"Keşke ben de böyle güzel bir işin parçası olabilsem" diye başladığım Allianz Teknik serisine gösterdiğiniz ilgiye çok teşekkür ederim.
Her depremde deniyor ki "Deprem öldürmez, bina öldürür".
Sohbetimizde binaların yapı tarzları, yapıldıkları yerler, zemin gibi pek çok teknik konuya değindik. Mühendisler elbette ayrıntılara hakim, ama kendi halinde insanlar olarak binanın sağlamlığına dair kriterlerimiz daha yüzeysel. Bir de "Bina o kadar sağlam ki duvarına çivi çakılmıyor, nasıl bir bina yaptılarsa tadilatta çok zorlandık, dünya yıkılır bizim ev yıkılmaz, müteahhit de bizim binada yaşıyor " gibi kendimizce sağlamlık tespitlerimiz var.
Binaların projelendirilmesinden, yapımına kadar tüm aşamalarında titiz bir çalışma ve uygun malzeme seçimi ve elbette kaliteli işçilik gerekiyor. Ceyhun Bey zeminin önemini değinirken ilk adımın altını çizdi: "Zemin." "Doğaya kulak vermeliyiz."
1999 depreminden sonra ülke genelinde etkilenen alanların belirlenmesi, alternatif kentsel projeler, finansal çözümler ve ayrıca yasal ve düzenleyici reformlar için kentsel dönüşüm süreci başladı. 2004 yılında altyapısı oluşturulan kentsel dönüşüm yasası 2012 yılında 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”un olarak kabul edildi. Bundan sonra hızlanan süreçte Türkiye genelinde 3,2 milyon konut yenilenmiş.
Ekonomik odak olan İstanbul ve Marmara Bölgesi her zaman gündemde. Türkiye'nin milli gelirinin %43'ünü temsil eden bu bölge sanayinin, limanların, ticaretin ve nüfusun önemli kısmını oluşturuyor. Şubat depremlerinin ülke ekonomisine zararı 105 Milyar USD olarak açıklandı, bunun ekonomik etkileri daha uzun süre devam edecek. Yıkılan konutların, işyerlerinin yerine konması vakit alacak. Bu da ülkenin vatandaşları olarak hepimizin çabası ve katkısıyla olacak.
Serinin ikinci yazısında paylaşmıştım, Japonya Büyük Hanşin depreminden sonra, depremi takip eden 2 yıl içinde yepyeni bir Kobe yaratmıştı hatırlarsanız, sadece 2 yılda. 1999'dan bu yana ülkemizde yıkıcı depremler oldu, canlarımız gitti, maddi manevi kayıplar verdik, en son Şubat ayında korkunç afeti yaşadık. Kaybedecek vakit yok, bu çok açık.
Buradan da şu soruya geçiyoruz:
Binalarda can güvenliği ön planda, dünyada da böyle. Binaları yerine koymanın maliyeti bu kadar yüksek ve teknoloji bu kadar ilerlemişken neden binalar sağlam kalmasın?
Depremden sonra şehir hastanelerinin temellerinde kullanılan -ki bu tip projelerde bu bir zorunluluk- sismik izolatörler herkesin dikkatini çekti. Hastaneler "Hemen Kullanılabilir" olması zorunlu olan hizmet binaları, buna idari hizmetlerin verildiği binalar; belediye, valilik, bakanlık, okullar gibi diğer kamu binalarını da dahil edebiliriz. Yine çelik çapraz bağlantılar ve ülkemizde çok yaygın olmayan Japonya'daki yüzer taban temel sistemi gibi uygulamalar da binaların kesintisiz kullanımını sağlıyor.
Diğer taraftan insanların yoğun olarak bir arada bulunduğu alışveriş merkezleri veya iş merkezleri var gibi yapılar var. Japonya'da deprem haberi izlediğimizde o koca koca gökdelenlerin içinde insanların, çök-kapan-tutun pozisyonunda beklediklerini, bu arada etrafta olan biteni telefonlarıyla görüntülediklerini, depremden sonra ise sakince hareket ettiklerini görüyoruz. Çünkü içinde yaşadığı, çalıştığı binanın sağlamlığına güveniyor, ertesi gün tekrar o binaya girip çalışabiliyor. İstanbul'daki Allianz Tower, hemen kullanılabilir binalara bir örnek.
Deprem engel olunamayan bir doğa olayı. Ancak deprem sonrası zararlar idarenin, otoritenin, mühendisin ya da yöneticilerinin aldığı kararların ve uygulamaların sonucu. Japonya ülkedeki katı düzenleme ve yeniliklerin etkinliğinin kanıtladığı bir ülke. Buradaki uygulamaları daha da ileriye taşıyıp, Amerika'da benzer zararların yaşandığı San Francisco, California gibi yerlerdeki mühendislerle, can güvenliğini sağlayan ve yıkılmayan, hemen kullanılabilir binalar için mühendislik rekabetine girmişler.
Yani, uzun lafın kısası, binaların hemen kullanılabilecek şekilde yapılması mümkün. Ve bu konuda iyi bir deprem yönetmeliğimiz var. Maliyetleri daha yüksek ancak uzun vadede engel olacağı kayıplar, vatandaşların can güvenliği, ekonomik ve siyasi bağımsızlık açısından yarattığı kazanımlar çok değerli ve önemli. Hemen kullanılabilir bina kavramı 2007'deki yönetmelikte vurgulanmış. 2018'deki yönetmelikte 'Kesintisiz Kullanım' olarak değişmiş. Son yönetmelik binaların kesintisiz kullanım, sınırlı hasar, kontrollü hasar ve göçmenin önlenmesinde mühendislik ilkeleri ve standartlarını belirlemiş.
Türkiye'deki deprem yönetmeliğine göre binalar , büyük depremlerden bu kadar hasar almayacak şekilde tasarlanıyor. Ancak hepimiz depremde yıkılan ve ağır hasarlı bina sayılarından gördük ki bu her bina için geçerli olmamış. Deprem yönetmeliğinde belirtilen koşullara tam anlamıyla uyulmamış. Diğer taraftan yönetmelik endüstriyel tesislerde de can güvenliğine odaklı. Geçmişle hesaplamaların bu kadar hızlı yapılamadığı dönemlerde can güvenliğinin merkeze alınması anlaşılır bir durumken; şu anda bilgi ve bilgisayar yazılımlarındaki gelişme ile hesaplamaları çok daha hızlı ve isabetli yapmak mümkün hale gelmiş. Endüstriyel tesislerde içeride milyonluk yatırımlar, yapısal olmayan pek çok malzeme ve stok var, bu durumda bu tip sanayi binaları için can güvenliği yanında iş sürekliliği açısından da hemen kullanılabilir olmaları önemli.
Konutlara gelince: Konutların çoğu betonarme ve yine Ceyhun Bey'den aldığım bilgiye göre betonarme binalarda deprem tepkileri farklı olabiliyor. Benim için de oldukça yeni bir bilgiydi. Bina zararları depremin büyüklüğünden daha çok, binanın depremin talebine karşı yeterince hareket edememesiyle ilgili. Yani kale gibi bina olması içimizi rahatlatır elbette, ama esneklik de önemli bir kriter. Kentsel dönüşümün çok konuşulduğu bu günlerde mevcut konutların hemen kullanılabilir binaya çevrilmesi oldukça zor, ancak yeni binaları tasarım aşamasında maliyetlerde %15 civarında bir artışla "hemen kullanılabilir "şekilde inşa etmek mümkün. Bu, binada hiç hasar olmayacağı anlamına gelmiyor, ancak belirttiğim gibi can güvenliğinin yanı sıra, binanın kullanımının devam edebileceği ilkeler benimsenmiş. Üzerinden neredeyse bir yıl geçecek olmasına rağmen deprem bölgesindeki vatandaşların hala çadır veya konteyner kentlerde yaşadıkları gerçeğini düşünürsek, daha fazla maliyetle de olsa, güvenle yaşanabilecek, hemen kullanılma uygun yapılmış konutların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Betonarme binalar için gözle incelenebilecek kriterlere gelince:
Bir bina ne kadar basitse bu deprem güvenliği açısından olumlu bir başlangıç, ama araziye uydurmak için yapılan asimetriler riskleri büyütüyor.
Girişinde tavanı daha yüksek mağaza, galeri olan binalar- depremde binaların giriş katı ile üst katlar sanki iki ayrı binaymış gibi hareket ediyor. Bu nedenle giriş kat ve diğer katların kat yüksekliklerinin aynı olduğuna dikkat edilmeli.
Bitişik nizam binalar; düşünüldüğünün aksine, birbirlerine çarparak depremden daha çok zarar gelmesine sebep olabilir.
Binada kullanılan demir donatılar; sıklığı, kalitesi- bu kısmı biz göremiyoruz ama bu konuda uzman firmalardan hizmet alınabilir.
Binanın yaşı; yönetmelikler değiştikçe binaların tasarım ve yapımlarını değiştirdi. 1999 depreminden sonra ise yapı denetim uygulamaları gibi olumlu gelişmeler oldu.
Bina kadar, binanın içinde ne yaptığımız da önemli; büyük eşyalar, dolaplar gibi ağır mobilyaların sabitlenmesi önemli.
Allianz Teknik ziyaretimde öğrendiğim yeni bir kariyer de Test Mühendisliği .
Test mühendisliği ekipman kullanımı gibi düşünülse de, deprem laboratuvarları sayıca az olduğundan, makine ve teorik yönetmelik ve prosedürlere uyulması boyutunda mühendis oldukça az. Test Mühendisleri herhangi bir ekipmanın test deneyinde belirli bir deprem yükü altında nasıl davranış gösterdiğini ve belirli deprem hareketleri esnasında uluslararası standartlarda belirtilen koşulların sağlanıp sağlanmadığını kontrol eden ve makineleri kullanan mühendisler.
Başta yoğun bir teorik eğitimin yanı sıra, pratikte yaratılan deprem hareketinin test edilen cisim üzerindeki etkisinin nasıl gözlendiğini, bunun hangi ekipmanlarla yapılması gerektiği analizlerini yapabilen mühendislik. Geleneksel bir mühendislik eğitimi almış yeni mezun bir mühendisin bu konuda çalışabilmesi için yoğun teorik eğitimin yanında iş başı eğitimleri de gerekiyor. Ülkemizde deprem laboratuvarlarının çok az olması nedeniyle, bu konuda yetişmiş uzman test mühendislerine büyük ihtiyaç var. Üstelik bu teorik ve pratik bilgiye haiz mühendisler yurt içinde ve dışında oldukça gözde!..
Allianz Teknik Yangın, Deprem ve risk mühendisliği konusundaki temel afet ve risk farkındalığı, uygulamalı deprem mühendisliği eğitimleri hizmetlerinin yanında elektromekanik cihaz üreticilerinin - elektrik panosu, server paneli, jeneratörler ve trafolar gibi ürünlerinin uluslararası standartlarda deprem performans testlerini yapıyor.
Merkez, üniversitelere akademik test hizmetleri veriyor. AR-GE testleri yapılıyor.
Bir araç içindeki tüm ekipmanların yorgunluk testlerinin yapıldığı, yüksek kapasiteli yol koşul testleri, taşımacılık sektöründe bir malın çıkış noktasından varışa kadar geçirdiği tüm evrelerdeki ambalaj detayı da dahil olmak üzere akredite testler diğer hizmetler arasında.
Son dönemlerde beklenen deprem nedeniyle "binam depremde nasıl davranacak?" sorusuna karşılık, binanın tüm bilgilerini aldıkları ve %90 doğruluk payı ile sonuç veren bina deprem performans testleri Allianz Teknik Hizmetleri arasında.
Merkezin gelecekte hizmete alacağı projelerden biri kök neden analizi; saha ziyareti ve hasar analizi, malzeme değerlendirme, proje ve rapor hizmetlerinden oluşan "Hasar Sonrası Kök Analizi - Hasar Değerlendirme / İnceleme" hizmetleri. Hasar nedenlerinin belirlenmesi, hem yangını yaşayan kuruluşla benzer alanlarda çalışan kurumlar için öğrenme, hem de sigorta sektörü açısından risk yönetimi ve risk kabul kriterlerinin gözden geçirilmesi ve hasarın elbette bir kez daha tekrarlanmaması için önemli bir çalışma.
Dünya Ekonomik Formu 2024 Küresel Risk Raporunu geçenlerde yayınladı. Önümüzdeki 10 yılın büyük risklerini sıralandığı raporda iklim değişikliği en başta geliyor. Allianz Teknik , Çevre ve İklim Değişikliği Hizmetleri kapsamında iklim değişikliğine bağlı fiziksel risklere adaptasyon ve iklim değişikliği sebebiyle oluşan karbon ayak izinin azaltılması konusunda danışmanlık ve raporlama hizmetleri vermeye hazırlanıyor. Firma, sürdürülebilirlik raporlamalarında paydaşların karbon ayak izi verilerinin talep etmesi durumunda yasal gereklilikler ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına uyum için kullanılabilir raporlamalar yapacak.
Allianz Teknik binası herkese açık. Günlük iş planlarının yanında düzenli eğitimler ve farkındalık için okul ve işyeri gezileri en sevdikleri program. Bir sosyal sorumluluk projesinin sıcak ve samimi ortamında, çocuklardan yetişkinlere, merkezi ziyaret eden herkese farklı deneyimler sunuyor. Ekibin güler yüzü ve samimiyeti ile güzelleşen dopdolu ve kesinlikle çok faydalı ziyaretinizi planlamak ve merkezle iletişime geçmek için daha fazla beklemeyin.
Ziyaretinizde fırsatınız olmazsa, daha önce de bahsettiğim Ceyhun Bey'in hepsi tek tek , özel olarak toplanmış müthiş lego tasarımlarına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yıllardır sigorta sektöründe dirsek çürüten biri olarak, (mesleki) algıda seçicilikten olsa gerek, odağım da kaçınılmaz olarak sigortalanabilirlik üzerineydi. Allianz Teknik bünyesinde gördüklerim, bakış açımı genişletti, bilimin kendinden emin ve mütevazi tarzı ve toplumla buluştuğunda ortaya çıkan sonuç insanı mutlu ediyor. Bu seriyi yazarken destekleri için Ceyhun Eren ve çalışma arkadaşlarına tekrar çok teşekkür ediyorum.
Herkes bir ideale sahip olabilir, peşinden koşar; bu ideallerin kimi gerçekleşir, kimi yarıda kalabilir. Allianz Teknik, bir ideali hedeflemekle kalmayıp, gerek akademik gerek profesyonel yaşamında idealini gerçekleştirmek için çabalayan, girişimci ve gayretli kişilerle, bunu destekleyen, topluma hizmet ve sosyal sorumluluk kapsamında, yıllardır biriktirdiği deneyimi toplumla buluşturan sorumluluk sahibi bir kurumun birlikte çalışmasının güzel bir sonucu. Tüm sektörlerdeki güçlü ve etki alanı geniş şirketlerin bu örnekleri çoğaltması dileğiyle.
Herkese güvenli günler.
#AllianzTeknik #deprem #yangin #riskmuhendisligi #tasimacilik #otomotiv #sosyalsorumluluk #yangin #risk #sigorta #cevre #iklim #environment #carbonfootprint #karbonayakizi #kokneden #routecause #merkez #egitim #farkindalik #toplum #society #japan #kentseldonusum #istanbul #ekonomi #lego #
Comments