Dünyanın en güzel kokusu bebek kokusudur bana göre. Doğduklarından itibaren yaydıkları o mis gibi koku ve meraklı gözleriyle annelerini büyüleyip kendilerine aşık ederler.
Geçtiğimiz hafta hala oldum. Haberi alır almaz kelimenin tam anlamıyla uçarak hastaneye koştum. Henüz birkaç saatlik olan minik yeğenim annesinin yanında beşikte yatıyordu, tabi bir an önce kucağıma almak için sabırsızlanıyorum. Bilirsiniz yeni anne baba pek telaşlı ve kaygılı olur, izin istedim ve daha cevaplarını beklemeden kucakladım miniği. O kadar narin o kadar küçüktü ki, babası daha kucağına almaya cesaret edememişti. Biz kadınlar doğal olarak bu işe yatkınız, minik oğlunu nasıl kucaklayacağını gösterdim ona. Birbirimize baktık. Heyecandan titreyen elleriyle, incitirim korkusuyla , kollarındaki minicik, narin mucizeye hala inanamayan ve bir o kadar da mutlu bakışlarını gördüm kuzenimin. Hepimiz öyle olmadık mı? Çocuklarımız mucizelerimiz.
Baba oğulu seyrederken, kendi oğlumla ilk bakışmamızdan sonra zamanın nasıl hızla geçtiğini, nasıl büyüdüğünü, artık boyumu aşan, yanağımdan makas alan ergen hallerinin ne kadar çabuk geldiğini fark ettim. İlk kucaklamamdan bu güne bütün yıllarımız, her yaşı bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
Bebeğimizi kucakladığımız ilk andan itibaren hayatımız boyunca onu bakıp korumaya, incitmemeye ve sevmeye çok güçlü ve çok sessiz bir yemin ederiz. Tüm yaşantımızı onlara sağlam ve güvenli bir gelecek kurmak için adarız. Çocuklarımız için hayaller kurarız, bizden çok daha iyi hayatları olmasını isteriz. Elimizden gelenin en iyisini, en iyi imkanları sunmak için çabalarız. Kendimizi, şartlarımızı zorlarız. Daha iyi bir hayatları olması için bazen uzaklara gitmeye ya da göndermeye, hasrete bile razı oluruz.
Çocuklar insan neslinin devamı, hayatın gerçeği ve dünyanın geleceğidir. Çocukların fiziksel ve ruhsal sağlıklarının korunması başta olmak üzere, yaşam boyu güven içinde yaşamaları, birer yetişkin olduklarında da hayata kendi ayakları üzerinde devam etmeleri için her ebeveyn elinden gelen tüm imkanları kullanır ya da yaratır. Bir de artık onlarla olamayacağımız zamanlarda da çocuklarımızın iyi ve güvende olmalarını isteriz.
İşte bu gelecek için temelleri atmaya çabalarız, para biriktiririz, bir ev arsa, dükkan sahibi olmaya çalışırız.
Günümüzde mal mülk sahibi olmak oldukça zor. Bir çok yeni anne baba ancak kendi hayatlarını idame ettirebiliyorlar. Aileden destek olsa bile, günümüz koşullarında birikim yapmak çok kolay değil.
Sigorta sektörü hayata yeni başlayan tatlı bebeklerimiz ve anne babaları için pek çok ürün ve hizmet sunuyor.
İlk olarak sağlık sigortasıyla başlayalım.
Son yıllarda sağlık sigortalarının maliyetlerindeki artışlar hepimizi çok zorluyor. Ancak sigortalılar olarak, mevcut haklarımızı kaybetmemek için bu maliyetlere katlanıyor ya da makul maliyetlerle sürdürebileceğimiz alternatifleri araştırıyoruz.
Aile veya anne olarak halihazırda bir sağlık sigortanız olması durumunda, bekleme sürelerine uygun olması koşuluyla hamilelik dönemi dahil anne ve bebek riskleri 'Doğum Teminatı' ile sigorta edilebiliyor. Bu teminat sayesinde hamilelik boyunca kontrolleriniz, doğum ve hastane masrafları poliçedeki limitten karşılanabiliyor. Bebeğiniz, eğer sigorta şirketinizin özel bir uygulaması varsa, doğduğu andan itibaren sigortalı oluyor. Bu çok kıymetli bir ayrıcalık, çünkü normal koşullarda doğuştan gelen sağlık sorunları sağlık sigortasında istisna edilen bir durum. Eğer sigortacı doğumdan itibaren bu teminatı veriyorsa, bebeklerimiz ömür boyu oldukça kapsamlı bir sigorta korumasına sahip oluyorlar. Doğumdan itibaren başlayan sağlık sigortası, bebeğin özellikle ilk yıllarında oldukça sık olan düzenli doktor kontrolleri, aşıları gibi rutin sağlık giderlerinin yanı sıra, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan sağlık sorunlarında, zaten oldukça hassas ve telaşlı olan anne babaların öngörülemez sağlık giderleri için kaygılanmadan çocuklarına odaklanmalarını sağlıyor.
Kendi sağlık sigortanız yok ama çocuğunuza yaptırmak istiyorsanız seçenek var, ancak prim bir yetişkinin de dahil olduğu sigorta maliyetlere yakın. Sağlıklı doğmuş olması kaydıyla şirketlere göre değişen 15 ya da 30 günü geçmeyecek şekilde bebekler sigorta ediliyor.
Kötü günler veya ne olur ne olmaz diyerek bir kenarda birikmişimiz olsun diyenlerdenseniz, sigorta piyasasının sunduğu birikim ürünlerini incelemenizde fayda var.
Adettendir, her yeni doğan bebeğe altın ya da para hediye edilir. Pek çok ebeveyn de bunları saklar, kullanmamak için her yolu dener. Çocuk sahibi olmak psikolojik ve sosyal sorumluluk getirdiği gibi, mali olarak da önemli bir sorumluluk ve uzun süreli bir harcama kalemi. Yaşam ve bakım giderleri, bakıcı giderleri, okul giderleri, tatili, kıyafeti, bisikleti, diş teli, mezuniyeti, işi derken neredeyse 25 yılı bulan bir harcama süreci başlıyor. Bu maliyetleri sırtlanmışken aynı zamanda birikim yapmak oldukça zorlayıcı olabiliyor. İşte böyle durumlar için de 18 yaş altı emeklilik planları düşünülebilir. Bunu yeni doğan yeğeninize ya da yakın bir arkadaşınızın bebeğine hediye de edebilirsiniz.
Anne babalar olarak korkularımızın başında gelen "Ya bana bir şey olursa" durumu;
Hayat bu, her gün üzücü pek çok haberi duyuyor, dinliyoruz. Şubat ayında yaşadığımız depremde pek çok evladımız annesiz, babasız kaldı.
Aklımıza getirmek istemesek de, böyle bir durumla karşıladığında çocuklarımızın güvende ve mali yönden rahat olacaklarını bilirsek gözümüz arkada kalmaz. Yıllık veya uzun dönemli yapılabilen hayat sigortaları böyle durumlarda önemli bir güvence sağlıyor. Hayat sigorta şirketleri eğitim sigortası ürünü de sunuyor. Döviz bazlı da yaptırılabilen bu sigorta, ebeveynin kaybı ya da ömür boyu sakatlığı gibi durumlarda çocukların geri kalan eğitim masraflarını karşılıyor. Yine bu branştan yaratılmış, çocuğa belirli bir yaşa gelene kadar aylık ödeme yapan hayat sigortaları da mevcut.
Son yıllarda revaçta olan geri ödemeli hayat sigortası oldukça yaratıcı ve pratik bir birikim yöntemi. Döviz bazlı yaptırılan bu poliçeye 12 yıl veya fazlası prim ödeniyor. Poliçe süresinin bitiminde yaşam kaybı yoksa, sigortacı kendisine ödenen primlerin tamamını iade ediyor. Bu sayede küçük küçük ödeyerek 12 veya daha fazla yıl sonunda toptan bir döviz birikimi yapılmış oluyor. Ne demişler "Damlaya damlaya göl olur".
Hepimiz çocuklarımızın en başta sağlıklı ve mutlu olmalarını, hayata kendi başlarına yaşayacak bilgi ve donanıma sahip olduklarını görmeyi ve içimiz rahat bir emeklilik geçirip, torunlarımızı sevmeyi hayal ediyoruz. Hayat hızla geçiyor, uzun yıllar çalışarak edindiklerimiz çocuklarımız için elbette. Ancak, göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçek var, bir yaştan sonra artık çalışamayacağımız ve kendi yaşamımız için de birikimimiz olması gerektiği gerçeği. Bütçemizin izin verdiği tutarlarda bir bireysel emeklilik planı (BES) ile emekli maaşımızın yanında ek gelirimiz olabilir, bu sayede daha konforlu bir emeklilik ve yaşlılık geçirebiliriz. BES'ten emekli olmak için sistemde en az 10 yıl kalmak ve 56 yaşı tamamlamak gerekiyor.
Su akarken testiyi doldurmak sözünü çok severim, çalıştığımız dönemde küçük küçük de olsa yapacağımız her birikim ileride işimize yarayabilir, çocuklarımızın kurdukları bir işte ya da yapacakları yatırımlarında önemli bir kaynak olabilir.
Anne baba olmak, kendinle beraber çocuklar için de gelecek garantisi sağlama mücadelesi. Daha doğdukları ilk andan itibaren yeminimize sadık bir şekilde çalışıyor, çabalıyoruz. Artık boyumu aşmış olsa da oğluma baktığımda gözümün önüne patlayan ilk dişi ile şirin şirin gülen yüzü; emekleyerek yerleri süpürürken ve yeni keşiflerine şen kahkahalar atan bebek halleri; ilk adımdan sonra o minicik tombik parmaklarıyla "gel gel " diyen bir lokmada yemelik suratı; ilk ateşi çıktığındaki telaşım; okula başladığı günkü kalp çarpıntım, daha neler neler geliyor. Bebeklerimiz, gözümüzde hiç büyümüyorlar, hangi yaşta olursa olsunlar onları hep korumaya çalışıyoruz.
Can parçamız çocuklarımızla sağlıklı, mutlu ve keyifli bir ömür, bizlere iyi davranan hayat, sağlıklı bir yaşlılık ve huzurlu emeklilik diliyorum.
Comments