top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

WHAT CAN I DO SOMETIMES? - LOJİSTİK RİSKLERİ -2


Bir önceki yazıda Lojistik sektörünün risklerini Finansal, Stratejik,

Fiziksel & Operasyonel ve Yasal, Uyum ve Yönetmelik Riskleri başlıklarında sıralamıştık.


Fatih Terim'in ünlü vecizesiyle başladığım bu yazıda lojistik operasyonlarındaki yasal ve operasyon risklerini, pandemide çıkan orman yangınları esnasında pamuk ithal eden sigortalının başına gelen bir olayla anlatacağım.


OLAY - Sigortalı iplik üretimi için Kanada'dan tüccar (trader) vasıtasıyla pamuk ithal ediyor. CIF alımda Kanada'dan gemiyle gelen pamuk, limanın depolama sahasında yer alan özel bir işletmeciye ait antrepoya taşınıyor. Pamuk antrepoda beklerken çıkan büyük orman yangını limanın stok sahasına sıçrıyor ve sigortalının piyasa değeri 2,5 Milyon USD olan pamuklarının tamamı yanıyor. Bu arada pamuğun, kendi kendine yanma özelliği de olan son derece riskli bir kargo olduğunu da belirteyim.


Hasar dosyası bana geldiğinde bu duruma nasıl gelindiğini anlamak için başa dönerek araştırmaya başlıyorum:


SATICI- Sigortalı satıcıyla uzun yıllardır çalışıyor. Her zaman çalıştığı kendi tüccar şirketi (trader) üzerinden siparişini veriyor ödemesini de yapıyor. CIF (Cost&Insurance& Freight) alımda tüm masraflar ve sigorta yaptırma sorumluluğu satıcıya ait. Yangından sonra hemen hasar ihbarında bulunuyorlar. Yıllardır çalıştıkları müşterisine yardımcı olmak isteyen satıcı hemen sevkiyatın poliçe sertifikasını sigortalıya ve tüccara gönderiyor (1).


Ancak sigortadan 1 USD bile tahsil edilemiyor.


Pamuk, sağlam bir şekilde ülkeye varıyor, gemiden tahliye ediliyor. Yine uzun yıllardır çalıştığı limandaki özel bir antrepoya transfer ediliyor. Sigortalının sirkülasyonu hızlı, genellikle 1-2 gün içinde gümrük işlemlerini tamamlayarak pamuğu üretime alıyor.

Ancak pandemi esnasında üretim takvimi aksıyor. Çünkü pandemide işletmeler, ticaret, anlaşmalar da dünyadaki yaşam gibi felce uğruyor. Sigortalı fabrikasındaki stokları tüketemiyor, antrepo stok maliyeti daha uygun olduğu için de malı depodan çekmiyor.


Satıcının oldukça geniş kapsamlı bir nakliyat poliçesi var. "All risk" düzenlenmiş bu poliçenin varış limanında bekleme süresi 90 gün. Yangın, malın depoda beklediği 92. gün (2) gerçekleşiyor. Bu durumda satıcının CIF poliçesi de sona ermiş olduğundan sigorta devreye alınamıyor.


Trader şirketler aracılık ettikleri işlerde depolama süresi çok kısa ve risk hala nakliyat kapsamında kaldığından asıl sahibine devredene kadar geçen sürede ayrıca bir depo sigortası yaptırmayabilirler. Bu olayda sigortalı, pamuğu üretim için çekene kadar tüm sorumluluğu tüccar şirkette bırakıyor ve kendisi pamuk için ayrıca bir stok sigortası yaptırmıyor. Özetle, nakliyat sigorta teminatı bitmiş olan pamukların, depoda bekledikleri sürede geçerli bir sigorta poliçesi yok. Tabi bunda depodaki zararların antrepo işletmecisine devredilmiş olmasının önemli payı var. Bakalım;


ANTREPO- 2,5 M USD'lik zararını telafi etmek isteyen sigortalı bu kez antrepo hizmeti veren firmayla olan kontratına bakıyor. Depocu, kontratta malın başına gelebilecek, mücbir sebepler de dahil, olaylar sonucu zararlar için sigorta yaptıracağı taahhüdünü vermiş (3) . Sigortalı , sözleşme şartına bakarak hasarın tazmini için doğal olarak antrepo işletmecesine ihtar gönderiyor ve zararının karşılanmasını istiyor.


Antrepo hemen sigortasına başvuruyor., ama poliçede iki büyük sorun ortaya çıkıyor. Yangın esnasında antrepoda zarar gören mallarla beraber oluşan zararın tutarı, poliçede teminat altına alınan sigorta bedelinin oldukça altında kalıyor - üstelik antreponun stok yangın sigorta poliçesi TL üzerinden yapılmış - ciddi bir eksik sigorta var- bu da sigortadan karşılanamayacak tutarların depocu tarafından tazmin edilmesi anlamına geliyor (4) Ancak poliçede büyük harflerle yazılmış sigorta konusu - "İş bu poliçe ile antrepoda bulunan PAMUK EMTEASI HARİÇ! ticari emtianın, yangın yıldırım, infilak , deprem, sel vs vs ..... risklerine karşı sigorta edilmiştir "notu ile ortalık karışıyor (5).


KÖK NEDEN VE KAMU DUYURULARI- Çıkan yangınların bir terör eylemi olabileceğine dair çıkan söylentiler çıkıyor, devlet, terör eylemi olduğunun ispat edilmesi durumunda zararların devlet tarafından tazmin edileceğini belirtiyor. Bu yangınları üstlenen bir terör örgütü çıkmıyor, taahhüt edilen tazminin kimi ve neyi kapsadığı da tam anlaşılmıyor ancak basın duyurularından daha çok meskenler, tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaş olduğu tahmin ediliyor. (6) Ama bu durum sigortacıların da bir müddet durmasına sebep oluyor.


SİGORTALI tarafındaki duruma bakarsak, aslında her zamanki rutin bir hammadde alımı işlemi yapılıyor. Alım, satın alma departmanının çalıştığı tüccara bildiriliyor, tüccar hammaddeyi buluyor, satın alma kararı veriliyor. İşin operasyonu ise ithalat departmanı tarafından yapılıyor. Üretim planlama ise gelen siparişlere göre depodan mal çekilmesini organize ediyor. Antrepo ile sözleşmeyi satın alma, sözleşme koşullarını da hukuk departmanı organize ediyor.

Sizin de gördüğünüz gibi herkes üstüne düşen görevi yerine getiriyor ancak birimler arası iletişim ve bilgi paylaşımı eksik.

Diğer taraftan işlemlerin bir kısmının tüccar, bir kısmının sigortalı tarafından yürütülmesi sigortalanabilir menfaat sahiplerinin süreç içinde değişmesine sebep oluyor.


1- Satıcının sigorta koşulları- Sigorta genellikle ithalat operasyonunun evrak setinde yer alan bir belge gibi muamele görüyor. Burada sigortalımız, satıcının muteber bir şirket ve risk farkındalığı yüksek bir kurum olması nedeniyle şanslı, poliçe "all risk" ve oldukça geniş bir kapsama sahip. Şanslı, çünkü alım sözleşmesinde sadece sigorta yaptırma sorumluluğu belirtilip, kapsamın detayına değinilmediğine çok sık şahit oluyoruz. Böyle bir durumda sigortanın kapsamı satıcının inisiyatifine kalıyor (Incoterm 2023 artık bu sigorta kapsamlarının muğlak bırakılmaması için All Risk yapılması yönünde ifadeler kullanmaya başlamış). Kısaca eğer sigorta sorumluluğu karşı taraftaysa sigortanın içeriğinin de konuşulması gerekiyor.

2- CIF bekleme süresi - poliçeyi bilmezseniz nasıl takip edeceksiniz? - Sigortalı, satıcının nakliyat poliçesini hasar gerçekleştikten sonra talep ediliyor. Planlama birimi ihtiyaç duyduğu zaman antrepodan malı çekeceğini düşünüyor ancak pamuğun depoda beklediği esnada nasıl ve ne kadar süre ile korunduğunu ya da sigortalı olup olmadığını sormuyor.

3- Antrepo kontratındaki yükümlülükler ve sigorta maddesi - İmzalayan hukuk, sigorta yaptırma sözü veren satış, poliçeyi yaptıran muhasebe

Antrepo sahibi hizmet sözleşmesinde pek çok yükümlüğe imza atıyor. Sigorta taahhüdünü satış birimi veriyor, sonra da genellikle olduğu gibi poliçe yaptırması için muhasebeciye bilgi veriyor. Muhasebeci genel muhasebe yaklaşımı ile kendisine verilen sigorta bedeli ile sigortayı yaptırıyor. Tahmin edeceğiniz gibi değerlendirme maliyet odaklı yapılıyor. Buradaki sıkıntıyı da anladınız sanırım.

4- Eksik sigorta- Depoların genel sorunu - Lojistik depolarında mal bedelinin tayin edilmesi gerçekten çok ciddi bir sorun. Bir depocunun T anında deposunda 3. şahıslara ait ne kadar mal bulunduğunu tahmin etmesi çok güç. Antrepoda bulunan malların ne kadarının nakliyat kapsamında olduğunu bilmek mümkün değil. Bu nedenle iş yapılan şirketler ve genel alım geçmişlerine bakılıp tahmini bir bedel üzerinden ilerleniyor. Diğer bir sorun da, bu mallar üzerinde bulunan banka ipotekleri - antrepocu sigortalı ile banka arasındaki ipotekten genellikle habersiz olduğundan, sigortalının depoda daha fazla mal bedeli ile sigorta yaptırması gerekiyorsa kendisine haber verilmedikçe poliçede değişiklik yapmıyor, ama bu arada kontrat sorumluluğu devam ediyor . TTK - depo işletmelerinin mal bedeli üzerinden sorumlu olduğunu belirtirken, uluslararası anlaşmalar SDR hesabını işaret ediyor. Bu farklı hesaplamalar ayrıca bir tartışma konusu oluyor.

5- İstisnalar ve Muafiyetler- Sigorta poliçesinde pamuk emtiasının hariç tutulması önemli bir kontrol eksikliği, sigortası olsun olmasın kontrat şartı gereği depo işletmecisi bu hasardan sorumlu . Kendini savunurken gerekli tüm yangın önlemlerini alsa da büyük orman yangını karşısında önlemlerin yetersiz kalacağını belirtirken, parasal sorumluluğunun da depo beyannamesinde TC Kanunları gereği TL'ye çevrilen bedelle sınırlı olması gerektiğini söylüyor. İş burada daha da karışıyor, çünkü TL değer, malın gerçek değerinden düşük.

NOT- Burada depocuların sorumlu tutulamayacakları durumlar için kontratlarda kendilerini korumaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Ortada düzgün kurgulanmış ve kesintisiz bir sigorta yapısı olmadığında tüm taraflar, ya tutarsa diye her bilgi ve belgede çare arıyor.

6- Kamu Duyurusu - Kamunun zararları tazmin etme duyurusunun kapsamı anlaşılamıyor. Ancak geçerli ve pamuk/terör dahil düzenlenmiş bir stok yangın poliçesi olsaydı, bir terör olayı olduğunun kesinleşmesi durumunda hasarın %20 si ve minimum %2- düşüldükten sonra; sadece yangın olsaydı- muafiyet ve eksik sigorta yoksa tamamının sigortadan tahsil edilebileceği bir zarardan bahsediyoruz. Pamuk çok riskli bir emtia olduğundan maliyetlerini düşük tutmak amacıyla riski üçüncü taraflara devreden sigortalı pek çok sigorta poliçesi olmasına rağmen hiçbirinden faydalanamıyor.


Olayın öne çıkan taraflarını göstermek istediğimden detaylı ve uzun bir yazı oldu, sabrınız için teşekkür ederim.


Lojistik hizmetleri hiç beklenmedik risklere gebedir. Bu nedenle her türlü risk yönetimi ve risk transferi hizmetlerin aksatılmaması ve müşteri ilişkilerinin korunması açısından vazgeçilmezdir. Rekabet nedeniyle üstlenilen sorumlulukların bir kısmı, aslında üstlenilmeye gerek olmayan riskler olabilir (deprem, sel gibi). İthalat/İhracat departmanlarının sigorta poliçelerine var/yok tiki atmaktan daha detaylı bir inceleme ve değerlendirme yapmaları gerekmektedir. Sonuç olarak her zaman söylediğimiz gibi, sigortalının sanki sigortası yokmuş gibi hareket etmesi, gerekli önlemleri alması ve kontrolleri yapması gerekmektedir. Trader şirketlerin, süreç içinde menfaat sahibi oldukları aşamalar için kendilerini ve emanetlerindeki malları güvenceye almaları en mantıklı çözüm olacaktır.


Bu son derece alışılagelen ithalat işleminde taraflar görünürde uygun hareket ettikleri halde, başta iletişim kopuklukları ve bütünsel yaklaşım olmaması nedeniyle 2,5 M USD lik- üstelik sigortadan tazmin edilmesi mümkün olan bir zarar ödenemedi. Pek çok yönden incelediğim poliçelerde ve sözleşmelerde bir çıkış yolu aradım ancak sigorta açısından tam anlamıyla "What can I do sometimes?" demek zorunda kaldığım bir durumdu.


Sevgiler.










54 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page