top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

PRİMLER NEDEN YÜKSELİYOR?

Bundan önceki iki yazımızda primlerin yükselmesinde dünyadaki ekonomik dalgalanmalarla sigorta sektörünün ilişkisi ve sektörün 2022 yılı hasar/prim ve teknik karlılık performansının etkilerine bakmıştık.

Bu sefer gibi istatistiklerin bize söylemediği kısım olan risk kabul şartlarındaki değişimlere değineceğiz.


2022'nin ikinci yarısından itibaren kötü giden teknik kar 2023 ve sonrası için sinyallerini vermeye başlamıştı. Yılın bitmesine yakın değişimin sadece prim artışıyla sınırlı kalmayacağı, sigorta şirketlerinin teminat kapsamları ve risk kabulünde seçici davranacakları çok net şekilde kendini gösterdi.


Kasım başlarında Baden Baden Reasürans toplantılarının çıktılarından ve beklentilerden bahsetmiştik. Küresel ısınmanın etkileri, tedarik zincirindeki aksamalar, enflasyon gibi sebeplerin yanı sıra, etkin ve kaliteli risk yönetiminin önemi vurgulanmıştı.


Son birkaç haftadır sigortalı tarafında yükselen şikayetlerin başında kendilerine teminat veren sigorta şirketi bulamamaları geliyor. Doğru duydunuz, yıllardır sektörde sigortalanır olarak değerlendirilen pek çok endüstri kolu, bugünlerde teminatsız kalma olasılığı ile karşı karşıya .

Başka çelik, kimya, tekstil gibi riskli endüstriler olmak üzere sigortacıların pek çok riskten çıktıklarını görüyoruz.


Bu reaksiyonu farklı açılardan yorumlamakta fayda var.


Rekabet ortamı sigortalı davranışını değiştirdi. Sigortacılar, karlılık nedeniyle risk kabul şartlarıyla beraber primlerini de gevşettiler. Bu durum risk yönetimi, risk kalitesi gibi teknik olarak incelenmesi ve fiyatı belirleyen hayati konuların önüne geçti, hatta son yıllarda geleneksel satın alma taktiklerinin sözü geçer oldu. İndirimler havada uçuştu, iş yazmak adına sigorta şirketleriyle aracıların verdiği tavizlere hep tanık olduk. Öyle ki işin primini sigortalının belirlediği zamanlar oldu. Bu sürecin sonunda aslında risk devri olan sigorta, kağıt kalem gibi bir satın alınan bir ürün haline geldi. Bu rekabet sigortalıların risklerini yönetme ve iyileştirme motivasyonunu azalttı, iyi yönetilsin ya da yönetilmesin hemen her risk olması gerekenden düşük primlerle sigorta edilebiliyordu. Sigorta teminatı bulamamak gibi bir durum olmadığı gibi, şirketler ek prim almadan pek çok genişletme yaparak rakipleri arasından sıyrılıp fark yaratmaya çalıştı. Bazı sigortalıların risk kabulü için gereken bazı önlemlerin "şart "tan "öneri" ye dönüştüğünü gördük.


Satın alma birimleri sigorta teminatının içeriğini ve kalitesini belirleyecek bilgi ve donanıma sahip olmayabilir. Bu durum içeriklerde de kendini gösterdi. Sigortalılar varlıkları ve ticari faaliyetleri için pek çok yatırım yapar ve süreçlerini güncellerken, çoğu sigorta programı eski halleriyle kaldı. Bugün poliçe analizleri yaptığımızda bazı şirketlerin sigorta poliçelerinin yıllardır oldukça eksik ve eski bilgilerle düzenlendiğini görüyoruz. Eksik sigorta, yanlış veya eksik beyanlar hasar anında hem zaman hem de kaynak maliyetlerinin artması demek.


Yüksek enflasyon ve döviz kaynaklı yatırımlar, sigorta bedellerinin güncellenmesini gerektirdi, bedeller büyüyünce daha çok kapasiteye ihtiyaç doğdu.


Kurumsal sabit kıymet sigorta primlerinin önemli bir kısmını deprem primi oluşturuyor. Deprem primi de her yıl belirlenen ve dönem içinde de revize edilen deprem tarifesine göre hesaplanıyor. Depremin poliçe primindeki payı nedeniyle, ana teminat olan yangın, yıldırım, infilak ile diğer ek teminatlardan alınan prim , karşılığındaki riske göre bedava diyebileceğimiz seviyelerdeydi. Sektör doğru primlere konumlanma hareketi içinde.


Özellikle uluslararası faaliyet gösteren sigorta şirketleri yıllardır sigortaladıkları bazı risklerden çıkma kararı aldılar. Ticari olarak bu tavır sigortalı tarafında hoş karşılanmasa da, karlı branşlara ve pazarlara yönelme isteği olan sigortacılar, sıkı pazarlık eden, yüksek hasar potansiyeli olan, düşük karlı işleri tercih etmiyorlar. Büyük oyuncuların bazı risklerden çıkmalarıyla başlayan piyasa daralması, iştahlı olan ama kapasitesi nispeten daha düşük pek çok yerel şirkete fırsat yarattı, bu şirketler rekabetçi ortamı sürdürdüler.


Rekabetin etkisiyle iyice düşen primler, global reasürans piyasasının desteklemeyeceği bir seviyeye geldi, reasürans maliyetleri arttı ve koşulları eskiden beri doğru ve riske göre fiyat politikası yürüten daha pahalı piyasalar belirlemeye başladı.


Zayıf risk önlemleri, beklenen hasar senaryolarında sigortacıları düşündürüyor. Sigortalı tarafından alınan risk önlemlerinin uygunluğu ve kalitesi artık birinci sırada. Tüm sigorta şirketleri, teklif vermeden önce risk adreslerini ziyaret ederek önlemlerini kontrol ediyor. Yeterli görmezse teklif vermiyor.


Riskli endüstriler için 3 veya 4 şirketle tamamlanan plasmanların 2022 de 7 veya 10 dan fazla şirket ve daha yüksek fiyatlarla tamamlandığını tecrübe ettik. 2023 için durum daha da zorlaştı, risklerden çıkan sigortacıların yerine daha yüksek fiyatlarla bile yeni sigortacı bulmak hayli güç.


Sigorta şirketlerinin reasürans planlarının değişmesi, üzerlerinde daha çok risk tutacak olmaları eskiden olduğu gibi cömert davranmalarını engelliyor.


Pek çok sektör yayınında duyurulduğu gibi sektörün prim üretimi arttı, sigorta şirketleri 2022 yılında artan primlerle hedeflerini büyük oranda gerçekleştirdiler. Rekabete girme motivasyonları azaldı.


Sorumluluk risklerine bakıldığında ise , özellikle işveren mali sorumluluk sigortasının kaçınılan branş haline geldiğini söylemek mümkün. Üçüncü şahıs ya da ürün sorumluluk gibi sigorta ürünlerinde çok değişiklik olmamakla beraber, iş kazalardaki artış, önlemlerin yetersizliği, tazminatlardaki yükselme ve sürekli artan muallak hasarlar sigorta şirketlerinin işveren sorumluluk teminatına temkinli yaklaşmasına neden oluyor.


Sektörden biri olarak yeni ortamı primlerin olması gereken seviyelere yükseltildiği ve iyi/orta/kötü risk skorlamalarının nihayet dikkate alındığı şeklinde yorumlayabilirim. Bununla birlikte sigortalı açısından bakıldığında, düne kadar sözü geçen ve şartları belirleyebildiği bir konumdan, ani bir şekilde önüne sürülen şartlar, artan fiyatlar ve teminatsız kalma gibi bir durumla karşı karşıya bırakılmanın yarattığı rahatsızlık ve şikayetlerini anlamak gerekir.


Bu katı duruşun 2023 ün ilk çeyreğinde yumuşaması bekleniyor. Hep birlikte göreceğiz. Kesin olan şu ki yılın bitene kadar sektörün tüm çalışanları ve sigortalılar için yoğun günler kapıda.

Herkese kolaylıklar dilerim.










172 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page