top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

BEN ŞİMDİ NE DİYEYİM?


2022 nin son çeyreği, 2023 yenilemelerinde sektördeki yaşanan zorluklar ve Kahramanmaraş depremleri sonrasında, daha temkinli ve teknik yaklaşım beklerken, tekliflerde gördüğüm tablo biraz hayal kırıklığına uğrattı.


Önce biraz geçmişten bahsedeyim

99 Gölcük depremi sonrası 2000 de sigorta şirketleri deprem tarifesiyle beraber teklif şablonlarını güncellediler.

Sonra aradan biraz zaman - hatta yıl geçmedi ne gördük, tarife delinmiş, primler yerlerde.


2001 de İkiz Kuleler saldırısının ardından sektör bir centilmenlik anlaşması ile uygulanacak en düşük fiyatları broker ve acentelere duyuruldu. Sonra bu kararın rekabete aykırı olduğu belirtildi, fiyatlar tekrar kırıldı .


Şöyle bir örnek vereyim, diyelim ki 1. derece deprem bölgesinde 100M TL lik sigorta bedeli olan bir işletmeniz var. Sabit kıymet sigortasının ana teminatı yangın, yıldırım, infilaktır.-Kısaca YYİ. Sonra deprem, diğer ek teminatlarla poliçenin içeriği oluşur ve risklere göre binde fiyatlarla prim hesaplanır. Centilmenlik anlaşması en düşük YYİ fiyatının binde 0,15 olarak uygulanması yönündeydi, yani sigorta bedelinin her 1000 TL si için en düşük 15 kuruş. prim alınmalıydı, terörün ayrı bir tarifesi vardı.

100M TL lik sigortalanacak kıymet için sigorta primlerinin çok basit hesapla YYİ- 0,15 - 15.000 TL, o zamanlar deprem fiyatı 1,80 di- 180.000 TL, terör 0,5- 50.000 TL , diğer ekler 0,15 yine 15.000 TL ile - toplam prim 260.000 TL

Primlere %10 YSV ve % BSMV eklenir. Bu rakamlara ortalama %12,5 aracı komisyonları dahil. Aracının kazancı ortalama 30.000 TL civarında olurdu.


Sonra deprem tarifesinin delinmesi, komisyon indirimleri hatta iadeleri başladı ki bu konuda başta brokerler olmak üzere tüm aracılar kendi gelirlerini pazarlık konusu yaptılar.


Yukarıdaki hesaplar yıllar içinde şöyle oldu;

Aynı işletmede 100M TL için sigorta primleri -YYİ- 0,0001 prim 10 TL, deprem fiyatı kırılamadığından 1,80 -prim 180.000 TL, terör 0,0001 -10 TL , diğer ekler 0,0,0001 yine prim 10 TL ile - toplam prim 180.030 TL

Deprem komisyonu genellikle %7,5 tur, aracılar bunu da sıfırladılar, - prim 166.500 TL

aracının kazancı 3 veya 5 TL oldu.


260.000 den- 166.000 e düşen prim, risk aynı, sigortalı aynı

Aracı gelirindeki durum ise açık.

Primler bu kadar düşerken, her türlü önlemini alan, risk yönetimine yatırım yapan kurumlarla, bu konuda daha zayıf olan kurumlar arasında bir ayırım da kalmadı.

Bu durumda risk yönetimi teşvik edilebilir mi?


Sonuçta- koşulları sigortalının belirlediği, aracıların bazen 0 (sıfır) komisyona çalıştığı- hatta üstüne para verenlerin olduğu zamanlar başladı.

Sektörün kendi komisyon gelirleri üzerinden yaptığı indirimleri de unutmamak gerekir.


Ama sorumluluk sigortalarında artık saklanamayan muallaklar ve ödenen yüksek tazminatlar;

Londra gibi önemli ve prestijli bir piyasanın, başta hukuk ve ekonomi alanındaki gidişattan duyduğu kaygı ve sürekli rekabet isteyen Türk risklerine önce üstü kapalı, sonra da net bir şekilde kapılarını neredeyse kapaması;

Yıllardır düşük seyreden teknik karlılık, pandemi döneminde düşük kasko/trafik hasar primi üstüne de enflasyon ve döviz artışları etkisiyle yükselse de, hayatın eski temposuna dönmesiyle artan hasarların sonucu olarak sigorta sektörünün dünyası değişti.

Bu değişimi 2022 son çeyrek ve bazı riskli endüstrilerde izledik. Bu konuda ben dahil pek çok kişi yazdı, konuştu, medyada açıklamalar oldu. Çıkarılan dersler anlatıldı.


Peki ne oldu?

Bazı endüstriler gerçekten ciddi fiyat artışları ile karşılaştılar, bazıları teminat bulamadı, sigortasız kaldı. Bazı işletmeler sigorta poliçelerini gözden geçirip, limitli ya da kısıtlı poliçelere geçtiler ya da geçmek zorunda kaldılar. Tüm bu olanlar aylardır söylenenlerin beklenen sonucuydu.

Kahramanmaraş depremlerinin ardından sektör zorlu bir sürece girdi. Hasar tespitleri devam ediyor, bu süreçte yer alan tarafların yüksek sesle dile getirilmeyen ama yapısal ve uygulamada pek çok sıkıntıyla karşılaştığı kulaklarımıza geliyor.


Böyle koşullarda herkesin kendine bir çeki düzen vermesini, zamanın gerektirdiği şartlarla uyumlu ve doğru iş yapmak üzere tutarlı davranmalarını bekleriz, beklerdik...


Geçenlerde ihracatçı bir işletme için sigorta yenilemesi sürecine dahil olduk. İşletme birden fazla tesiste , çoğunlukla AB ye ihraç edilen endüstriyel ürünler üretiyor. Plastik enjeksiyonu, küçük çaplı da olsa alevli bir imalat süreci var. Firma kredi ilişkisi nedeniyle banka şubesinden sigorta yaptırmış. Şirketin sigorta programı da kendi içinde son derece düzensiz takip ediliyor, dağınık ve şirket içinde de herkes kendi işiyle ilgili sigorta poliçelerini takip ediyor. Pahalı olmasın diye sigorta bedelleri de olması gerekenin altında belirtilmiş, bu şekilde devam eden , dağınık, bana göre pahalı ve denetimsiz bir durum. 2022 yılında iki önemli hasar yaşamış ve hasar primi %100 ün üzerinde.


Yenilemeleri için birden fazla aracı kanalıyla teklif toplamak istediler. Trafik, kasko, konut ağırlıklı çalışan daha küçük şirketler ,bu risklere girmeyi istemezler. Endüstriyel risklerde uzmanlaşmış büyük sigorta şirketlerinin çoğu da faaliyet kolu, yangın risk önlemlerinin yetersiz olması ve hasar geçmişi nedeniyle teklif vermek istemedi. O kadar çok soru sordular ki sigortalı yoruldu. Bu kadar bilgi iletildikten sonra doğal bir teklif gelmesini beklersiniz, ya cevap verilmedi, ya da olumsuz yanıt döndüler.


Bu esnada sigortalı bankadan yenileme teklifini sorgusuz sualsiz aldı. O tarafta bir soru cevap silsilesi yaşandı mı bilmiyoruz.


Bankaya alternatif olarak verilen teklif, verilen bilgilerin değerlendirildiği ve bazı aksiyonların yerine getirilmesi şartıyla sağlanmış, bana göre de doğru teknik primle geldi. Ancak banka kanalı bu alternatif teklifin %50 altında bir teklif verdi, sonra üzerine bir de indirim yaptı!

Riskli endüstri

Zayıf risk önlemleri

%100 ün üstünde hasar prim

İndirim?!


Sektörün kendine yaptığını kimse sektöre yapmıyor.

Bankalar tarafından yapılan sigorta poliçeleri kesinlikle ayrı bir yazı dizisi olur, teknik hatalarına ve rekabetteki durumlarına ayrıca değiniriz.


Ama bir sigorta şirketi bir riske ya teklif verir ya da vermez

Aylardır "bundan sonra işler zor, sigorta bile bulunamayabilir "şeklindeki basına verilen demeçlerden sonra bir teklif veriliyorsa, maliyetler bu kadar farklılık göstermemelidir.

Birkaç ay öncesine kadar bazı risklere teklif bile sunmayan sektörün, yüksek riskli ve hasarlı bir sigortalıya, üstelik bu hasarı da ödemişken önceki yıldan düşük prim önermesine ne denebilir? Teknik olarak da, ticaretin doğasına da aykırı bir durum.


Yukarıda anlattığım örneğin benzerleri kaskoda, KOBİ sigortalarında, o kadar yüksek muallak ve zayıf önlemlere rağmen işveren sorumlulukta karşıma çıkmaya başladı ki!

Pazar kaybı kaygısıyla, aracı baskısıyla yapılan, ticarete, işin prensiplerine, mantığa aykırı davranışlarla artık karşılaşılmaması gerekir. Ticari karardır, göze alıyor ki bu teklifi veriyor sana ne diyebilirsiniz, tamam da, yazının başında anlattığım kötü teknik sonuçların sebebi bu ticari yaklaşım ve çığırından çıkmış rekabetti. Yaşanılan bu kadar felaketten sonra kendi kendine zarar veren bu döngünün kırılması gerekmez mi?


Bir trafik poliçesi kesene kadar herkesin siniri bozuluyor. Trafik sigortalarında daha fazla zarara katlanmak istemeyen sektörün, rekabet ve baskı olunca büyük risklerdeki davranışlarını açıklamak zor. Aynı hatalar tekrar mı ediliyor?


Mart ayında pek çok şirket ve broker Dubai de düzenlenen DWIC e katıldı. Çünkü alternatif kapasitelere çok ihtiyaç var. Londra ve Kıta Avrupası fiyatları yüksek, bu nedenle yeni pazarlarla tanışmak gerekli. Ancak o pazarlar Türkiye risklerine düşünmeden girmeyecekler.


Pandemi, üstüne ekonomik kriz ve artan maliyetlerle patlayan hasar prim oranı , daralan kapasiteler , kapıda bekleyen büyük felaket olasılıkları varken, sigorta sektörümüzün bu durumu önemli bir değişim ve teknik sigortacılık için milat gibi görmelerini, en başta güven ve sürdürülebilirlik için, eski ticari yaklaşımlarını değiştirmelerini, sigortalıları sektörün beklentileri konusunda bilgilendirmelerini, risk yönetimi ve risk azaltmayı teşvik eden eğitim programlarıyla farkındalığı ve güçlerini artırmalarını diliyorum.


İyi pazarlar














76 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page