RÜZGAR ÇİFTLİKLERİ (Yeşil Seri-4)
- Zeynep Turker
- 7 May
- 5 dakikada okunur

Araya giren DWIC konferansı nedeniyle bir hafta ara verdiğim Yeşil Seri'ye kaldığım yerden devam ediyorum. Bugün konumuz Rüzgar Enerjisi Santralleri kısaca RES'ler.
Rüzgar enerjisi, insanlık tarihinin en eski enerji kaynaklarından biri olarak kabul ediliyor. İlk olarak M.Ö. 3000 yıllarında Nil Nehri'nde yelkenli gemilerde kullanıldığına dair kanıtlar bulunmuş, daha sonra Mezopotamya ve Çin'de su pompalamak için yel değirmenleri kullanılmaya başlanmış. Orta Çağ'da Hollanda ve İran'da yel değirmenleri yaygınlaşarak tarım ve sulama sistemlerinde kullanılmış. Sanayi Devrimi ile birlikte kömür ve petrol ön plana çıkınca rüzgar enerjisi geri planda kalmış. Modern rüzgar türbinlerinin temelleri ise 1890'larda Danimarka'da atılıyor ve 1970'lerdeki petrol krizi ile birlikte rüzgar enerjisi küresel çapta hızla gelişmeye başlıyor. Günümüzde rüzgar enerjisi, yenilenebilir enerji dönüşümünün en önemli unsurlarından biri.
RES'ler rüzgarın kinetik enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren sistemler. Çalışma sistemini yüksek kuleler üzerine monte edilmiş büyük kanatlardan oluşan türbinlerin dönerek ürettikleri mekanik enerjinin jeneratöre bağlı rotoru harekete geçirmesiyle, rotorun mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmesi şeklinde özetleyebiliriz. Üretilen elektrik, dönüştürücüler aracılığıyla şebekeye uygun hale getirilerek, elektrik trafo merkezine gönderiliyor ve dağıtım ağına bağlanıyor. Rüzgar türbinlerinin ömrü genellikle 20-25 yıl olarak hesaplansa da bu süre, bakım kalitesi, hava koşulları ve teknolojik gelişmeler gibi faktörlere bağlı olarak 35-40 yıla kadar çıkabiliyor.

Rüzgar enerjisi, temiz ve sınırsız kaynak, enerji bağımsızlığı, ekonomik avantajları, istihdam ve kalkınmaya katkısı ve iyi bir yatırım fırsatı olması gibi nedenlerle sürdürülebilir enerji dönüşümünün önemli bir parçası haline geldi. Çünkü karbon salınımı yapmıyor ve doğal bir hava hareketi olduğundan fosil yakıtlar gibi tükenme riski yok, sınırsız bir kaynak. Özellikle Türkiye gibi rüzgar potansiyeli yüksek ülkelerde rüzgar enerjisi dışa bağımlılığı azaltıyor. Kurulum maliyeti yüksek olsa da işletme maliyetlerinin düşük olması, yeşil finans, yeşil sigorta ürünleri ve yatırımcıları desteklemesiyle, yerel ekonomilere katkı sağlayarak yarattığı yeni iş imkanları ve yenilikçi teknolojileri teşvik ederek sağladığı ekonomik avantajları öne çıkıyor.
Üstelik rüzgar santralleri, sigorta sektörünün ilgisini çeken yüksek değerli yatırımlar. Yatırım sigortaları, yenilenebilir enerji poliçeleri ve risk yönetimi bu alanda kritik role sahip.
RES yatırımı süresi, genel olarak, planlama, izinler, finansman, inşaat ve devreye alma süreçleri göz önüne alındığında, 2 ila 5 yıl arasında sürebiliyor. Oldukça büyük parçalardan oluşan rüzgar türbinlerinin başlarına gelen zararlar arasında en sık rastlanılanları montaj ve nakliye esnasındaki kırılmalar veya deformasyonlar ile fırtına, yıldırım ve aşırı rüzgar nedeniyle türbinlere zarar veren doğal afetler.
Sigorta fiyatlamasında dikkate alınan faktörlerden biri de türbinin menşei- yani üretildiği ülke. Genellikle yüksek kalite standartlarına sahip Avrupa ve ABD menşeli türbinlerin sigorta primleri daha avantajlı olabiliyor. Diğer taraftan daha uygun maliyetli olmalarına rağmen bazı sigorta şirketleri yedek parça temini ve bakım süreçleri nedeniyle Çin yapımı türbinlere daha yüksek primler isteyebiliyorlar.
Offshore (Açık deniz rüzgar santralleri) için üretilen türbinlerin deniz koşullarına dayanıklı olmaları gerekiyor, sigorta korozyon, fırtına ve dalga hasarlarına teminat sağlayabiliyor.
RES yatırımları, yüksek maliyetli ve uzun vadeli projeler olduğu için sigorta çözümleri büyük önem taşır. RES sigortaları, yatırımcıları ve işletmecileri doğal afetler, teknik arızalar, gelir kaybı ve operasyonel risklere karşı koruyan özel sigortalar.
Türbinlerin montajı sırasında oluşabilecek hasarlara karşı koruma sağlayan Montaj All Risk Sigortası (EAR)
Türbinlerin ve diğer ekipmanların taşınması sırasında meydana gelebilecek zararları kapsayan Nakliyat sigortası (Project Cargo)
RES sahasında çalışan personelin uğrayabileceği iş kazaları sonucunda işverene yönlendirilebilecek tazminat taleplerine karşı İşveren Sorumluluk Sigortası:
RES operasyonları sırasında üçüncü şahıslara verilebilecek zararları kapsayan Üçüncü Şahıs Sorumluluk Sigortası:
RES’in işletme sürecinde meydana gelebilecek hasarlara karşı geniş kapsamlı koruma sağlayan All Risks RES Sigortaları
Rüzgar enerjisi santrallerinin üretim kapasitesi, rüzgar hızına, teknik arızalara ve bakım süreçlerine bağlı olarak değişebilir. Bu gibi durumlar için sektör rüzgar azlığı nedeniyle oluşabilecek gelir kaybı sigortasını sunuyor.
Ayrıca, santralde meydana gelebilecek teknik arızalar veya doğal afetler nedeniyle üretimin aksaması durumunda oluşan gelir kaybı ve sabit giderleri karşılamak için iş durması ( Business Interruption- Kar Kaybı) sigortası yatırımcıların finansal sürdürülebilirliğini koruyan ve risk yönetimini güçlendiren sigorta çözümleri.
Saydıklarıma ek olarak diğer önemli bir sigorta teminatı da DSU ( Delay in Start-up) yani başlangıçta gecikme. DSU, yatırımcıları ve geliştiricileri aşırı hava koşulları, tedarik zinciri kesintileri veya teknik arızalar gibi sigortalı olaylardan kaynaklanan inşaat/montaj gecikmelerinin neden olduğu mali kayıplardan koruyan özel bir sigorta türü. Rüzgar enerjisi projeleri özel sermaye finansmanına dayandığından, nakit akışı hassasiyeti DSU teminatını çok önemli bir risk yönetimi aracı haline getiriyor. Bu sigorta hem montaj hem de nakliye esnasında gerçekleşen risklerin veya kurulum ve test aşamasında çıkan sorunların santralin devreye alınmayı geciktirdiği durumlarda oluşan mali kaybı karşılıyor.

Nakliye demişken proje kargo (project cargo) ya değinmeden geçmeyeyim. RES lojistiği, büyük ve ağır bileşenlerin planlı ve güvenli taşınmasını gerektiren karmaşık bir süreç. Türbin kanatları, kule segmentleri ve jeneratörler gibi parçalar özel taşıma yöntemleri ile naklediliyor. Türkiye'de ve dünyada RES lojistiği, sigorta ve finans sektörleri açısından da önemli bir alan. Nakliye sigortaları, yükleme risk yönetimi ve hasar tazmin süreçleri, bu taşımaların güvenli şekilde gerçekleşmesini sağlıyor. Taşımayı yapan şirketler, montaj konusunda da hizmet veriyorlar.
Karayolu Taşımacılığında low-bed dorseler, modüler taşıyıcılar gibi özel taşıma araçları kullanılıyor. Diğer önemli bir konu da rota planlaması, köprüler, virajlar ve dar yollar dikkate alınıyor. Bu parçalar özel izinler alınarak taşınıyor çünkü türbin kanatları 50 metreyi aşabiliyor. Rüzgar türbinlerinin taşınması sırasında yaşanan zorlukları ve olası hasarları gösteren bazı videoları yazının sonundaki bağlantılardan izleyebilirsiniz. Büyük ölçekli RES projelerinde uluslararası nakliye için tercih edilen denizyolu taşımasında parçalar limanlardan özel vinçlerle gemilere yükleniyor, açık deniz rüzgar santralleri ise doğrudan deniz yoluyla taşınıyor. Demiryolu taşımacılığı uzun mesafeli taşımalar için ekonomik bir seçenek, özel vagonlar kullanılarak büyük parçalar taşınabiliyor. Nadiren kullanılan havayolu ise genellikle küçük bileşenler ve acil yedek parçalar için tercih ediliyor.
Gelir Kaybı teminatından bahsederken sigortadan farklı bir finansal araç olan Weather Derivative'(Hava durumu türevleri)'den de söz edelim. Rüzgâr çiftlikleri elektrik üretmek için istikrarlı rüzgâr koşullarına ihtiyaç duyduğundan, beklenmedik değişimler gelir kayıplarına yol açabilir. Özellikle enerji üretimini etkileyen rüzgar hızındaki dalgalanmalara karşı korunmak için tasarlanmış finansal araçlar olan hava durumu türevleri, önceden tanımlanmış hava koşulları karşılanmadığında finansal tazminat sağlayarak bu riski azaltmaya yardımcı oluyor.
Küresel ölçekte toplam elektrik üretiminin yaklaşık %7-10'unu oluşturan rüzgar enerjisi son yıllarda hızla artarak 743 GW'a ulaşmış. Özellikle Çin ve ABD, rüzgar enerjisi yatırımlarında lider konumdalar.
• Gansu Rüzgar Çiftliği (Çin) – Dünyanın en büyük rüzgar santrali olup 10 GW kapasite
• Alta Wind Energy Center (ABD) – Kaliforniya'da bulunan bu tesis 1.5 GW kapasite
• London Array (İngiltere) – Avrupa'nın en büyük açık deniz rüzgar santrallerinden biri olup 630 MW kapasite.
• Hornsea Project (İngiltere) – Açık deniz rüzgar santrali -1.2 GW kapasiteye ulaşmış.
Türkiye'de rüzgar enerjisi, toplam elektrik üretiminin yaklaşık %10-12'sini oluşturuyor ve rüzgar enerjisi potansiyeli oldukça yüksek olan Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmış durumda. Soma Rüzgar Santrali (Manisa) 288 MW kapasitesiyle Türkiye'nin en büyüklerinden biri. Türkiye 2035 yılına kadar 5 GW'lık denizüstü RES kapasitesi hedeflemiş durumda.
RES yatırımları, devlet tarafından çeşitli teşviklerle de destekleniyor;
Lisanslı rüzgar enerjisi projeleri için geçerli Genel Yatırım Teşvik Belgesi
Lisanssız rüzgar enerjisi yatırımları için uygulanan Bölgesel Yatırım Teşvik Belgesi
Yurt içi ve yurt dışı makine-teçhizat alımlarında KDV ve Gümrük Vergisi Muafiyeti:
Yatırıma katkı oranına göre değişen vergi avantajları .
İşverenler için belirli sürelerle sigorta primi muafiyeti
Belirli bölgelerde gerçekleştirilen projeler için Faiz/Kar Payı Desteği
Yüksek maliyetli, uzun vadeli ve riskli projeler arasında yer alan RES yatırımları, sigortacılar için yatırımların tüm aşamalarına sağladıkları sigorta teminatlarıyla risk yönetimi; finansal güvenliğini artırarak sürdürülebilir yatırımlardan olan RES projelerine olan ilgiyi artırması ve sigorta sektöründe parametrik sigortalar, gelir kaybı sigortaları ve iklim riskine dayalı poliçeler gibi yenilikçi poliçelerin gelişmesine sağladığı katkı açısından kritik rol oynuyor.

Fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak sera gazı emisyonlarını düşürmeye yardımcı olan, yüksek kapasite faktörleri nedeniyle "değişken baz yük" santralleri olarak tanımlanan ve arazi ihtiyacını ortadan kaldırarak daha büyük türbinlerin kullanılmasına olanak tanıyan "denizüstü RES"ler, ülkelerin yerel enerji kaynaklarını kullanarak dışa bağımlılığı azaltmasını ve sürdürülebilirlik hedeflerine yaklaşmalarını sağlıyor. RES teknolojileri, dijital çözümler ve yapay zeka ile optimize edilerek enerji üretimini her geçen gün artırırken RES yatırımları, yeşil finans (Green Finance) ve sigorta ( Green Insurance) sektörleri açısından büyük fırsatlar sunuyor.
"Temiz enerji, Temiz bir gelecek" temasıyla "Yeşil Seri" önümüzdeki hafta hidroelektrik santralleri ile devam edecek.
Herkese işlerinde kolaylıklar.
#windfarms #windmill #greenenergy #greeninsurance #sustainability #fossilfuels #decarbanization #earth #renewableenergy #insurance #weatherderivatives #delayinstartup #businessinterruption #employersliability #investors #incentives #capacity #ruzgarenerjisi #RES #projectcargo #sigorta #yenilenebilir #firsat #surdurulebilirlik
İlgili Blog Yazıları
Videolar
Comments