top of page

DWIC 2025 NOTLARI


Dubai Reasürans Günleri 28 Nisan'da oldukça yoğun bir katılımla başladı. Bir tarafta öğlene kadar her saat başında tüm katılımcılara açık, dünyanın önde gelen reasürans ve sigorta şirketlerinin yöneticileri, DIFC temsilcilerinin Lightning Talks ( Aydınlatıcı Konuşmalar) yapılırken, diğer tarafta yüzlerce underwriter, sigorta ve reasürans şirketleri temsilcileri ile, dünyanın dört bir tarafından gelen sigorta brokerleri trete ve fakültatif reasürans ihtiyaçları için 15-20 dakikalık hızlı toplantılarla bilgi alışverişi yaptılar.


Türkiye'den oldukça yoğun bir katılım olan DWIC'de küresel reasürans piyasasının Türk risklerine ilgisi de dikkat çekiciydi.


Tüm konuşmalarda öne çıkan yapı ise MGA'ler.

Sigortacılıkta sigorta şirketleri adına poliçe düzenleme, risk değerlendirme ve hasar yönetimi gibi işlemleri gerçekleştiren özel bir aracı kuruluşlara MGA (Managing General Agent) deniyor. MGA'lar, sigorta şirketlerinden belirli yetkiler alarak, sigorta ürünlerini geliştirme ve dağıtma konusunda geniş bir operasyonel özgürlüğe sahip.


Geleneksel sigorta şirketlerine kıyasla daha esnek ve hızlı hareket edebilen MGA'lar, özellikle "niş sigorta ürünleri" veya "özelleştirilmiş teminatlar " sunan şirketler için önemli bir rol oynuyor. Arkalarında duran finansal olarak güçlü ve yüksek finansal rating'i olan sigorta şirketlerinden aldıkları kapasiteleri hızlı bir şekilde kullandırtabiliyorlar. Ancak bir MGA ile çalışırken arkasındaki reasürörleri de tanımak gerekiyor.


Türkiye risklerinde ise son zamanlarda yumuşamaya başlayan pazar koşulları dikkatlerini çekmiş. Geçtiğimiz hafta yürekleri ayağa kaldıran deprem ise herkesi endişelendirmiş.


Sabah saatlerinde herkese açık gerçekleştirilen Koruma Açıklarının Kapatılması başlıklı paneldeki konuşmacıların istisnasız hepsi doğal afetler sıralamasında Türkiye deprem riskinden bahsettiler. Bundan 15 yıl öncesindeki doğal afetlerin verdiği ekonomik ve sigortalı zararla, günümüz arasındaki büyük, fark tüm piyasaların yeni modellemeler, teknolojinin ve yapay zekanın daha geniş alanlarda kullanımı ve risk yönetimi politikalarına etki etmiş görünüyor.


Herkesin ortak kelimesi ise "belirsizlik". Riskler artık çok çeşitli, eskisi gibi basit de değiller üstelik. Her risk kendisiyle birlikte yeni riskler doğruyor ve sektör tazminat ödeyen olma rolünü çoktan danışmanlığa çevirmeye başlamış bile. DIFC'nin teminat sağladığı bölge hem devasa yatırımların ardı ardına başladığı hem de jeopolitik olayların yoğunlaştığı bir coğrafya. Bireysel risk yönetiminden tutun büyük yatırımlara kadar her ülkenin gündeminde belirsizliği yönetmek var. Sigortacılar için durum biraz daha kritik, çünkü devletler her ne kadar insanlarını ve yatırımlarını korumakla sorumlu olsalar da özel sektör olarak sigortacılar koruma açıklarının kapanmasında kilit bir rol üstlenmiş durumda. Bu yönüyle topluma son derece faydalı olan bu fonksiyonun, ihtiyaç anında cevap verebilmek için dayanıklı olması gerekiyor. Bunun için de teknolojiyi süreçlerine dahil ederek belirsizlikleri azaltmak için yeni modellemeler, yeni dijital çözümler ve parametrik sigortalar gibi yenilikçi sigorta ürünleri üzerinde yoğunlaşmışlar. Veri artık çok kıymetli.


İlk günün önemli notlarından biri de DIFC'nin son yıllarda elde ettiği başarı. Dünyanın pek çok noktasından 4600 den fazla yetenekli işgücünü sigorta dünyasına kazandıran DIFC 2024 yılında 3,5 Milyar dolar prim üretimine aracılık etmiş. Her geçen gün artan kapasitesiyle pek çok genç insan için kariyer fırsatları sunmaya devam ediyor.


Türkiye Sigorta Piyasası Paneli




İkinci günün panel başlıkları ise siber riskler ve teknoloji, parametrik ürünler ve Türkiye Sigorta piyasası gelecek öngörüleri idi. TSB Başkanı Uğur Gülen, SBD Başkanı Cenk Ecevit ve SBD Başkan Yardımcısı Atınç Yılmaz ve Moody's den Brandan Holmes, Türk riskleri ve Türkiye ekonomisine özel panelde piyasanın büyümesi, yeni trendler, doğal afet riskleri, deprem ve koruma açıkları üzerine katılımcıları bilgilendirdiler. Panele katılım yoğun oldu, zira Türkiye 25,5 Milyar dolar prim üretimi ile içinde bulunduğu bölgenin en büyük sigorta piyasası. Hal böyle olunca ülkede olup biten her olay pek çok şirketin de ilgisini çekiyor. Paneldeki konuşmacılar Türkiye sigorta piyasasının rakamsal büyüklükleri, dağıtım kanallarının yoğunlaştığı branşlar, brokerlerin hizmetleri, TSB ve SEDDK nın sadece sigorta şirketlerini değil, tüm sigorta ekosistemini kapsayan düzenleyici ve denetleyici faaliyetleri ile yabancı sermayenin ülkeye olan ilgisi hakkında bilgiler verdiler. İnanmayacaksınız burada da trafik sigortası konuşuldu. Hani diyeyim trafik sigortasının ünü sınırları aştı. Motorlu taşıtların Sorumluluğu her ülkede önemli bir ürün ve ülkeler diğer piyasaların bu ürünü nasıl yönettiklerini, sorunları nasıl aştıklarını öğrenmek istiyorlar.


Son derece dinamik ekonomide sadece trafik sigortası zararları değil, sigorta bedellerinin sürekli değişmesine karşılık sigorta şirketlerimizin nasıl pozisyon aldığı sorusu oldukça dikkat çekiciydi. Neredeyse her gün bu durumu yönetmeye alışkın olan şirketlerimizin bu konudaki becerileri ve başarılı sonuçları ilgi çekti. Daha önce de yazmıştım, enflasyon ortamı ve sürekli değişen maliyetleri son birkaç yıldır global piyasaların gündeminde, bizlerse uzun zamandır bu dinamiklere alışığız ve sektörümüz dayanıklılığını defalarca kanıtladı. Panelde İstanbul Finans Merkezi'nin yabancı yatırımcılar açısından avantajları ve bölgenin sigorta piyasasına sağlayacağı katkıları da paylaşıldı.


Koruma Açıkları son iki yılın ilk sıralardaki başlığı oldu biliyorsunuz. 2024 yılında doğal afetler 320 Milyar dolar ekonomik zarara neden olurken sigorta ve reasürans piyasası bu zararların 140 Milyar dolarını karşılamış. Bu tazminatlar her yıl artıyor. Avrupa ve ABD de sigortalılık oranı yüksekken, Japonya ve Avustralya gibi penetrasyonun ( sigortalılık oranı) yüksek olduğu ülkeleri dışarda tuttuğumuzda Ortadoğu, Asya ve Afrika da koruma açıkları hala yüksek. Burada parametrik ürünler ön plana çıkıyor.


Teknoloji ve siber riskler panelindeki bazı rakamlar korkutucu. Son yıllarda 10 trilyon doları aşan teknoloji ve siber kaynaklı zararlar karşısında, siber sigortalılık oldukça düşük. Bankacılık, enerji ve sağlık endüstrileri başta olmak üzere siber olaylar her geçen gün artan bir tehdit ve buna karşı en dayanıksız olan yapılar da SME - yani KOBİ ler. Hem üçüncü taraf hem de birinci taraf zararlarını karşılayan çok özel bir teminat olan siber sigortalarda sektörün tazminat ödemekle sınırlı olmayan , hızlı hasar müdahalesi, siber risk yönetimi, iş durması, kriz yönetimi gibi sağladığı ek hizmetlere dikkat çekildi.


Bu organizasyonların en güzel taraflarından biri de yıllardır önemli risklere birlikte kapasite sağladığımız şirketlerdeki meslektaşlarımızla da bir araya gelmek. İki toplantı arası yer değiştirirken yolda birine rastlayıp ayaküstü sohbet ede ede giderken neredeyse tümüne birkaç dakika geciktik desem yalan olmaz. Ama herkes aynı durumda. Uzun yıllardır birbirini bilen insanlarla işlerin yanı sıra bildiğiniz" çoluk çocuk nasıl" muhabbetleri var. Sigortacılık işte bu çok uluslu yönüyle diğer pek çok endüstriden farklı. O beş dakikalık sohbette işten, hayattan, ortak arkadaşlardan, ortak anılardan kah gülerek kah hayretle konuşurken, aslında sadece bir iş yapmadığınızı, bu meslek sayesinde ne kadar renkli, çeşitli ve gelecek için çalışan özel topluluğun bir parçası olduğunuzu fark ediyorsunuz.


DWIC 2025 bugün sona eriyor. Ülkemizi temsil eden tüm sigorta emektarları bu üç günde arı gibi çalıştılar, toplantıdan toplantıya koştular.

Son derece hareketli üç günün ardından, dünyada olup bitenler ve reasürans piyasalarındaki son gelişmelerle ilgili güncel bilgilerle herkes evine doğru yola çıkıyor.

DWIC 2025'den hatıralar videoda



Herkese işlerinde kolaylıklar.





Comments


bottom of page