top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

POLİSİYE OLAYLAR - CİNAYET ALETİ- AĞRI KESİCİ


Bugün size 1982'de ABD, Chicago'da ortaya çıkarılan ve dünyada geniş yankı bulan Tylenol cinayetlerinden bahsedeceğim.

Son yıllarda eskiden sadece eczanelerde satılan bazı ilaçları süpermarketlerden alabiliyoruz. ABD'de ise bu uygulama çok daha uzun süredir var.

Süpermarketten alınan ağrı kesici ve ateş düşürücü bir ilaç olan Tylenol'den zehirlendiği tespit edilen yedi kişi hayatını kaybeder ve sonrasında birkaç insanın daha hayatını kaybettiği benzer olaylar tespit edilir. Yapılan laboratuvar testlerinde kurbanların kullandığı Tylenol markalı asetaminofen (ağrı kesici ateş düşürücü) kapsüllerde potasyum siyanür tespit edilir.


Olay 12 yaşındaki Mary Kellerman'ın, bir Extra-Strength (Ekstra Güçlü) Tylenol kapsülü içtikten sonra hastaneye kaldırılıp ertesi gün hayatını kaybetmesiyle başlar. Hemen bir gün sonra, her biri aynı kutudan Tylenol alan Janos ailesinden 3 ve o sırada yanlarında bulunan diğer 3 kişinin de ölümünün ardından polis geniş çaplı bir araştırma başlatır. Ailenin ölümünü araştıran bir halk sağlığı yetkilisi, evdeki aynı gün satın alındığını gösteren faturasıyla birlikte bir Tylenol şişesi bulur, 6 kapsülün eksik olduğunu fark ederek polise teslim eder. Şişedeki koku üzerine yapılan tahlillerde kalan kapsüllerin her birinin ölümcül miktarın neredeyse üç katı kadar siyanür içerdiği tespit edilir ve halka Tylenol almamalarını tavsiye eden bir duyuru yapılarak araştırma genişletilir.



İlacın üreticisi hepimizin pek çok ürününü kullandığı Johnson & Johnson (J&J) ve Tylenol şirketin en çok satan ürünü. Şimdi siz de eminim benim gibi bebeklerimize kullandığımız şampuanları, kremleri, ıslak mendilleri düşündünüz.


Şirket ilk olarak iki farklı adresten gelen delil envanterine alınan şişeleri geriye doğru takip ederek üretildiği fabrikaya ulaşır ve hemen o partiden çıkan tüm ürünleri geri çağırır. Ancak yapılan tespitlerde başka şişelerde de bulaşmaların tespit edilmesi üzerine geri çağırmanın alanını genişletir ve dönemin en büyük geri çağırma olaylarından biri başlar. Buraya bir (*) koyalım.


Üretici Johnson & Johnson , halkı rahatlatmak amacıyla hastanelere ve distribütörlere uyarılar dağıtırken, hemen Tylenol üretimini ve reklamını durdurur. Kaliforniya'daki Tylenol şişelerine striknin eklenmesi gibi diğer olaylardan sonra tüm Tylenol ürünlerini ülke çapında geri çağırır (piyasa değeri 300Milyon USD değerinde tahmini 31 milyon şişe). Yapılan tüm test, tahlil ve araştırmalarda sadece kapsüllerin kurcalandığının tespit edilmesi üzerine, parasetamol içeren ürünlerinin tüketilmemesi ve halihazırda satın alınmış olan tüm Tylenol kapsüllerini katı tabletlerle değiştirmek için ulusal basına ilan verir(**) Aynı zamanda ABD dışındaki havalimanlarındaki tüm gümrükler , ziyaretçilere yanlarında Tylenol ilacı getirip getirmediklerini sormaktadır. Buraya da (***) koyalım.


Bu esnada, Johnson & Johnson'a ölümlerin durması ve market raflarındaki şişelere daha fazla siyanür bulaşmaması için 1 Milyon Dolar talep eden birinden mektup gelir. Polis şantajcıyı yakalar , niyetinin karısının eski işvereni olan şirkete zarar vermek olduğu ortaya çıkar , parmak izleri de şişelerdekilerle eşleşmemektedir, ama yine de şantajdan hapse mahkum edilir. Sonra başka bir şüpheli daha göz altına alınır ancak onun suçu da ispatlanamaz.


Chicago'daki ölümlerinin hemen ardından Amerika Birleşik Devletleri'nde Tylenol, diğer reçetesiz satılan ilaçlar ve başka ürünlerde de yüzlerce taklit saldırı da ortaya çıkar ve 1986'da kurcalanmış jelatin kapsüllerden üç ölüm daha olur.


1991'de Johnson & Johnson, "ürünün suç teşkil edecek şekilde kurcalanmasını öngörmenin veya bunu önlemenin hiçbir yolu olmasa da, aileler için bir şeyler yapmak ve bu trajik olayı arkada bırakmak istediklerini" belirterek Chicago bölgesindeki ölümler nedeniyle kendisine karşı açılan tüm davaları açıklanmayan bir meblağ karşılığında kabul ettiğini duyurur.


Bu dosya 2011'de tekrar açıldı, gelişen adli tıp uygulamalarına rağmen bu cinayetlerin faili bulunamadı. Tylenol üreticisi Johnson & Johnson'dan bir 1 milyon dolar talep eden kişinin şantajdan tutuklanması dışında başka kimse mahkum edilmedi.


Tylenol olayı duyulduğunda dünyada da yankı uyandırmıştı. Bu olayın sonuçlarına ve * yıldızlara gelirsek;


(*) Ürün Sorumluluk- Geri Çağırma- Sigorta çözümleri:


Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde Tüketici Kanununda belirtildiği gibi, üreticiler/ satışını yapanlar ürettikleri veya satışını yaptığı ürünlerin üçüncü kişilere verdiği zararlardan müteselsilen sorumludur. Bu sorumluluk ürünün tasarımı, üretim esnasındaki hataları, danışmanlık ya da başka karıştığı, birleştiği üründe oluşan zararları da kapsar. Sigorta sektörü, kasıt veya suç teşkil etmeyen, hatalı üretilmiş kusurlu mallardan kaynaklanan zararların tazmini için Ürün Sorumluluk Sigortası ile kurumların beklenmedik tazminatlara karşı korunmasını sağlar. Kusurlu olan ürünün toplatılması için yapılan geri çağırma (re-call) masrafları da bu sigortaya dahil edilebilir.


Tylenol Cinayetlerinde, geri çağırmanın ardından, Johnson & Johnson'ın bağlı kuruluşu McNeil Laboratories, geri çağırma masraflarının karşılaması için sigortacısından talepte bulunuyor. Ölümlerin ilaçtan kaynaklandığının ispatı durumunda ölen şahıslara ödenecek tazminatlar sigortanın ana kapsamını, geri çağırma ve halkla ilişkiler masrafları genişletmelerin konusu oluyor. İlk etapta ana şirket Johnson & Johnson'ın sigorta maliyetlerini düşük tutmak amacıyla grup şirketi McNeil Laboratories'i kapsam dışında bıraktığı iddiasıyla talepleri reddediliyor. Şirket, ihtiyari (excess) korumalardaki sigorta özel şartlarında teminat kapsamında olduğu iddiasıyla tekrar dava açıyor. Davayı gören mahkeme, geri çağırmanın "yedi ölümle ilgili sorumluluktan kaynaklanmadığını; en iyi ihtimalle sadece yedi ölümle ilgili olduğunu, mahkemenin J&J'a raflardaki ürünlerin potansiyel olarak zararlı olduğunu bildirmekle görevli olduğunu" belirterek talebi reddediyor.



(**) Kriz Yönetimi- John & Johnson- Sonra ne oldu?

Johnson & Johnson'ın krizi ele alış tarzı, büyük bir işletmenin bir felaketle nasıl başa çıkması gerektiğine ve kurumsal halkla ilişkiler modeli olarak öğretilen kriz yönetimine çok kuvvetli bir örnek olarak gösteriliyor.

Johnson & Johnson en çok satan ürününün karıştırıldığı bu olayda öncelikle dürüst ve işbirlikçi yaklaşımıyla takdir topluyor. Geri çağırma anonslarıyla yetinmeyip polis , FBI ve Gıda ve İlaç İdaresi ile de beraber çalışarak, kapsülleri siyanürle değiştiren kişinin aranmasında rol alıyor ve daha fazla üründe bulaşmanın önüne geçmeye çalışıyor.


İlk şokun hemen ardından şirketin pazar payı 2-3 haftada dramatik hızda yüzde 35'ten yüzde 8'e düşüyor. Ancak şirket ortaya koyduğu kriz yönetimi, samimi ve dürüst halkla ilişkiler politikası ve krize rağmen yatırıma devam ederek, yeni pazarlama stratejileri ve promosyonlarla durumu bir yıldan kısa bir süre içinde toparlayarak ,"triple sealed" denilen üç aşamada açılabilen kapalı bir ambalajla kapsülleri yeniden piyasaya sürüyor ve birkaç yıl içinde Tylenol, ABD'de reçetesiz satılan analjezikler pazarında en üst sıraya çıkıyor.


(***) Kamu ile işbirliği

Büyük tehdit oluşturan durumlarda özel sektör ve kamu işbirliğinin önemi ortaya çıkıyor. Ülkeye başka bir Tylenol girmemesi amacıyla kamusal tedbirlerin uygulaması, sorumluluğu sadece şirkete bırakarak kısıtlı imkanlarla mücadelede tek başına kalmasının sonuçsuz olacağına dikkat çekiyor. J&J tüm kadrolarıyla olayın sebebini araştırsa ve çözümü için çabalasa da kamu desteği ve kontrolü olmadan yapacakları sınırlı ve tehdidin ortadan kalkmasına yetmiyor.


Bu olay, reçetesiz satılan ilaçların paketlenmesinde reformlara ve kurcalamaya karşı federal yasaların çıkarılmasına yol açıyor. İlaç, gıda ve tüketici ürünlerinin üreticileri, indüksiyon mühürler ve iyileştirilmiş kalite kontrol yöntemleri gibi kurcalamaya dayanıklı ambalajlar geliştirmede aksiyon alıyorlar. Ayrıca, ürün kurcalama federal bir suç haline getiriliyor.


Toplumsal diğer etkilerden biri de Ekim 1982'de ortaya çıkan Tylenol olayının Cadılar Bayramı'nda "şeker mi şaka mı" yapanlara zehirli şeker verilmesi ilgili korkuları tazelemesi. Bu olay o dönemde Cadılar Bayramı için şeker mi şaka mı yapmaktan vazgeçilmesine ve marketlerde şeker satışlarının %20'den fazla düşmesine neden oluyor.


Üretim yapan tüm şirketleri ilgilendiren ürünlerden kaynaklı tazminatlar ve bir olay gerçekleştiğinde karşılaşılan masraflar bir işletmenin felaketi olabilir. J&J nın geri çağırdığı ürünlerin şimdiki değeri ile 300 Milyon Dolar seviyesinde, bu dünya devi bir şirketin telafi edemeyeceği bir tutar değil, ancak araştırma, savunma masrafları, ABD gibi bir ülkede ulusal yayın, bildirimler gibi masraflar, pazar kaybı ve imaj nedeniyle hisse değerlerindeki düşüşün faturası bu tutardan çok daha fazla oluyor.


Uzun yıllardır ülkemizde de yapılan ürün sorumluluk sigortası ve geri çağırma, tüm üreticiler, ithal edip satanlar, ihracatçılar, bayiler için son derece gerekli bir sigorta türüdür. Johnson & Johnson gibi dünya devi bir markanın uğradığı imaj ve finansal zararı düşünürsek, bu sigortanın varlığı ve doğru tasarlanması her işletme için çok büyük önem taşır. Hali hazırda ticaret yaptığınız şirketlerle olan sözleşmelerinizi incelediğinizde pek çok alıcının ürün sorumluluk sigortası talep ettiğini görebilirsiniz. Bu sigortanın olmadığı durumlarda ABD veya AB kanunlarında belirtilen cezalara ek olarak, bu pazarlara bir daha girememe riski ile karşı karşıya olabilirsiniz. Poliçeyi tetikleyen kilit nokta ise zarardan sorumlu olmaktır. Ne yazık ki kurumlarımızın pek azı bu önemli sigortaya sahiptir.


Sigorta olsun olmasın bu olayda krizin idaresi ve ders konusu olan halkla ilişkiler yönetimi ise pek çok işletme için örnek teşkil etmektedir. Kriz sadece kurumu etkilemez ve sonuçları finansal zararla sınırlı değildir, müşterileri, tedarikçileri, çalışanları ve toplum da krizlerden etkilenir. Felakete dönüşebilecek korkunç bir olayın güven tazeleyen bir şekilde sonuçlanması, şüphesiz yetkinlik, planlama ve aynı anda birden fazla senaryoya hazırlıklı olmanın sonucudur.


Kriz yönetiminin ve liyakatin önemini çok acı şekilde tecrübe ettiğimiz son günlerde, kamu ya da özel, tüm kurumlarımızın kendilerini beklenmeyen durumlara karşı koruyacak risk transfer yöntemlerini kullanırken, orijinal riskten çok daha farklı boyutlarda ve derecelerde onarımı zor zararlar veren krizlerin etkin yönetimi konusunda da kendilerini sürekli hazırlıklı ve güncel tutmaları önemlidir.


Herkese iyi pazarlar.







91 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

2 Comments


Erkan Yurt
Erkan Yurt
Apr 10, 2023

Emeğiniz ve vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederiz.

Like
Zeynep Turker
Zeynep Turker
Apr 12, 2023
Replying to

Ben teşekkür ederim

Like
bottom of page