2022'in sonunda başlayıp 2023 boyunca detaylarını verdiğimiz yeni piyasa koşullarının etkileri, uygulamalar, yaratıcı! çözümler, hala devam eden yanlışlar kulağıma gelmeye devam ediyor.
Depremsiz poliçelerle başlayalım! Yanlış duymadınız depremsiz.
Biliyorsunuz , 1.1. 2024 itibariyle yeni deprem tarifesi geçerli oldu. Tarifede fiyatlar bir öncekine göre %25 arttı. Bunun detaylarını 2024 İhtiyari Deprem Tarifesi (1-2) yazılarımda paylaşmıştım.
Buna ek olarak , sabit kıymet sigortalarının ana teminatı olan YYİ ( yangın, yıldırım, infilak) primlerinde de ciddi bir yükselme oldu. Bu teminat, deprem primlerinin çok yüksek olması nedeniyle poliçelerde sembolik primlerle yer alıyordu. Ancak genel olarak reasürans piyasasının istediği proporsiyonun %35-65 de olması, YYİ primleri ile , sel-su baskını ile başlayan ek teminatlar paketi primlerinin de artmasına sebep oldu. Bu şekilde, herhangi bir hasar olmasa da her poliçe bir önceki yıla göre %50-70 bandında daha pahalı oldu. Kulağıma gelen son haberlere göre sigortalılar , teminatsız kalmamak için, kapsamdan depremi çıkartıp sigorta yaptırıyorlarmış.
Örneğimiz 1. derece deprem bölesinde 100 Milyon TL ( bina, makine ekipman, demirbaş) toplam sigorta bedeli olan bir sanayi tesisi olsun. Mevcut koşullarda yangın, ek teminatlar , deprem %80-%20 koasürans ve %2 muafiyet ile de bir sabit kıymet sigortası yaptırırsa, yaklaşık primi vergiler hariç (binde fiyatlar deprem 3,13, YYİ 0,50, ekler 0,50, GLHHNH T- 0,50- toplam 4,63) net 463.000 TL olur, bu primin %67 si deprem teminatından kaynaklanıyor. Poliçeden deprem teminatını çıkartınca, beklendiğinin aksine diğer fiyatlar aynı kalmaz, sigortacı YYİ ve diğer eklerin fiyatlarını yükseltir, örneğimizde de paçal fiyat depremi çıkardıktan sonra binde 3 olsun. Böylece 463.000 TL lık prim 300.000 TL sına düşüyor. Geçen yılın 2,50 olan deprem fiyatı + YYİ + eklerle yaklaşık 300.000 TL ödendiği için sigorta bütçesi tutturuluyor. Bütçe tuttu tutmasına da, bakın ne gibi sonuçları olabilir?
Sigorta 101 serisini okuyanlar hemen hatırlayacaklar- Yakın Sebep Prensibi
Yani, sigorta poliçesinin tazminat ödemesi için söz konusu zararın, poliçe üzerinde yazılı risklerden birinin gerçekleşmesi sonucunda oluşması prensibi.
Bizim binamıza depremde bir şey olmaz diyerek, deprem teminatından vazgeçen sigortalılar, eğer yakın sebep prensibinden habersizlerse , deprem olduktan sonra deprem nedeniyle gerçekleşen her türlü zararın da ödenmeyeceğini öğrendiklerinde çok şaşıracak ve muhtemelen çok kızacaklar, sigortacılar hasar ödemiyor diyecekler (yine)
Diyelim ki deprem oldu, bina sallandı , birkaç sıva hasarı çatlak dışında önemli bir hasar oluşmadı, ama sarsıntı nedeniyle tesisteki proses suyunun geçtiği borular kırıldı, makineler, emtialar sular içinde kaldı. Sabit kıymet poliçenizde dahili su hasarları teminatı olduğundan poliçenizin devreye gireceğini düşünürsünüz. ama eğer poliçenizde deprem riski yer almıyorsa , sigortacı su baskınından kaynaklı zararlar da ödemeyecektir. Çünkü yakın sebep prensibine göre borular deprem nedeniyle kırılmış ve patlamıştır ve deprem riski sigorta edilmemiştir.
Beklenen bir depremi konuştuğumuz bu günlerde binalar çelik, depremde bir şey olmaz , yangın , su baskını da zaten sigortalı diye düşünüp, depremi poliçenizden çıkartmayın.
Diğer bir konu, daha önce de yazdığım Eksik Sigorta . Sigorta poliçelerinin büyük çoğunluğu yine aynı bedellerle yenileniyormuş. Reasürörler bu konuda rahat değiller, çünkü benzer tesisleri başka ülkelerde de sigorta ediyor ve yaklaşık sigorta bedellerini biliyorlar. Eksik sigorta riski sadece TL poliçeler için geçerli değil, döviz bazlı bedellerde de artış oldu . Geçenlerde sigorta bedeli 1,2 Milyar USD olan büyük bir tesis için de bu uyarı geldi. Hasar anında hayal kırıklığı yaşamamak için sigorta bedellerinin güncellenmesi kaçınılmaz bir gereklilik oldu.
Birden fazla sigorta şirketinin hisse aldığı plasmanlardaki bir kaç yıldır uygulanan Best Terms , 2024 e damgasını vuracak gibi görünüyor. Best Terms için brokerlardan aldığım bilgiye göre net bir kapsamı ve tüm reasürörlerin ayrı ayrı bir metni bulunmuyor , iş bazında farklı metinle düzenlenebiliyor. Her reasürör kloz olarak not etmeyebiliyor, sadece plasman aşamasında belirtiyor. İmzalı reasürans slibi best terms'e uygun olan içerikle sağlanabiliyor. Ne demek bu derseniz, plasmana dahil olan reasürörlerden biri daha farklı fiyat veya teminatla hisse verebiliyorsa, plasmanın tamamı sigortacı lehine olan bu versiyona konumlanıyor. Aynı reasürans marketinden destek alan sigorta şirketleri farklı koşullar sunamıyor, reasürör koşulların yine sigortacı lehine revize edilmesini talep ediyor. Best Terms metinlerine bir kaç örnek
"En Uygun Şartlar ve Koşullar(QS)
-İşbu Reasürans sözleşmesinin şartlarının, koşullarının ve priminin ............ RE'nin bu riskle ilgili reasürans fişi koşullarından farklı olması halinde, Reasürör teminat vermekle veya herhangi bir tazminat talebini ödemekle yükümlü değildir."
"En İyi Hüküm ve Koşullar Maddesi
Poliçedeki diğer hükümlere bakılmaksızın, bu anlaşma kapsamında sağlanan teminatın, katılım sağlanan katman ve/veya yapı için sigorta/reasürans plasmanındaki en uygun oran dahil olmak üzere en iyi şart ve koşullarla uyumlu olduğu kabul edilmiş ve anlaşılmıştır.
- Bu madde kapsamında, en uygun oran, aracılık/komisyon ücretleri ve diğer masraflar hariç net reasürans oranını ifade eder.
- En iyi koşullar, muafiyetler, uzatmalar, ifadeler ve reasürans ciroları dahil olmak üzere reasürör için en uygun koşulları ifade eder.
- Reasüre edilen talep üzerine gerekli tüm destekleyici belgelerin derhal sağlanması da dahil olmak üzere Reasürör ile tam bir işbirliği içinde olacaktır. En uygun oranın karşılanmadığı tespit edilirse, en iyi orana göre ek bir Prim tahsil edilecektir. Her durumda, teminat en iyi koşullara göre verilecektir.
Bu ciro Poliçenin ayrılmaz bir parçasıdır ve hem Reasürör hem de Reasüre Edilen için bağlayıcıdır."
Gelelim araç sigortalarına;
Operasyonel kiralama şirketleri filo kasko primleri şaşırtıyor . Yüzlerce hatta binlerce araçlık filoları olan şirketler, bütçelerine göre kasko sigortası yaptırıyorlar. Yüksek prim hacmi oluşturduğundan sıkı pazarlık ediyorlar. Üretimine önemi bir primi sokacak olan sigorta şirketleri de rekabete cevap veriyor. Son dönemlerde tam kasko için operasyonel filo kiralama şirketlerinin aldığı fiyatların binde 8-9 'larda olduğunu duyuyorum. Yani 1 Milyon TL lık bir araç için prim 9.000 TL. Operasyonel kiralama filoları bu düşük fiyatları alıyorlar almasına da, hasar frekansları çok yüksek ve her yıl çok zarar edilen poliçeler. Teknik olarak düşük fiyatın mantığı yok, sigorta şirketlerinin finansal gelir beklentisi anlaşılabilir ama , bu rekabetçi tutumun sonuçlarını yıllardır yaşıyoruz, hep aynı son. Finansal gelirler de branş bazındaki kötü hasar prim dengesini düzeltmeye yetmiyor. Bu rekabetin bir de bireysel kullanıcılar için yarattığı bir adaletsizlik var bence. Düşünün aynı yaş marka model bir arabaya, kiralama firması kiralama yoluyla gelir elde edip daha düşük prim öderken, tek aracına kasko yaptırmak isteyen biri 2-belki 4 katı prim ödüyor. Üstelik hasar frekansı bir kiralama firması ile kıyaslanamaz.
Filo kiralama kasko sigortası kadar çelişkili bir durum da trafik sigortalarında yaşanıyor.
Bir gün geçmesin ki bu konuda şikayet duymayalım. Sigortacı şikayetçi, aracı teklif bulamamaktan şikayetçi, sigortalı artan primlerden şikayetçi. Ülkedeki ekonomik gelişmelerin belirsizliği, yakın gelecekte beklenen döviz artışları konuşulurken, sigorta şirketleri bu konuda endişelenmekte haksız değiller. Diğer yandan gelin görün ki, ortalama trafik primlerine bakıldığında, bir tarafta tavan primin düşük kaldığını söyleyip artmalı derken aynı zamanda tavan primden daha düşük primle poliçe üreten şirketler var. Trafik sigortası yapmaktan kaçınma, zorlayıcı ödeme koşulları, yaptırımlar, genel prim üretimine oranının denetlenmesi gibi uygulamalar art arda devreye alınırken, bunların çözüme ne kadar katkı sağladığı konusundaki soru işaretleri ve şikayetler azalmıyor.
Sağlık sigortalarına değinmeden edemeyeceğim. Primlerdeki artışlar inanılır gibi değil. Geçenlerde çok sevdiğim biri aile paketi için servet değerinde bir teklif aldı. Çerçeveletip duvara asmalık. Bu primlerle sigortanın sürdürülebilir olması pek mümkün görünmüyor.
Uzun lafın kısası, sigorta yaptırırken, teklifleri çok detaylı incelemek gerekiyor. Her sigortada tasarruf edilebilecek taraflar mevcut, ancak tasarruf ederken nelerden vazgeçildiğini iyi bilmek gerekiyor. Doğru, ihtiyaçlara ve keseye uygun sigorta yaptırmak için mutlaka deneyimli ve konusuna hakim aracılarla çalışın ve soru sormaktan hiçbir zaman çekinmeyin, tasarruf edeyim derken yanlışa düşmeyin.
Herkese iyi çalışmalar
#deprem #yangin #kasko #trafik #yakinsebep #filo #prim #sigorta #bestterms #reasurans #tasarruf #indirim #hasar #eksiksigorta #enflasyon #approximatecause #placement #coinsurance #sagliksigortasi
Comments