelerde dezenformasyonun ulusal güvenlik riski olarak ele alındığı durumlarda, bazı sigorta şirketleri bu tehdidi dolaylı olarak siber risk kapsamına dahil etmeye başladı)

- Bireyler için Dijital İtibar Koruma Paketleri: Özellikle kamuya açık figürler veya influencer’lar için, sahte içeriklerin yayılması durumunda hukuki destek ve itibar yönetimi hizmetleri içeren hibrit ürünler tasarlanabilir.


Yazımı tamamen kurgu ve medya okuryazarlığı eğitimi bağlamında eğlenceli bir örnek olması için yapay zeka yardımıyla kendim için hazırladığım sansasyonel, “fazla havalı” ama %100 uydurma bir dezenformasyon haberiyle bitireyim.


ree

“Zeynep Türker, AY'daki SİGORTA Operasyonunu Yönetmek Üzere NASA Tarafından Seçildi!”


Sosyal medya bu haberle çalkalanıyor: 'Kefalet sigortasını Ay’a da getireceğiz' dedi, sektör titredi.


Dünya'nın önde gelen sigorta stratejistlerinden Zeynep Türker'in, NASA ile ortak yürütülen “Ay Kolonisi Finansal Güvenlik Programı”nın başına getirildiği açıklandı. İddialara göre Türker, Ay'a iniş yapan ilk sigorta temsilcisi olacak ve astronotlara "Loss of Gravity Licence" adlı yeni bir teminat modeli sunacak.


Sosyal medyada "Zeynep Ay'a çıktıysa, ben niye hâlâ işsizim?" etiketi trend olurken, bazı kullanıcılar “Bu kesin Elon Musk'ın algoritmasına karışmış” yorumları yaptı. Ünlü astrolog H. S. de "Zeynep'in yıldız haritası, yersiz başarılarla dolu" ifadelerini kullandı. Bir Türk ve bir kadın olarak Zeynep Türker'in bu eşsiz başarısından ulusça göğsümüz kabardı.


Henüz resmi bir açıklama yapılmazken, bazı görsellerde Zeynep Türker’in roket fırlatma simülasyonunda yer aldığı görülüyor (görsellerin 2005 tarihli çocuk bilim kampına ait olduğu iddia ediliyor ve yanından hiç ayırmadığı köpeği de kendisiyle).


www.zeynepturker-insurance.com web sitemde karşınıza çıkan ilk cümle ne ? "Sigorta sıkıcı değildir, Roket bilimi de değildir! " Haber bu yönden de gayet de tutarlı yani, kefalet sigortası yerine trafik sigortası olsa etkileşimi daha çok olabilirdi! Sekötr de titremiş, bak bak bak ! Loss of Gravity insurance nedir yahu ?! Afacan Snow'umu dahil etmek aklıma bile gelmezdi! Ama yapay zeka , dijital ayak izimi kullanarak bu uyduruk haberi saniyeler içinde hazırlayabildi.


Dezenformasyona karşı dijital bağışıklık tanımı öne çıkıyor ve bu bağışıklık, bilinçli alışkanlıklarla güçleniyor. Bunun anahtarı da dijital okuryazarlığımızın gelişerek, sosyal medya algoritmalarının bizi nasıl yönlendirdiğini keşfetmek,


Yeni teknolojiler ve kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerdeki artış nedeniyle giderek daha fazla ayrıştıran medya ortamında, yanlış bilgi akışını ve bu içeriği üretenlerden kaynaklanan dezenformasyonu tespit etmek ve ortadan kaldırmak her geçen gün daha zor hale geliyor. Müthiş bir hızla kendini geliştiren video, resim, ses veya metin şeklinde yapay zeka ve insanlar tarafından üretilen yanlış veya yanıltıcı içerik arasında ayrım yapmak oldukça zor olabilir. Diğer taraftan Gen AI içerik üretimi ve dağıtımının önündeki engeller de zayıflıyor. Algoritmik önyargı yanlış bilgi ve dezenformasyondan etkilenebildiği gibi bunun bir nedeni de olabilir ve algoritmalar , özellikle de makine öğrenmesi, dezenformasyon kullanan siber saldırılar için bir giriş kapısı olabilir.


Dezenformasyon sadece bir tık, halbuki gerçek zaman ister. Hangisine alan açacağımıza karar verecek olan biziz. Dijital çağda bilgiyi tüketmek kolay, ayıklamak ise emek istiyor, o emeği göstermediğimiz müddetçe algılarımız özgür kalamayacak.


Dijital dünya serüveninde hepimize kolaylıklar.


(**) Bu haber yalan habere örnek olarak yapay zeka ile yazılmıştır)





Yorumlar


bottom of page